0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
402
Okunma
Yoruldum… Peşinden koşmaktan, sana ulaşma çabamda her saniyenin hüsranla dolmasından. Demek ki umurunda değilim… Umurunda olsaydın bir yerde beklerdin; ama sen durmak bilmeyen bir akışsın, hız ibresinin inip çıkan ritmi gibi, sürekli değişen, sonsuz bir hareket hâlindesin. Son durağın yok galiba. Hep peşinden koşulmasını mı seviyorsun, yoksa varlık sebebin biraz da zulüm mü?
Aslında yoksun; varmış gibi bir gölge… Ne var ne yoksun. Bir kenardan bakıp saf ve temiz bir çocuk gibi “C” deyip kayboluyorsun. Ama benim sabrımı unutuyorsun. Benim gibi sabırsız birinin, bunca yıl sana sabretmesi… Kendime bile tuhaf geliyor. Gülüyorum kendi hâlime. Sabretsem de, sabretmesem de akıp gidiyorsun işte. Tutmak istesem de tutamıyorum seni; tıpkı avuçlarımın arasından kayıp giden ince bir rüzgâr gibi. Ve ben, artık bıktım seni kovalamaktan.
Buraya kadar desem olur mu? Olmaz… Çünkü unuturum, yine peşine düşerim. Saate bakar, yelkovanın akrebiyle akrebin yavaş dansını izlerim. Söyle bana, zaman… Sen nasıl bir varlıksın? Kim yakaladı seni, ben nasıl yakalayayım? Doğan her yaratılmış seni tutmak istedi, başaramadı. Kimleri toprağa gömdün de kendini göremedin? Sur’a üfürülmeni bekliyorsun belki de, durmak için…
Sende de hak var; her yaratılmışın bir görevi olduğu gibi, senin görevin de akmak ama bitmemek, geçmek ama tam geçememek, duramamak ama bazen durmak…
Ne yapalım… Bekleyeceğim. Ne zaman biteceğini bilmeden. Ey zaman… Bana bir işaret versen, küçük bir ipucu… Belki unuturum, nasıl geçtiğini. Unutmak ne güzel, değil mi? Seni yoran her şeyi unutabilmek… İyi ki unutuyorum, seninle sürdürdüğüm yaşamın geçmişini. Hani sen ya kendini, ya beni yeniyorsun…
Her şeyin ilacı olduğunu söylerler. Ama sen, giden ve yitip biten her şeyin ardından geri dönmeyensin. Bir anı, aynı hâliyle bir daha yaşayamıyorum. Sana söylüyorum ama yine umurunda değil, değil mi? Sen, yerinde durmayan cambaz, küçük oyunlarla kandıran…
Artık inanmam sana. Yaratılmış yalancılardan biri de sensin meğer. Yalan söylemeyen tek şeyin zaman olduğunu sanmıştım; sandığımla kaldım. Gece olup gündüze karışıyorsun, yol olup uzuyorsun. “Vakit tamam” diyene kadar bekleyeceğim.
İstersen gelme… Keyfin bilir. Ben de sana süre vereyim; süren dolduğunda karışmam olacaklara, tıpkı senin hiçbir şeye karışmadığın gibi.
meyra