Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
hüzünlükent
hüzünlükent
VİP ÜYE

Bir avuç kiraz

Yorum

Bir avuç kiraz

1

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

734

Okunma

Bir avuç kiraz

Bir avuç kiraz


Akabinde, bu nasıl insanlıktı, diye düşündü kadın; Elmas karası gözlerinin içindeki karanlıktan, taş kesilmiş kalplere simsiyah bir bakış attı.

— Bumudur? — dedi, parmak uçlarından dökülürken bir kısmı kırmızı, bir kısmı henüz olgunlaşmamış pembemsi kirazlara bakarken.

Adamın bakışları, kadını taciz edecek derecede üzerindeydi.

— Pardon, bir sorun mu var? — dedi kadın.

— Sorun yok ama yeterli miktarda kiraz topladınız, fazlasına gerek yok, — dedi adam öfkeyle.

Genç kadın, kararlılıkla cevap verdi:
— Burası kamuya ait bir park değil mi?

— Evet, belediyeye ait, — dedi adam, — lakin parkta oynayan çocuklar ve benim küçük kızım da arada sırada buraya iniyor ve yiyiyor. Siz biraz fazla aldınız, işlem yapılması için ilgili mercileri aramak istemiyorum. Bence aldığınız kiraz yeterli değil mi?

Kadın avuçlarını açtı:
— Elimde şu an üç beş adet kiraz var. Buyurun, bunları da kızınıza götürün, — dedi ve kirazları uzattı.

Adam:
— Hayır, derdim o değil, ben fazla topladığınız için uyardım! — dedi.

Kadın ise, sessiz ama kararlı bir şekilde avuçlarındaki kirazları çimlerin üstüne fırlattı:
— Ne fazlası? Üç beş adet dedik ya!

Genç kadın, eşinden yeni boşanmış, iki kız çocuğu ile kendisine sakin ve sessiz bir hayat kurmuştu. Babadan aldığı birkaç kuruş yetim aylığının yanı sıra, yarım gün çalışmak kaydıyla bakıma muhtaç bir bayana yardım ediyordu. Maddi olarak bunlarla yetinmeye çalışıyor olsa da nafileydi; yetmiyordu.

Her sabah olduğu gibi cep telefonunun alarmı saat 08.30’da çaldı. Gözlerini açar açmaz annesinden öğrendiği ilk duasını söyleyerek:
— Bu gün ne yaparsam senin rızan için olsun, yarabbi, — dedi ve güne başladı.

Sonrasında kahvaltısını yaptı, memnuniyetsiz bir şekilde evden yola çıktı. Binadan çıkarken bir an dönüp evine baktı:
— Rabbim, evim ve çocuklarım sana emanet. Onları koru, kolla, sahip çık; bana da güç kuvvet ver, — diye mırıldandı ve yürümeye devam etti.

Bir an içinden:
— Aman ya, her gün aynı şeyler… Bugün Salı, yarın Çarşamba, öbür gün Perşembe… Of, sonra yine Cuma! — diye söyleniyordu ki, birden yorulduğunu hissetti.

Oysa çok uzun bir mesafe yürümemişti. Önüne çıkan ilk parka girip bir banka oturdu. Gözlerini çevresinde gezdirirken, dallarda asılı duran kırmızı kirazları fark etti.

Kendi kendine mırıldandı:
— Birkaç tane kiraz toplasam… Çalıştığım evdeki engelli bayana, birkaç tane de minik kızlarıma götürsem… Haram olmaz değil mi?

Sonra kendi kendine cevap verdi:
— Yok be, niye haram olsun? Zaten belediyenin parkı.

Ellerini uzatıp kiraz dallarına dokunduğu sırada, yamacında kısa boylu, gri eşofmanlı, orta yaşta bir adam belirdi. Adam da kiraz topluyor, bir yandan da yiyordu.

Kadın bir an adamla göz göze geldi. Adamın yüzündeki rahat ifade onu şaşırttı. İçinden düşündü:
— Kiraz yiyor.

Sonra yeniden adama baktı; bu kez yine göz göze geldiler.


O an sakındı...


Adamın niyeti kiraz yemek değildi.
Ağacın etrafında oradan oraya dönüyor, genç kadını bakışlarıyla taciz ediyordu.

Kadın, yere düşen kirazları almak için eğildikçe, adam arkasına geçiyor ve sinsi bakışlarla izliyordu. Genç kadın, kendi hâlinde kirazları toplarken adamın oradan uzaklaştığını fark etti. Ancak o an, adamın onu uzaktan taciz ettiğinden habersizdi.

Beş on dakika geçtikten sonra etrafına bir kez daha bakındı. Adam, az ileride, ellerini göbeğinin önünde birleştirmiş, gözlerini kadının üstünden ayırmadan öylece duruyordu.

Kadın, yere düşen kirazları eğilip tekrar aldı ve başını yukarı kaldırdı. Bu defa dayanamadı:
— Bir sorun mu var, beyefendi? — diye sordu.

