1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
255
Okunma

Neden buradayım?
Nereden geldiğimi bile hatırlamıyorum. Soğuk bir akşam vakti, sokağın kıyısında kuytu, biraz olsun ılık sığınacak bir yer arıyordum. Belki sadece bu geceyi atlatabilmek, yarına kalabilmek için.
Çok dolaştım, açım da üstelik. Kapı önleri, kaldırım kenarları, araba altları, dükkan saçakları hiçbiri tekin gelmedi. Bir kaç yerden kovuldum, görülme tehlikesiyle kaçtıklarım oldu. Son kovalamacada aklım çıktı.
Sonunda burada buldum kendimi. Yeterince kuytu gibi. Ayrı bir köşem de var. Bu geceyi kurtarsam, sabah olur. Belki az biraz sıcak da olur. Fırınlar yanar, ekmek kokar. Sıcaklık.
Aileniz var mı?
Neler yaparsınız evlerinizde?
Kaç kişisiniz? Sofralar kurulur, görüyorum pencerelerden. En çok kahvaltıya özeniyorum. Dumanı üstünde bir demlik, yumurtalar, peynirler, zeytinler, ballar... Amaan neyse işte. Şu fırından çıkan sıcak ekmekle. Sahi kim alır ekmeği? Baba mı, yoksa bir koşu gönderilen evin küçük bireyi mi?
Neler konuşursunuz o masada? Son günlerde fiyatların nasıl arttığını mı?
Havaların soğuk gittiğini mi? İçerisi sıcaktır şimdi. Karnınız da doydu. Birazdan uyuyacaksınız, ürpermeden, tedirgin olmadan, yumuşacık yatağınızda, yumuşacık yastığınıza gömülecek başınız. Yorgan örtecek üstünüzü, çatınızın evinizi örttüğü gibi. Oh! Ne güzel, tasasız, derin uykulara dalmak. Neden tasanız olsun ki. Sizi kovacak kimse yok, uyurken kimseler size dokunamaz mesela. Sizin dört duvar bir çatınız var. Ne şans.
Kuytunuzda bu gecelik, hayaller kurabilir miyim?
.