İnsanlar konuşa konuşa anlaşır.Meclisleri açık tutan sohbetlerdir.Bir araya gelen insanlar ortak konu üzerinde konuşur ve fikir beyan ederler.

Adamın biri güncel dinlenme yerlerimizden olan millet bahçesine gider.Yürümeye başlar yavaş adımlarla.Birinin tek başına bir bankta oturup derin bir düşünceye daldığını görür yaklaşır.Bir de ne görsün.Eski mahalle komşusu.Görüşmeyeli on beş yıldan fazla olmuş.Yıllar çok değiştirmiş komşusunu.

-Merhaba komşum, dalmışsın?

-Merhaba kardeş can sıkıntısı işte.

Sohbet gayesiyle yanına oturur.Başlar sohbete..

-Sizin bir ölen at vardı, duruyor mu?

şaşkındır adam.

-Ölen at durur mu hiç kardeşim?.Nasıl bir soru öyle?..

-Hiç, öylesine konuşuk olsun diye.

-Kardeş büyükler ne demiş ;ölü ata kamçı vurulmaz diye..ben ölen at duruyor mu diye sorunca neden ayıp olsun?.Söz olsun torba dolsun işte.İki sözün belini kıralım dedik,kabahat işledik ellaham..

%%%%%%%%%%%%%%%%%

Altmışlı yıllarda yaşlı bir amca koltuğuna sıkıştırdığı bohçasıyla hamamın yolunu tutar.Evinde bulamadığı rahatı umarak hamamın kapısından içeri girer.

-Selamün aleykün kardeş!..

-Aleyküm selam, hemşerim şöyle geçin.

Yaşlı amca peştemaline bürünür, hamamın tadını çıkarmaya başlar.Bir saat sonra çıkışa varır.

-Allah razı olsun,çok makbule geçti.Hoşça kalın.

-Bey baba yirmi beş lira vereceksin!..

-Ne diyorsun?..Şunu baştan deseydin ya..O zaman tut şu bohçamı ben geri çimeyim!..

Günümüzde geri çimemeyeceğimize göre hamama giren kolunu sallayacak öyle değil mi?

%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%

Eskilerde makyaj malzemesi mi vardı?Eee dolayısıyla makyaj da yoktu.

Kayın valide adayı gelin kızı evlerinde görüp tanımak için kız evinden randevu talep eder..

Kız evinde yoğun bir telaş başlar.Soba yakılır.Görücüye çıkacak kız sobanın yanı başına oturtulur.Yanakları sıcaktan elma gibi kızarana kadar bekler.

Görücüler gelir.Sohbet sohbeti açar.Unutmuşlar ne için toplandıklarını.Kız seslenir içeriden anasına;

Anaa,kızdım geleyim mi?..

Kız çağırılır tabii ki..Elma yanakların yanında tüm kırmızı elmalar sınıfta kalmış.

%%