’iri iri damlalarıyla yağmur üzüm salkımıydı doğum gününde
senin
şaşkın ve sırılsıklam durdum önünde senin
altın kubbeli bir ağaçtın
denizin ortasında
ilk ergenlik düşümden geliyorum sana
bu şehrin bana verdiği en tatlı yemiş en akıllı söz en insan sokaksın
günlük güneşlik rüzgârım benim’’

Gözlerinin gözlerime değdiği o ilk anı hatırladım şimdi… Bir martı usulca konuverdi yüreğime... Kanat çırpıp uçacaktı ya denizlere birlikte… Uzak ülkelerin, uzak iklimlerine göç edecektik… İki göçmen kuş misali işte…

Başka bir zamanın kollarında kanat çırçacaktık… Yavru sandallara binip… Anka kuşlarına soracaktık adamızı… İtkaya ya uçacıktık… Bilinmen zamanların ülkesine… Kumdan evler yapacaktık… Yavru domatesler ekecektik birlikte… Minicik salatalıklar… Evizin önünde bir masamız olacaktı… Deniz bebeğimiz koşacaktı özgürce…

Ve denizin maviliğine karışacaktı aşkım sende… Gözlerin gözlerime değdiğinde… Ve sıcak nefesin ısıtırken dudaklarımı… Gecenin kollarına uçacaktık… Ve kaç gece yolculuklar yapacaktık birlikte… Aşka koşan… Aşka düşen yolculuklar işte… Hüzün hemen sol yanımızda olacaktı… Sen seviyorsun ya sonbaharı… Sararan yapraklar düşecekti geceye… Ve sen gömecektin ayakların içine… Ve ben sıcacık bir çay taşıyacaktım ellerine…

Daha ilk anda… Gözlerinin esiri olmuştum… Kirpiklerinin her bir teli göz hapsine almıştı beni… Yeryüzünün en mutlu esiriydim ben işte…

Hücremi sevmiştim… Yüreğinde bir ömür boyu tutsak yatacaktım… Bir avuç nefesin… Bir parça gökyüzü… Yağmur tanecikleri… Kekik kokuları… Ve tenindeki ıhlamur rengin… Ve bir parça peynir… Ve hepsini bana taşıyan kokun… Hücremin her köşesi sendin işte…

Tüm zamanlara inat güzel günler yaşayacaktık seninle…

Kokun beraberinde aşkı getiriyor bana sevgilim… Şimdi sana ait ne varsa, aşkı çağıyor yüreğime… Her yavru ile başlayan sözcükler titretiyor içimi… Bir bilsen, ne çok seviyorum seni…

Her sözünde bir aşk hikâyesi saklı biliyor musun… Ve bilmiyorsun… Haberin yok senin… Gözlerin, ölümsüz aşk şarkılarına ilham verecek güzellikte… Çok şeylerin ertelenmiş hali saklı sanki gözlerinde… Miyop gözlerinde gizli yüreğin… Ellerin ressamlara, heykeltıraşlara meydan okurken… Tüm geçmiş ve geleceğin özlemi var öpüşlerinde… Ertelenmiş bir aşk hikâyesisin sen biliyormusun… Ben biliyorum işte…

Ne zaman düşsen aklıma… Aydınlanıyor içimin karanlıkları… Umutsuzluklarım yok oluyor isminde… Hemen terk ediyor mutsuzluklarım beni… Gözlerine düşüyorum ben de… Düşüyorum… Yitiyorum... Sonsuz boşlukta salınıyorum… Kayboluyorum… Gözlerimi açıyorum teninde… Sana yitmişim… Ve sende buldum kendimi işte…

O; demir zırhlarına bürünmüş adam yok oldu sende… Kabuğum çatladı inan… Bir tohum gibi düştüm içine… Tüm zırhlarımı eritti aşkın… Ve nasıl çoğalıyorum seninle… Nasıl sıcaksın… Ve nasıl sevgi dolusun bir bilsen… Ve şefkatli… Ve ne çok sevilmeye değer…

Sana gelmek istiyorum… Duygularım nasıl da yarışıyor içimde… Hızlı hızlı atıyorum adımlarımı… Nefessiz kalana kadar koşuyorum sana… Bana sevgili olan… Tendaş… Sırdaş… Ve bana yar olan tenine… Sana… Sevgilime…

Şimdi sen yanı başımda şarkılar söylüyorsun… Kemanın telleri ağlıyor mutluluktan… Farid F. düşüyor geceye… Telleri ağlıyor kemanın ve ben yazıyorum sana işte...

Sınırları belli sevdalara inat sevdim seni… Tel örgüleri aştım, mayınlara çarptı yüreğim… Seni sınırsız sevebilmek için geldim sana… Tüm sınırları çizdim gönlümün fırçasıyla işte…



Sende kendimi buldum ben… Bendeki seni sevdim delice… Sendeki beni gördüm gözlerinde… Sendeki beni sevdim ben… Şimdi ikiniz beraber büyüyorsunuz, bir sen birde sevdan içimde…

Bak; her şeyden geçtim, cevabını bilmediğim sorulara yanıt aramıyorum artık… Nereye varacağımızı bilmesem de; huzurla aynı yolda yürüyorum seninle… Dünü boş verdim, yarınlar önemini çoktan yitirdi, yanında olduğum bu günü yaşarken işte…

Belki sonu olmayanımsın… Ve belki de sonsuza kadarımsın kim bilir… Ölüler zamanı bilir mi bilmem… Olmayacaksan sonum… İşte bil ki ölmüşüm o zaman ben de…

Sen yaşamım boyunca gördüğüm en güzel rüyamsın… Biliyorum; sen benim gerçeğimsin diyeceksin… Gerçekler hep benim gibi… Oysa sen gerçek ötesisin… Hiç söyleyememiştim bunu… Şimdi söylüyorum işte…

Hayallerimsin sen benim… Yüreğimin masalısın… İyiki varsın…

Beni doğuran annemi sevmiştin… Öpmüştün ellerinden… Sen istemesen de… Yürek dolusu sevgilerimin eşliğinde… Ben de öpüyorum annenin ellerinden…

Doğum günün kutlu olsun…

Kocaman öpüyorum… Yıldızlar kadar… Kutup yıldızı kadar… Yağmurları da unutmuyorum elbet… Seni bana getiren her şeyi işte…