Adam biraz duraksadı:
— Yok, hayır, bir sorun yok.

Kadın gözlerini ona dikti, sesi titriyordu:
— Peki, dakikalardır etrafımda dolanıp durdunuz, o nasıl bakmak öyle! Bundan daha kötü ne sorun olabilir ki? Sapık mısınız? Karşıya geçmiş duruşunuz ve bakışlarınızla beni rahatsız ediyorsunuz!

Adam, sapık ruhlu olduğu izlenimini vermemek için kendini savunmaya çalıştı:
— Ne rahatsız etmesi, siz beni yanlış anladınız. Ben okulda öğretmenim! Sizin ihtiyaç fazlası kiraz kopardığınızı fark edince uyarmak istedim.


Genç kadın sert bir sesle:
— Ha öyle mi? Say bakalım madem öğretmensiniz, matematiğiniz iyidir, avuç içimde kaç adet kiraz var? — dedi.

Sapık ruhlu adam rahatsızlıkla yanıtladı:
— Ne alakası var? Ne sayması… Bence bu konu kapansın.

Kadın gözlerini ona dikti, kararlılıkla devam etti:
— Bence kapanmasın! Sizin öğretmen olmanız, kişisel sapkınlıklarınızın üstünü örtmez. Kaldı ki hareketleriniz ve tavırlarınız, bir eğitimciden çok tacizci bir karaktere ait. Ve burası halka açık bir park, bu ağaçlar da kamuya ait… Birkaç adet kiraz aldım, bu sizi hiç mi hiç ilgilendirmez! Şimdi kimi arayacaksanız arayın.

Adam öfkeyle karşılık verdi:
— Yürü git be kadın, yoluna! İnsan gibi uyardık, anlamadınız. Bir de beni sapık ettiniz!



Kadın öfkeyle bağırdı:
— Evet, çünkü sen bir sapıksın! Hem de eğitimli bir sapık! Kendinden utanmıyorsan, yaptığın onurlu meslekten utan! Bir de “öğretmenim” diye o kimliğin arkasına sığınıyorsun. Pü! Allah belanı versin!

Kadının gözlerinde adeta ateş yanıyordu. Sözlerine devam etti:
— Belediyenin parkında meyve ağaçları var ve herkes istediği kadar yiyebilir. Sizin derdiniz kiraz değil, taciz! Madem eğitimci bir adamsınız, size bir şey diyeyim mi?

— Buyrun, — dedi adam, gergin bir şekilde.

Kadın derin bir nefes aldı ve kararlılıkla konuştu:
— Ben bu kirazlardan birkaç avuç almış olsaydım, yani siz müsaade etmiş olsaydınız, taciz etmek yerine, gözlerinizi üstüme dikmiş olmasaydınız, minik kızlarıma götürecektim. Belki de onlar bu yıl hiç kiraz yememişti. Benim maksadım evlatlarıma tattırmak, sizin derdiniz ise bir kadını tatmak!

Sözlerini tamamladıktan sonra arkasını döndü ve yoluna devam etti.

Ertesi sabah oldu. Kadın, işine mecburen aynı yoldan gitmek zorundaydı. Bu kez kiraz ağacının altından değil, parkın etrafını dolanarak geçti. Yine o adamla karşılaşma ihtimaline karşı, uzaktan kiraz ağacına baktı.

Gözleri ılık ılık gözyaşıyla doldu, vücudundan soğuk bir ter boşaldı. Çünkü sapık ruhlu adam, kiraz ağacının altında, taciz edebileceği birilerini bekler gibi dört gözle duruyordu.

Kadın içinden sessizce dua etti:
— Yarabbi, beni birkaç adet kirazı koparmaya muhtaç eylediğin neyse de, şu başıma musallat ettiğin sapkın kuluna ne demeli!.. Yoluma kiraz ağacını diktin de, bari dibinden sapık büyütmeseydin…

Sitem dolu duasıyla, yoluna devam etti.


Hüzünlükent Narin

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir avuç kiraz Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir avuç kiraz yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir avuç kiraz yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
23.6.2023 15:03:30
Mehmet AKİF OLMAK ZORUNDA MEMLEKETİN HER BİREYİ
KORKMA DİYE BAŞLAMAK BESMELE ÇEKİP HER İŞE
YÜREĞİNDE TAŞIMALI SIKMALI YUMRUĞUNU
OLMALI DİŞİ BİR CANAVAR!
SURATINA AHLAKSIZLARIN SAPIKLARIN HIRSIZ ARSIZLARIN
BİR BALYOZ GİBİ VURMALI...

Yazınızı okuyunca celallendim doğrusu değerli şair
Tüylerim diken diken oldu
ETRAF GERÇEKTEN ÖYLE TARZ KİŞİLERLE DOLU
yazık ki yazık güzel memleketimize

Tebrikler NİCE Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL