Merhaba sevgili okurlar. Bu gün oğlum Ali’nin Güneydoğu ekspers gazetesindeki köşesinde yayınladığı makalesini çok beğendim ve buradan kendi sayfamdan yayınlamak istedim. Umarım okuyanlarda beğenirler.
Dinci ve Dindar terimlerini kendi fikirlerim doğrultusunda kıyaslama yöntemi ile tanıtmak isterim. Sözde Müslümanlık ve Özde Müslümanlıkta diyebiliriz. Dinci, bir iş yapmadan önce, her zaman önce BEN der. Dindar ise bir iş yapmadan önce, BİZ der.
Dinci insan, ilişkilerini sadece çıkar yolunda kurar. Dindar ise, insaları yüce yaradan ALLAH’ın yaratma sıfatından olduğundan kendine davranılmasını istediği gibi, insanlara davranır.
Dinci, yüce yaradan ALLAH’ın koyduğu kuralları kendi çıkarlarına göre yeniden düzenler. Dindar ise, yüce yaradanın koyduğu kuralların gölgesinde yaşayıp tevekkül eder.
Dinci, ucunun ona dokunmadığı adaletsizliğe,yolsuzluğa,hırsızlığa ve zulme göz yumar. Dindar ise kesin ve kati topluma zarar verici tüm olaylara ses çıkarır ve karşı çıkar. Zulme karşı mukavemet eder ve asla sesiz kalmaz. Zulme sesiz kalanları da uyarır ve yol gösterici olur.
Git gide gözünüze bazı kişiler gelmeye başladıysa siz de dinci ve dindar profillerinin kim olduklarını anlamaya başladınız.
Dinci, ondan daha aciz insanları bir basamak ve ezilecek insan olarak görür. Dindar ise kendinden zayıfları her zaman yanında bulundurup kendini onların gelişimine adar.
Dinci, sorgulamayı ve sorgulayanı pek sevmez, kendi menfaatine göre yaşar Dindar ise ucunda kendi hayatı dahi olsa sorgular ve sorgulatır. Ne olursa olsun, sorgular ve sorgulatır.
Dinci, İslami felsefeyi bilmediğinden IRKINI Ümmet görüşünün önüne koyar. Dindar ise, ÜMMET ırkını telafuza dahi gerek görmez.
Dinci güçlünün yanında olur. Dindar ise mazlumun.
Dinci ezileni, ezenler ile beraber ezer. Dindar ise ezilene kol kanat olur.
Dinci halka yalan atan yöneticilere biat eder. Yalanı daha da inandırmak için yüce yaradanı koşullandırır. Dindar ise halka yalan söyleyeni ve söyleteni, halkın anlıya bileceği bir dilde halka aktarır.
Ali Çekdar Korkmaz
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
"Dinci, ucunun ona dokunmadığı adaletsizliğe,yolsuzluğa,hırsızlığa ve zulme göz yumar. Dinci halka yalan atan yöneticilere biat eder. Yalanı daha da inandırmak için yüce yaradanı koşullandırır. Dindar ise halka yalan söyleyeni ve söyleteni, halkın anlıya bileceği bir dilde halka aktarır."
Çok doğru tespitler değerli kalem.Bu sebepten ülkenin geldiği nokta aşikâr. Selamlar..
Kıymetli hocam merhaba Evladınız mükemmel bir analiz yapmış, terkip sağlam, kıvamında tam, karışım değil bileşik hani Kendisini şahsınızda ve gıyabında kutlar, başarılarının devamını dilerim
Şu kadar ki, bir noktada nüans farkına değinmek isterim naçizane "Dinci, İslami felsefeyi bilmediğinden IRKINI Ümmet görüşünün önüne koyar. Dindar ise, ÜMMET ırkını telaffuza dahi gerek görmez." denilmekte yazıda
Kendi hesabıma, hiçbir İzm'e taraftar değilim nihai noktada Haliyle ırkçılıkta dahil buna İnsanın elinde olan, kendi emeğiyle tayin ettiği bir yanı yok ırkın Kapitalist emperyalist dünya sisteminin körüklediği bir akımdır ırkçılık Bireyselde de sıklıkla hiçbir vasfı, meziyeti olmayan insanların öykünmeciliğidir
Ne ki, ırkla ırkçılığı ayırmakta gerekmez mi? Şöyle ki hocam, Irk, tarihi gelişimin yaradılışa bağlı maddi dayanaklarından biri, ırkçılık bunun nefsani bir pohpohlanmaya dönüşümü İslam, insanın Allah tarafından ırklar, kavimler halinde yaratıldığını kabul eder mesela Kavminin, soyunun belirli bir övüncü insan gerçeğidir nihayetinde Sorun kendi kavmini, etnik kökenini bilmek, tanımak değil, başka ırkların, kavimlerin düşmanı olmak noktasındadır Elbette ırkına mutlak bir üstünlük tanımak, o ırktan olmanın Tanrı ya da Allah katında bir ayrıcalık olduğuna inanmak hata Diğer ırklardan olanın kabahati ne peki? Yaradan, yarattıklarını biyolojik temelde ayırır mı? Ayrım, üstünlük inanç, ahlak, emek, meziyet alanlarında olur Kundakta üstünlük vehmetmek hakkaniyeti kundaklar haliyle, beşikte yükseklik zannı beşeriyeti zehirler doğallıkla
Birde hocam dincilerin kimisi de var ki, değil ırkını yüceltmek ırk vurgusunun tozundan hoşlanmıyor, bahar mevsimindeki polenler misali alerji yapıyor adeta Kim bilir dominant bir ırk kavramı varsa ülkesinde ya da memleketinde bu halin etrafından dolaşmak için ırk vurgusunu yalanlar, lanetler gözüküyor belki de, bu tarz dincileri kastediyorum, yanlış anlaşılmasın lütfen!
Öte yandan hocam, "Dindar ise, ÜMMET ırkını telaffuza dahi gerek görmez." derken şiiri bundan ayrı tutmak gerektiği zannındayım Şiir çünkü hamasetin, yiğitliğin tarihsel askeri zaferlerden de beslenen yanıdır Siyasal hamasetle, kahramanlık şiirlerindeki öz suyunu sanırım ayırıyoruz
Sözün özü dinciyle ırkçının kesişim kümesi boş küme değildir ama her zaman kesişmediği kanaatindeyim benim hocam
Nihayet Evladınızı ve paylaşımınız dolayısıyla sizi tebrik ederim Sürçü lisan ettiysem af ola Selam ve saygılarımla.
Müsterih olun Selçuk Bey Hiçbirimiz hoca değiliz Tabi Milli eğitimde ya da başka bir kurumda eğitimini ve formasyonunu almış, öğretmenlik, hocalık yapanlar hariç Ne ki, bizim toplumumuzda bir şey öğretenin de hoca tabir edildiği olur, bir bakıma her alanda var olan okullu/alaylı ayrımı misali, şiir ve yazılarınızla katkı sağlıyor hatta yön veriyorsunuz belki de Edebiyat tarihimizde de, edebiyat fakültesi ya da eski Darülfünun mezunu olmayıp da kendini yetiştirmesiyle edebiyatçı payesi kazanmış öyleleri vardır ki, belki de çok okulluyu ceplerinden çıkartırlar Yine de tevazu duymanız yersiz değil, kutlarım
Öte yandan, haklısınız hocam; sembolizm, mecaz gibi ögeleri sonsuz bir imkân algılamak, hudutsuz kullanmak hata elbette İnsanoğlunun bir putlaştırma, ikonografi eğilimi var Vur deyince öldürmek, gözüne gözüne vurmak, çivisini çıkartmak, ne dersek diyelim
Yine kelimelerin, aynı kelimelerin yer değiştirmesi aynı manayı vermez kuşkusuz Önermelerde giriş ve sonucun yer değiştirmesinin farklı anlamlara kapı açması misali
Sevgili Levent kardeşim bu yazıya önem verip yorumunuzla değer katmanızdan dolayı çok çok teşekkür ederim.
Makalede gerek anlatım dili gerekse meramın anlatılması konusunda eksiklikler olabilir.
Irkçılık mevzusunda bu yazıdan benim anladığım şöyle bir örnekle ifade edilebilir.
Türk İslam sentezi İslam Türk sentezi
Müslüman Türkler Türk Müslümanlar
Bakın yukarıda yazdığım yazım örneklerinde
Aynı kelimeleri kullanarak farklı anlamlar çıkartmak mümkündür Sizin de Belirttiğiniz gibi Allah c c biz İnsanları kavim kavim yaratmıştır Dillerle renklerle süslemiştir. Tabi ki her kavime mensup insanlar Gerek İslam dairesinin içinde gerek se dışında kavmini milletini belirtebilir burada hiç bir sorun yoktur.
Ancak Ümmet kavramı İslam inancına mensup ırkların bir araya gelmesiyle bir anlam kazanır.
Önce ırkını zikredip sonra inancını beyan etmek bana göre samimi bir Müslümanın ifadesi gibi gelmiyor.
Ne aslını ne kimliğini hiç bir İnsan evladı İnkar etmemelidir. Irkını İnancının önüne katmak olmaz. Konu hakkında bir hadisi şerifte şöyle der Nebi as
“Asabiyet dâvâsına kalkışan (ırkçılık yapan), onu yaymaya çalışan, bu dâvâ uğrunda mücadele eden kimse bizden değildir.” (Ebu Davut, Edeb, 121)
Şiir konusunda da Haddi aşmadan küfre girmeden yazılacak şiirleri de kabul ederiz.
Örneğin bir şiirde : 'Cehennemler yaratan bir ırkın afadıyız diye bir ifade kullanılır.'' Bu Dinen caiz bir ifade değildir mecazen kullanılmış derseniz Cehennemde yaratmakta Allah'a mahsus bir iştir bunu ırka bağlamak Dinen olmaz.
Konuya ilgi gösterip katkı sunmanızdan dolayı tekrar teşekkür ederim Levent kardeşim
Bir konuyu da aydınlatmak isterim Ben Hoca değilim lütfen bana bu şekilde hitap etmeyin. İsmimle hitap edebilirsiniz bu beni çok mutlu eder.
Bu doğru. Önyargı ile pek çok kişi bu iyi veyahut bu kötü diyebiliyor. Her ikisi de yanılabiliyor. Bunun için yaşabtısını bizzat görmeden kimsenin hakkında yargı yapmamalıyız. Duyduğuna inanma gördüğünün yarısına inan atasözümüze uyarak her duyduğumuzu doğru sanmamalı, gördüğümüzde ise benim bilmediğim bir hikmeti vardır deyip, Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâmın hüsn-ü zan üzerine tavsiyesine uyup, sünnete tâbi olmalıyız.
Hikmetini bilmediğimiz ne durumlar var aslını sadece Allah bilir. Önyargı genellikle yanıltır.
Elif hanım güzel duygu ve düşünceleriniz için teşekkür ederim.
Aslında İnsanları tanımak birazda Hayata bakış açısıyla alakalı olsa gerek. Kişinin yaşam tarzı siyasal görüşü ekonomik durumu ve İnancıyla karşısında ki şahsı değerlendirmesi bu değerlendirme sonucunda tanıdım diye fikire sahip olmasıdır.
Maalesef bir çok insan önyargıya sahiptir. Gönlü nasıl isterse öyle tanımak isteyenlerde oluyor
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.