Aşkın Dansı

Deniz kenarında, ay ışığı parıldarken, yakomozlarin büyüsüne kapılmıştık. Ellerimiz birbirine kenetlenmiş, kalplerimiz ahenkle atıyordu. Gökyüzü, yıldızlarla süslenmiş bir tablo gibiydi, ancak senin yanında olmak, bütün gökyüzüne bedeldi.

Rüzgar, saç tellerini nazikçe okşarken, senin gülüşün beni büyülemişti. Gözlerin, yıldızlardan daha parlak ve kainat gibi gizemliydi. Her bakışın, bir hikaye anlatıyordu.

Sana olan hislerim, denizin sonsuzluğu gibi derin ve sakin. Kalbim, adeta seninle ritmik bir dansa başlamıştı. O an, içimdeki aşkın, müzik notalarına dönüşerek ruhlarımızı okşuyordu.

Birlikte yürüdük, ayak izlerimiz kumsalda iz bırakırken. Gecenin sessizliğinde, sözcüklerin yerine kalbimiz konuşuyordu. Her adımımız, aşkın büyülü bir serüvenine dönüşüyordu. Birlikte geçirdiğimiz zaman, saatlerin nasıl geçtiğini anlamamıza izin vermiyordu.

Gökyüzündeki yıldızlara bakarken, seninle birlikte sonsuzluğa uzandık. Her yıldız, aşkımızın bir parçası gibiydi. Sadece seninle olduğumda gerçek anlamını bulan bu duygu, içimi sıcacık bir ışıkla dolduruyordu.

El ele tutuştuğumuzda, aşkın büyüsü bizi sarhoş etti. O an, dünya dışında bir yerdeydik; sadece seninle var olan bir evrende. Sessizlik, en güzel melodiyi çalmıştı ve biz, bu melodinin içinde kaybolmuştuk.

Aşkın dansında, her adımımız bir ömre bedeldi. Deniz, tanıklık ettiği en güzel aşk hikayesini seyrediyordu ve biz, sadece birbirimize ait olmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Gökyüzü, bize ait gibi parlıyordu, çünkü aşkımız, yıldızların ışığı kadar güçlüydü.