GERÇEK NEDİR?
GERÇEĞE NASIL ULAŞIRIZ?

Hiç düşündünüz mü!

Şu an inandıklarınızın ve bildiklerinizin ne kadarı doğru, ne kadar yanlış; ne kadarı hakikat ne kadarı hurafe?

Doğru bildiğiniz bu bilgileri bir teste bir deneyime bir analize tabi tuttunuz mu?
Teste tabi tutmadığınız bilginin doğruluğunu nereden biliyorsunuz, şayet bu bilginin esiri olmuşsanız bu esaret daha nereye kadar devam edecek? Hakikatin ışığıyla artık aydinlanmanız gerekmez mi?

Örneğin size bir deterjan tavsiye ettiler ve dediler ki bu deterjan çok iyi temizlik yapıyor ve sağlığa hiç zarar vermiyor.

Çok iyi temizlik yaptığını anlamak için bunu alıp deneyimlemeniz gerekir değil mi?

Peki sağlığa olan zararını nasıl öğreneceksiniz?
Bunu kısa vadede gözlemlemeniz mümkün mü?

Bunun için çok uzun vadede gözlem yapmanız gerekir.

Belki buna insan ömrü yetmeyebilir.

Bir bilginin doğruluğunu deneyimleme imkanınız yoksa bunu başkalarının deneyimlerinden yola çıkarak keşfetmek zorundasınız.

Örneğin çamaşır suyunu ele alalım.

Çamaşır suyu çok kullanan insanların astım ve akciğer rahatsızlıkları olduğu iddia ediliyor.

Siz bu iddiaya inanmayabilirsiniz ve kısa sürede böyle bir rahatsızlık görmeyebilirsiniz.

Ancak 15-20 yıl sonra ciğerleriniz iflas ettiğinde geriye dönük ciğerlerinizi kurtarabilir misiniz

Bu durumda bu iddianın ciddiliği üzerine araştırma yapmak ve bunu deneyimleyen insanlar üzerinde gözlem yapmanız gerekir değil mi? Çünkü bu hasarın telafisi yok.
Hukukta telafisi imkansız zarar diye bir kavram var.

Tüm bu anlatılanlardan varacağımız sonuç şudur:
Bütün bilgilerimizi objektif bir teste tabi tutmamız gerekir. Hele ki bu bilgiler bizim geleceğimizi ilgilendiriyor ve hatta bütün geleceğimizi yok ediyorsa.

Şu anda etrafımızdaki insanların hangisi güvenilir hangisi güvenilmez hangisi menfaat perest hangisi sadık bunları ayırt etmemizin yolu önce aklın mihenk taşına vurmak sonra da bunları test etmekten geçer.

Peki aklımızı nasıl kullanacağız?
Aklımızı kullanmamızın en basit yolu hayattaki somut örneklerden yola çıkarak sonuçlara ulaşmaktır yani çok iyi gözlem yapmaktır.
Aklı kullanmanın bir ikinci yolu
matematik bilmektir.

Matematik asla yalan söylemez hayattaki kimi olaylar da mutlaka bizi bir sonuca götürmek zorundadır.
2+2’nin 4 ettiği bilindiğine göre bütün olayları buna göre değerlendirmek gerekir.

Bir insanın doğru söyleyip söylemediği bir bütünün içerisinde ele alınmalı ve yaptıklarıyla sözlerinin örtüsü örtüşmediğine dikkat edilerek anlaşılır..

insanın bazı söyledikleri bazı söyledikleriyle çalışıyorsa bu insan yalancı ve sahtekar bir insandır.

Dün söylediklerini bugün reddediyor bugün söylediklerini yarın reddediyorsa ve bu yalanlarla sizin hayatınızı şekillendiriyorsa bu insana itibar etmemek gerekir..

Düzgün işleyen bir akıl bizim en büyük servetimiz, en büyük hazinemiz ve en büyük rehberimizdir. Nitekim Allahu Teala kur’an-ı Kerim’de akıl etmez misiniz diyor.

Aklın yetersiz olduğu yerde bilgiye, tecrübeye ve analitik gözlemlere başvurulur. Çünkü aklı geliştiren enstrümanlar bilgi, tecrübe ve hikmettir.

Hikmet çok özel bir nimet olduğu için Her insan ona ulaşmayabilir. Hikmet sahibi insanlar toplumda pek azdır.
Bizler hikmeti Allah’ın bir lütfu olarak gördüğümüz için onu bir kenara bırakıyoruz.

Bizler şu an mevcut aklımız bilgimiz ve tecrübemizle neyin gerçekliğin doğru olduğunu nasıl anlayabiliriz?

Örneğin bir arkadaşımızın çok iyi dost olduğunu bize dost olduğunu zannediyoruz ancak onun telefonlarını gizlice dinlettiğimizde aslında bize en büyük düşman olduğunu anlayabiliriz. Hayat bunun örnekleri ile doludur.

Başkasının telefonu dinletme imkanınız olmadığına göre bu insanların iyi insanı okumadığını anlamak için başka formülleri devreye sürmemiz gerekiyor.

İnsanların neyi anlattıklarına değil bu insanların kimi savunduğuna bakmak gerekir

Bir hırsız bir başka hırsızı savunabilir.
Toplumdaki bütün hırsızların savunduğu bir insan iyi insan olabilir mi?

Demek ki bir insanın yaptıklarındaki tutarlılık kadar o insanı kimi savunduğuna da bakmak gerekir.
Bugün İsrail’i kimin desteklediğine iyi bakmak gerekiyor.
Yaptığı onca sormaya rağmen İsrail’i destekleyen bir devlet bir kurum ya da bir insan iyi insan olabilir mi?

O ülkenin ya da o insanın hayvan sevgisine ne kadar inanabilirsiniz insanı sevmeyen hayvanı sevebilir mi?

Hülasa diyoruz ki; hakikate ulaşmanın yolu bütün bilgileri resetlemek ve 0 noktasına inmektir.

Ondan sonra önümüze matematiği koyarak tek tek bütün insanları, bütün olayları, bütün liderleri ve bütün bilgileri teste tabi tutarak doğruyu yanlıştan ayırt etmek ve bundan sonraki ömrümüzü buna göre şekillendirmemiz gerekir.

Çünkü Allah insana uzun bir hayat vermemiştir.

Doğru bilgiyi en kısa sürede fark ederek ona göre bir yaşam standardı oluşturmayı emretmiştir. Bizler bu formülü öğrenip bu yaşamı kurgulamak zorundayız.

Çünkü Ömür çok kısa ve ölüm bize hızla yaklaşıyor..