Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
Emir ŞIKTAŞ
Emir ŞIKTAŞ

KIRGINIKLAR VE ANILARI KALIYOR GERİYE!..

Yorum

KIRGINIKLAR VE ANILARI KALIYOR GERİYE!..

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

492

Okunma

KIRGINIKLAR VE ANILARI KALIYOR GERİYE!..

KIRGINIKLAR VE ANILARI KALIYOR GERİYE!..

Ağrı dağı eteğinde kurulu şirin bir kasabamız renkli bir seçim yaşıyordu. Çok uzak zaman da değil elbette. İlk kez tercihli oy kullandığımız dönemdi. 1991 yılında yapılan milletvekilliği seçimleri, şahısları tercih edebilme şansıda tanıdığı için heyecanlı geçmekte idi. Kasabada seçim sabahı sandık kurulmuş ve kasabanın halkından ve görevlendirilen sandık başkanından teşkil olmuş sandık heyeti sakin ve sessiz seçmenlerin oy kullanmalarını yürütmekteydiler. Siyasi partinin bir adayının o kasabadan olması bazı keskin siyasi parti taraftarları tarafından “Acaba şöyle yaparlar mı? Acaba böyle mi yapıyorlar? Şüphesi ve gençliğinin verdiği duygusallıkla hareket ettiği, ayrıca içinden geçenlerin teşviki ile dönemin ilçe seçim kuruluna sözlü yada yazılı şikayetini iletir delikanlı.
Şikayeti alan seçim kurulu, sandık başkanını değerlendirir ve böyle bir işlemin olmadığını, şahsın kişisel, fevri kararı sonucu bilinç altına yerleştirdiği fobileri ile böyle bir şikayete yeltendiği anlaşıldığı, görevlinin herkes tarafından bilinen biri olması hasebiyle ve sandık oy sayımı sonrası her partiye oy çıktığı, sandık başkanının adil davrandığı, sandıkta haksızlık olmadığı anlaşıldığı için dikkate alınmadığı sözlü belirtilir.
Şikayet eden genci o günkü sandık başkanı tanımamaktadır. Sadece ismini bilmektedir. Sandık başkanı, gencin hareketini, haksızlık yaptırıldığı iftirasından dolayı unutmaz. Yıllar geçer ve genç bu süreçte “rahatsızlık duyduğu ve acabalar üzerine” şikayette bulunmaya çalıştığı adayında dolaylı manevi desteği ile kurumun birisinde işe başlar.
Bahse konu günün sandık başkanı bir gün sohbet için kasabalılarında sık gittikleri kahvehaneye gider, kahveci ile muhabbetinden sonra, orada bulunanlarla da sohbet eder, fakat aynı kasabadan olmalarına rağmen bazı gençleri tanıyamaz.
Sohbetinin bir yerinde şikayetçi olan gencin ismi telaffuz edilince sandık başkanlığı zamanında şikayet eden isimle aynı olduğu kanaati uyanır ve gence sorar “delikanlı sen şikayette bulunan ve o bürokrat tarafından işe yerleştirildiğini duyduğum falanca şahıs mısın?.”
Aradan on ya da on beş yıl geçmiştir. Genç, birazda gençlik dönemime say der gibi “evet abi ben o kişiyim” der biraz da sıkılarak. Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur demiş atalarımız.
Gence der ki “hayatın kime ne getireceği belli olmuyor. Küçük yerde herkes birbirini tanır, ne olduğunu, nasıl davranılması gerektiğini hesap etmeli. Ne güzel dolaylıda olsa faydası olmuş sana bürokratımızın. Ben sadece tanımak istemiştim seni, yani merak etmekteydim.” diye sohbet eder ve kırgın olmadığını belirterek ayrılır.
Genç daha sonra misafirperverliğini ve sevgi, saygısını daim gösterir. Sandık başkanının sevdiği bir genç olur.
Anılar ders çıkarmak için hatırlanır bence. 30 küsür yıl geçmiş olayın üzerinden. Bunca seçimler olmuş. Çok insanlar gelmiş ve neticede gitmiştir. O dönemde yaşayan büyüklerden geriye çok nadir insanlar kalmıştır.
Biz halen Otuz yıl evvelde, aynı zihniyette kalmışsak, halen medeni insanlar gibi demokrasiyi içimize sindiremiyor olsak ta, küfürsüz, kırgınlık yaşamadan, konuşarak bir noktaya varamıyorsak, kendimizde eksiklikler aramalıyız. Şunu bilmeliyiz ki; insandan ulvi varlık yoktur. Her nesne insana fayda noktasında aracıdır, aracılar vazgeçilmez değildir.
Her fikrin yazarı, ortaya atanı, düşünce sahibi ölümsüz olmamıştır.
Hiçbir görüşün uygulaması dünyada kitaplarda yazıldığı şekliyle tam olarak gerçekleşmemiştir.
Her şey insanlığa fayda noktasında yapılmak isteniyorsa bunun sonucu kavga, döğüş, ötekileştirme olmamalı. İnsanlar konuşarak anlaşabiliyorlarsa bu korku değildir, karşıdaki insanında diğerinin hukukuna saygısındandır. Kutsal değerlerimize saldırılar ayrı elbette.
Önceliğimiz, insanca davranışlar sergilemek ve medenice sonuçlar almak olmalı.
insanlara, cahilce yap/tır/ılan her fevri davranış neticesi, karşısına sürekli onu sevmeyen topluluklar yaratır. Topluma kendini kabul ettirmeye çalışan kişiye şiddetin asla faydası olmaz. Emir Şıktaş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kırgınıklar ve anıları kalıyor geriye!.. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kırgınıklar ve anıları kalıyor geriye!.. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRGINIKLAR VE ANILARI KALIYOR GERİYE!.. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL