7
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
437
Okunma
İyi günde,kötü günde, hastalıkta,sağlıkta ve ölüm ayırana kadar...
Çoluk cevizin altında gümbürdeyen davul ve yapılan köy düğünü hayatlarını birleştirmişti köyün en güzel kızının ve en yakışıklı delikanlısının. Kim derdi ki sonlarının on beş yıl sonra hüsran olacağını..
El ele ,omuz omuza verilen on beş yıl ..Mutlu -mesut-bahtiyar.İki tane pir-u pak evlat.Bir gün her şey kararacaktı İsmail’in gözleriyle birlikte ..Ekmeğin ve suyun tadı kaçtı..Mutsuzluk onlara da kucak açtı.
Doktor doktor aranan derman bulunmuştu sonunda.İsmail hanımının elini tutamayacaktı artık.Menhus hastalık evlilik hayatına müsade etmiyordu.İlaçların fayda vermesi ve ömrünün uzaması (!) için.
Düşünüldü, taşınıldı..On beş yıllık evlilik sona erecek,çocuklar babaya verilecek ..Eşi de baba evine gönderilecek..Çocuklarından ayrı bağrına taş basacak.İsmail’in ömrü uzayacak..Eş önemli değil canım...ne olursa olsun...Boşarsın beş parasız babasının evine gönderirsin.Ne güzel çözüm..
Her şey kader işte..Yükle suçu kadere..İşi bağla edere..Geride kalanlar isterse uğrasınlar hedere.Gümbürdeyen davullar her an mutluluk bahşetmiyor .İnsan ömrü de zaten çoğu şeye yetmiyor.Hele de kadınların gücü çoğu şeye yetmiyordu eskiden.Bir de okumamış ise..Hakkını savunamıyor ise vay haline ..Geline bak geline..kınaları yakmış eline..kurbanlık adeta...gider salına salına..