Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Özel Başıbüyük
Özel Başıbüyük

KATRAN

Yorum

KATRAN

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

429

Okunma

KATRAN

Oğlakları ben güderdim. On bir on iki oğlağımız olurdu. Anam sabah aşam davarı sağardı. İnek vardı ama piçti. Sütü olmazdı. Babam Gır Durdu’ya et tahrası yaptırmıştı. Bu benim dal kesme tahramdı. Oğlakları ikindi sonuna kadar güderdim. Bazen öğle getirip guzluğa koyardım. Öğle sonu tekrar açardım. Almalı, Siğirmalık, Yandaklı, Melhamlı, Gırpır, Avan Ardıç, Bölcan Çukur, Bayram Kahı… en çok oğlakları gezdirdiğim yerlerdi. Peşimi hiç bırakmazlardı. Tespih dalını çok severlerdi. Davarlar Papa tarafına giderdi. Oğlaklar Almalı tarafına giderdi. Dağda çok nadir karşılaşırdı. Siğirmalıkta önce davar damı vardı.Etrafı ağıllıydı.Yandaklı’da bir ekin olurdu ki çağallar görünmezdi. Avan Ardıç da ekilirdi. Hepsinin sapı Siğirmalık’ın harmanına çekilirdi. Anam sırtında çocukla dolaşırdı. Eğreltinin gölgesine hıllangaç gurardı da beni içine yatırırdı. Aylarıyla harmanı çıkarmak için uğraşırlardı. Eşşeğin çuvalına koyup eve taşınırdı. Bir defasında harman toplandı. Gece olunca sabaha garşıydı. Balk atıyor, ortalık ışiğiveriyordu. Yağmur yağdı yağacaktı. Anamla babam seğirtti harmanın üstünü örtmeye. Sapı otluk gibi yaptılar. Gıl çulu da üstüne attılar. Yel atmasın diye de ağaç dayadılar , kenarlarına daş bağladılar. Yağmurdan sonra boyraz çıktı. Harmanı çıkardılar. Samanı koymak için töğ ördüler , içine koydular. Oğlakların kuyruğunun altına sakka yapışırdı. Elime yolar , atardım. Davara da sakka yapışırdı. Davarı sağarken memeğine yapışan sakırgayı yolar atardık. Sakka o kadar çoktu ki. Gatıranın kokusuna gelmezdi. Eskiden herkes gatıran ocağında çamdan gatıran çıkarırdı. Yandaklı’nın harmanının altında pıtıkların arasında büyük ve eğri bir garaçam vardı. Gışın dalları beş altı çebici kurtarmıştı. Çobanlar ataş yakmak için bedenini yona yona inceltmişti. Yaralı yerinden sıcakta o kadar çok sakız çıkarmıştı ki her tarafı sakıza kesmişti. Bu sakızları gatran yapıp oğlaklara yapışan sakgalara sürecektim. Birgün kirbiti cöbüme göydüm. Çamın bedenini dutuşturdum. Alev bir anda çamın her tarafını sardı. Söndürmeye çalıştım ama alevler etrafa da sıçradı. Pıtıklara bir cayırtı goptu. Ne yapacağımı şaşırdım. Çok korkuyordum. Yangını kim söndürecekti. Oğlakları hemen önüme gattım. Verdim çıbığı Gızıl Kepir tarafına geçtim. Babam Gocaedik’ten dumanları görünce seğirdip yangını söndürdü. Birkaç pıtık yarıyerlerinden yanmıştı. Çamın da bedeni yanmıştı. Bu yangını kim çıkarmıştı. Benden şüpheleniyorlardı. Oğlağın binde sakız sürülüydü. Ama ben inkar ediyordum. Anca aşağıdan bir cangama sesi duyulmaya başladı. Ne olup bitiyordu. Anlamaya çalışıyordum. Onbaşı’nın Şengül’ü heç evde durmazdı. Gonu gomşu , emmi dayı demez gezerdi. Milletin diline sakız olmuştu.Onbaşı bir defasında gel benim gızı senin oğluna vereyim demişti anama. Hasan Güllü’yü seviyordu. Şengül Hasan’a aşıktı.Şengül’ün laf olması da duzu biberiydi. Güney’e evin yamacına geldiler Körün Gızı’yla Şengül. Orada bir şeyler oldu. Bir kişi yere düştü. Gız ölüyor yetişin yetişin diye feryat figan ediyordu anası. Anam da koştu vardı noluyor diye. Şengül bayılmıştı. Yerde cansız bir şekilde yatıyordu. Şengül Şengül uyan guzum. Noldu sana biricik gınalı guzum diyorlardı. Herkes ağlaşmaya başladı. Eline ayağına su döküyorlardı.Çaresizlik içinde bekleniyordu. Körün Gızı bıyığını gıvırarak ,bu gızın başına iş gelirse hepinizin gözünü delikte ışıldadırım ,diyordu. Bayılan Şengül bir anda uyandı . Anamın saçından asıldı. Bırakmaz ki bıraka. Anamın bir tutam saçı yolundu. Anam da alt da galır mı hiç. Bir süve çekti defolun şurdan , dedi. Haran kişen Fındık’ı yankılandırıyordu. Sizi evimde besledim aylarca. Bana yapacağınız bu muydu ,diye çekişiyordu.Cangama çoğaldı. Az işten çok iş çıkacak. Kör şeytan kör gözüne nalet olsun. Evin üst tarfına geçen Şengül evi daş yağmuruna duttu. Her goca gayalar atıyor. Çinko tang tang ediyordu. Çinkonun başında bir sürü daş galmıştı. Bir taraftan avazı çıktığı kadar ciğiriyor bir araftan da tarlanın daşını eve fırlatıyordu. Ben seğir ederken oğlaklar anasına karıştı. Aşam sütü yoktu. Anam bana çekişmeyi unutmuştu.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Katran Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Katran yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KATRAN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL