Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde pire berber iken deve tellal iken. Anam dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, daha ben ortalarda ben yok iken, az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. döndüm arkama bir baktım ki bir arpa boyu , bir karış yol gitmemişik. Ağzı olan konuşuyor. Önüne gelen bir hikaye bir masal anlatıyor.
Bir koca kuyruklu yılan anlatıyor söylüyor yazıyor. ne olacak ağzı olan konuşuyor.

Herkes mutlu görünüyor. sağlıklı mutlu huzurlu marketine gidiyor istediğini alıyor. Her istediğini yapabiliyor.
tatil için plan yapabiliyor. Hatta telefon açıp firmalarla pazarlık yapıyor yer ayırttırıyor.
Canı istediğinde yemeğini ailesi ile beraber dışarıda yiyebiliyor. Şen şakrak gezebiliyor. Hiç bir şey düşünmüyor. Bankalarla sorunu yok, borcu yok. Gel keyfim gel yaşıyor. Buz dolapları ağzına kadar dolu yok yok.
Pazar sabahları çoluk çocuk oturup kuş sütü eksik sofra kurup mutlu huzurlu düşüncesiz bir şekilde pazar kahvaltılarını yapabiliyor. Hatta kedisine sosisli salamlı sucuklu bir kahvaltı veriyor.
Yani anlayacağınız çok güzel mutlu huzurlu muhteşem günler yaşıyor. Her yer gül bahçesi, her yer her taraf güllük gülistanlık. Ambarlar ağzına kadar darı dolu, darılar ambarlardan taşıyor,
Herkes mutlu neşeli sağlıklı görünüyor. hiçbir derdi sorunu kaygısı yokmuş gibi yaşıyor görünüyor.

Benimde aklıma bir masal takıldı. Yazacağım masalı herkes biliyordur mutlaka birilerinden dinlemiştir. Yazdığım için terbiyesiz utanmaz ahlaksız diyenler çıkar olabilir haklıdır.

Bir varmış bir yokmuş dünya güzeli gözlere eşi bulunmaz asker postalı gibi dudaklara sahip eşek kafaya koyar köyden ayrılır geziye çıkar. Düz yolda yolunu şaşırır. Heyecanlı bir o kadar da görecekleri için meraklı hayal kurarak giderken yolu ormanın içine girer yürürken bir kükremeyle irkilir. Aslanla hangi cesaretle izin almadan benim ormanında gezersin, bu ormanın kralı benim istersem seni şuracıkta parçalar yerim der. Eşek korkmuş suskun ürkek vaziyette aman diler bekler. Eşeğin korktuğunu itaat ettiğini gören yalnızlıktan sıkılmış aslan eşeğe beni takip et der ve ormanı denetlemeye çıkarlar. Epey bir dolaşırlar fakat kimselere rastlamazlar. Dinlenmek için bir kenarda dururlar. Orman sessiz ve ıssızdır. Bu durum eşeğin dikkatini çeker. Eşek sayın kralım kimsecikler yok her yer ıssız der.
Aslan kasıla kasıla herkes mutlu benim gibi kralları var onun için yan gelip yatıyor der.

Aradan bir müddet geçer ormanın kralının cinsel arzuları depreşir. Bir kükrer bir daha kükrer ve eşeğe döner birbirimizle cilveleşelim oynaşalım der. Eşek dünden razıymışçasına olur der. Aslan kükrer ormanın kralı ben olduğuma göre ilk ben başlayacağım der. Eşek itiraz etmez tamam der.
Aslan kükrer gerilir ve işe koyulur. Eşek oralı bile olmaz. Bir ara aslan zevke varacağı vakit eşeğe hayatım dudaklarını uzatır mısın öpeyim der. Eşek boynunu çevirir asker postalı gibi eşi bulunmaz dudaklarını uzatır ve aslan öper.
Sıra eşeğe gelir yer değiştirirler, Eşek işe koyulur. Tabi ormanın kralı acı duyar kımıldanır falan ses çıkaramaz. Tabii eşek aslandan aşağı kalır mı aşkım canım dudaklarını uzatır mısın öpeyim der.

Aslan ah ben boynumu bir çevirebilsem sana ne yapacağımı biliyorum demez.

Çünkü eşek sorasında başına geleceklerini bildiği için fazla yüklenmez. Aslan boynunu döndürür dudaklarını uzatır eşek öper. Sorası ne oldu? Bende bilmiyorum bekleyip göreceğiz.

Susmak.
Konuşmamak.
Diyorlar ya! Susmakta bir konuşmaktır.
Veya,
Söz gümüşse sükut altındır.
Fakat,
Şu söz yerinde söylenmiş söz.

Susan dil Şeytandır.
Bende düşündüm çıkamadım işin içinden.

Sussam beynim kirlenir.
Sövsem dilim kirlenir.
Yutkunsam mideme oturur.
Ben ne yapmalıyım şimdi?
Siz ne yapıyorsunuz?




----------------------------------------------------sevgilerimle...
--------------(pitik)