Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Ali Rıza Navruz DELİBAN
Ali Rıza Navruz DELİBAN

TÜRKÇE'MİZ VE KARAMANOĞLU Mehmet Bey.

Yorum

TÜRKÇE'MİZ VE KARAMANOĞLU Mehmet Bey.

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

403

Okunma

TÜRKÇE'MİZ VE KARAMANOĞLU Mehmet Bey.


“”Vırvırık dağının tepesindeki köyde
Cafe-show levhasının altında
Acının da acıcı, nes-kaaave içeniniz var mı?””

Önümüze dünya haritasını koyup da şöyle bir bakacak olursak; Doğudan Batıya yedi bin, Kuzeyden Güneye üç bin kilometrelik koskoca bir alanda yaşayan bir milyarın üzerinde kişi tarafından Türkçemiz; -çeşitli lehçelerle ve şivelerle de olsa- kullanılmakta ve gerek kişiler arasında, gerekse de toplumlar arasında iletişimi sağlamaktadır. Tarih boyunca 117 devlet 16 imparatorluk kurmuş olan Türklerin dilinin, yani Türkçemizin dünya üzerinde en çok kullanılan bir imparatorluk dili olduğu hiç kimse tarafından inkâr edilmemiş, edilemez de…

Konuya bu tür bir girişten sonra Türk dilinin evrelerine bir göz atmadan geçmemenin gerektiğine inanıyorum. Bir bakıma nereden nereye gelindi konusunun resmini çizmek istiyorum. Bu resim verilmeli ki, nereye gidiyor olduğumuzu daha iyi kavrayalım. Bilindiği gibi Türkçemiz 10. yüzyıla kadar Göktürk alfabesine dayanmaktadır. Konuyla ilgili en önemli kaynaklarımız; bu alfabeyle yazılan Orhun anıtları olarak bilinen kitabelerdir. Bu kitabelerde Bilge Kaan’ın kardeşi Kültiğin’le birlikte Çinlilere karşı yapılan savaşlar ve Türk Milletinin bütünlüğünün sağlanması için verilen mücadeleler anlatılmaktadır.

Orta Türkçe Dönemi olarak adlandırabileceğimiz dönemse 10. yüzyıldan başlayıp 13. yüzyılın sonuna kadar sürer. Bu dönemde Türkler resmen Karahanlı Türkçesi kullanmışlardır. İslamiyet’in Türkler tarafından kabulü bu döneme rastladığı içindir ki daha sonraları Arap alfabesine geçilmiştir. Tabi ki bu süreçte Arapça ve Farsça sözcükler de dilimizi etkilemiştir. Aynı zamanda Türkçemiz de o dilleri etkiler durumdadır. Bu devirde Türkçe ve Arapça eşit derecede kullanılmıştır diyebiliyoruz. Kutadgu Biliğ, Divanü Lügat-it Türk ve Atabet-ül Hakayık gibi ünlü eserler bu devirde yazılmış eserlerdir.

13.yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan döneme Yeni Türkçe Dönemi diyoruz. Bu dönemde Türkçemiz Doğu ve Batı Türkçesi olarak ayrılmış gibi gözükmektedir. Doğu Türkçesi; eski dönemin ve Karahanlı Türkçesinin sanki devamı gibidir. Batı Türkçesi ise; Osmanlı Türkçesi ve Azeri Türkçesidir… Yani o dönemde Türkçemize bu iki kol etki etmiştir.

Dilimizin son devresi ise 20. yüzyılı kapsamaktadır elbette. Bu devirde ülkemizde yeni Türk alfabesi kullanılmakta ve Türkçemizin adı Türkiye Türkçesidir. Yine bu dönemde Özbekistan ve yakın çevresinde Özbek Türkçesi, Türkmenistan ve dolaylarında da Türkmen Türkçesi kullanılmaktadır. Cumhuriyet Döneminde Bu güzel Türkçemizin bozulmaması için M.Kemal Atatürk’ün emriyle 1932 yılında Türk Dil Kurumu kurulmuştur. Konunun önemini vurgulamak amacıyla Atamız der ki; “Ülkeler sadece topla tüfekle işgal edilmez, bir millet dilini, dinini, kültürünü kaybederse ülkesini de kaybeder”

Görünen o ki; günümüzde bu güzel Türkçemiz yeterince korunamamıştır. Ne yazık ki son dönemde batı dilleri ve çeşitli şekillerdeki medya aracılığı ile dilimiz yozlaştırılmak istenmektedir. Öyle ki artık, bir ailede çocuklar aileleriyle iletişim dahi kuramamaktadır. Teknolojinin etkisiyle de ülkemizde “mesaj dili” dönemi başlatılmıştır. Çarşıda pazarda ise Türkçe isimlerden çok, yabancı tabela isimlerine rastlar olduk. Nereye doğru, hangi yöne gittiğimizin sanırım farkında değiliz. Farkında olduğumuzda da belli ki geç kalmış olacağız, belli ki “geç kalmışların çağrılarına gelmeyecek sevda kuşları.”

Şimdi oturup, gelin hep birlikte bekleyelim Karamanoğlu Mehmet Beyi ve hep birlikte arayalım Yusuf Yanç diliyle:
“……
Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı…
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?
Özün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?”

İçi yanmayanımız var mıdır ki? Gelin o zaman hep birlikte, hep bir ağızdan 13 mayıs 1277 yılında yayınlanan bu fermanı tekrarlayalım derim; "ŞİMDEN GİRÜ HİÇ KİMSE KAPUDA VE DÎVÂNDA VE MECALİS VE SEYRÂNDA TÜRKÎ DİLİNDEN GAYRI DİL SÖYLEMEYE..."

Bu vesiyle ile 26 Eylūl Tūrk Dili Bayramımızı kutluyorum...
.-----------.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Türkçe'miz ve karamanoğlu mehmet bey. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türkçe'miz ve karamanoğlu mehmet bey. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TÜRKÇE'MİZ VE KARAMANOĞLU Mehmet Bey. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tuna Yaşar
Tuna Yaşar, @tuna-yasar
26.9.2023 21:00:31
Türkçeye sahip çıkmak için yabancı dil özenti algısını değiştirmeliyiz. Düşünün bir kere. Biz bize çok net anlaşıyoruz. Sözlüğe bakmadan birbirimizle Türkçe konuşuyoruz. Bir yabancıya göre Türkçe yabancı bir dil. Yani biz onlara göre yabancı bir dil kullanıyoruz. Yavaş yavaş dizİleri sayaseinde özel türkçe kurslar açıyorlar. Sırf dizileri daha rahat anlamak için. Yeridir, öğrensinler.

Tuna Yaşar tarafından 26.9.2023 21:05:07 zamanında düzenlenmiştir.

Tuna Yaşar tarafından 26.9.2023 21:07:48 zamanında düzenlenmiştir.
Tuna Yaşar
Tuna Yaşar, @tuna-yasar
26.9.2023 20:58:19



Tuna Yaşar tarafından 26.9.2023 21:03:59 zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL