-Bizim köyün üstlerine kar yağmış, dün instagramda Mahmutun oğlu yayın yapıyordu.
-Belli tabi bu soğuk oraların soğuğu.
-Keşke dün yağarken köyde olsaydım, sobanın kenarında oturur, çay içerdim, bizim çocuklar biraz köyü seviverse ne olurdu sanki.
-Hadi len oradan sanki sen seviyor musun.
-Seviyorum lan tabi köyüm benim ata toprağım, gerçi Mahmut enişte karısının hakkı bahanesine her yere çöktü ama olsun. biz de zaten nasıl gidelim, gitmeyince işlemeyince böyle olur, bizim hanımın hastalıkları olmasa ben çocukları dinlemez giderim ama emekli olayım daha sık giderim inşallah.
- Bu memurluk çökertti bizi neymiş ayın 15inde maaş yatarmış. Yatıyor da neye fayda
-Boşver toprağım işine bak sen ne güzel makam şoförüyüz işte görmediğimiz yer mi var?
-Bir köyüne gidemiyorsun işte
diye gülümsedi Rıza, sonra şoförlüğünü yaptığı makam aracının camlarını bastıra bastıra silerken;
-Nuri dayı mantara çıkalım mı hafta sonu işin var mı
-Çocuklarla avm,ye gideriz
-Her hafta avm olur mu, gel bir hafta birlikte gidelim, tahakkuk servisinden Nalan hanım’a da söyliyeceğim, iyi muhabbet olur.
-Onunla çok uğraşıyorsun, edebli kadındır, dul diye senin hovardalıklarına gelmez, hem sen bizim oralardan Neriman ile de böyle ilgilendin de tokatı yemiştin, bizim oralılar böyle olur işte
Hadi oradan hanım köylü hanımından korkuna köye bile gidemezsin sonra bana laf atarsın ne diyeyim ben sana.
-Olsun be gardaşım azıcık aşım kaygısız başım
dedi ve gevrek gevrek gülerken amirinin dışarı çıkacağı haberi geldi, hemen üstünü başını toparlayıp arabayı çalıştırdı ve amirinden fırça yememek için arabanın kaloriferini açtı.