Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
SÜLEYMAN Lemos YILDIZ
SÜLEYMAN Lemos YILDIZ

D A R A N A H Ş A P K Ö P R Ü

Yorum

D A R A N A H Ş A P K Ö P R Ü

7

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1607

Okunma

Okuduğunuz yazı 15.1.2023 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
D A R A N   A H Ş A P  K Ö P R Ü

D A R A N A H Ş A P K Ö P R Ü

133- TÜRKMENLERİN EMANETİ DARAN AHŞAP KÖPRÜ

Şerif’in çocukluğu ve gençliği başkent Ankara’nın renk cümbüşü ışıklarla aydınlatılan caddelerinde geçer. Yaşamı süresin ce hep ailesinin gözetimi altında yaşadığı için etliye sütlüye karışmayı pek sevmez. Mümkün mertebe dengeli hareket etmeye çalışan sakin bir genç görünümündedir. Ankara’dan dışarı ailesiyle birlikte bile seyahat ettiği duyulmaz. Öğretmen ünvanıyla İlkkez atanacağı için için gözüne uyku girmez, dışı içine sığmaz vaziyettedir. Hasan oğlan Öğretmen Okulundan mezun olduktan bir ay sonra Ermenek İlçesi Daran Köyü ilkokuluna öğretmen olarak ataması yapılır. Bu önemli olgudan ailecek büyük bir heyecan vesevinç içindeler. Ailede hem sevinçli hem de kaygılı bir mutluluk yaşanır. Şerif yalnız yaşama yı pek bilmediği ve yumurta kırıp omlet yapamadığı gibi köy yaşamına alışkın olmayan, yaşamın gerçeklerine çok yabancı birisi. Öğretmen olarak ilk görev yeri Daran Köyün hiç duymamış. Sanki Kaf Dağının ardında gizemli bir yer. Daran bir ya na, idari yönden bağlı olduğu Ermenek ilçesiyle ilgili bir şeylerde bilmiyorlar. Coğrafya atlasında Ermenek’in yerini zar zor bulunca ailecek akılları karma karışık olur. Tez vakitte komşulardan bu Taşeli Ermenek yöreleri bilen tanıdık bir dost aramaya başlarlar.

Halbuki Ermenek, ortaToroslar Taşeli bölgesinde yemyeşil şirin bir ilçe. İdari yönden Konya iline (Günümüzde Karaman ilçesi) bağlı hem tarihi hem de Karamanoğulları Türkmen- Avşar tarihinde önemli bir ilç merkezi.Taşeli odağı Sarıveliler yöresinde Ermenek Göksu (Gökdere) Çayının hançerlediği kanyonların yamacında, Firan Kalesi eteklerinde. Maraspoli Mağarası yamacında konuşlu güzel bir yerleşim yeri. Ufkukta görülen belenler, dağlar aşıp aşıp aşıldıkça yinede varılamayan dağ dağ içine gizemli bir kent. Bu gizemli koyaklardan dolayı tarihi süreçte Karamanoğulları Beyleri Moğol ve Osmanlı kuvvetleri saldırısı karşısında gizlenip izini kaybettirdiği doğal bir kale Ermenek. Kıvrım kıvrım patika yolların da toz bulutundan virajın görülmediği ve Nisan ayında deli divane coşup çağlayan Ermenek Göksu (Gökdere) Nehrinde 1190 yılında III. Haçlı Ordu Komutanı Friedrich Barbarossa’nın boğulduğu ve Turkuaz suyun gögererek suladığı taş üstü topraklar diyarı. Lemos/ Esentepe’li milli şair Ahmet Tufan Şentürk’ün deyimiyle, “Tekerleğin değmediği yer ” olarak tanımladığı Ermenek, özünde Türk aşiretlerine mensup yiğitlerin harman olduğu anayurt.

Ermenek coğrafi yönden böyle olur da, köyleri farklı mı. Her yerleşim yeri temiz hava ile demlenirken mahrumiyet deni zinde boğulmamak için cebelleşmekte. Daran Köyü’de aynı kaderin mağduru. XX. yüzyılın üçüncü çeyreğinde ancak, kara yolu aracıyla ulaşmak mümkün olan özbeöz bir Türkmen köyü. Göksu Ermenek kolunun Gevne Çayı vadisin güney yama cında konuşlanmış elli haneli katran/ladin, meşe ağaçları içinde şirin bir yerleşim yeri. Köyde ilkokul üçüncü sınıfa kadar eğitim veren terk derslikli bir okul mevcut. 1961 yılında amcam Osman YILDIZ Daran ilkokulunda vekıl öğretmen olarak görev yapınca bende ilkokul 3. sınıfı yarım dönem Daran ilkokulunda okudum. Çok uzun yıllar hep eğitmenle (vekil öğret men) eğitim verilmiş. Küçükbaş hayvan besiciliğiyle iştigal olunan köyde çocukların iş gücüne çok fazla ihtiyaç duyulduğu için okulun kapalı olması her ailenin işine geldiğinden aileleler yaşamdan memnun. Kız çocukların okutulması ise, rüyalarda bile mümkün olmamakta.

Öğretmen Şerif Elvan, uzakta bir köy var, o da tekerleğin değmediği Daran Köyü’ne gitmek üzere Ankara’dan Konya’ya hareket eden otobüse binip Konya’yaulaşır. Konya otogarda Sora sora Ermenek’e her gün sabah saat on (10) da hareket eden otobüs yazıhanesin bulur. Ertesi gün için Ermenek’e tek kişilik bilet alır. Konya’da bir otele yerleştikten sonra Mev lana hazretleri müzesin ziyaret eder. Günü, saati gelince otobüste yerini alır. Otobüs hareket etmeden önce muavin her yolcuya bir adet kese kağıdı dağıtır. Şerif kese kağıdın almasına alır da, nedenin pek anlamlandıramaz. Bitişiğindeki koltukta otu ran Mahmut (Coşkun) Çavuş, Şerif’in şaşkınlığın görünce duruma müdahale ederek; “-Bu kese kağıdı seyahat ilerledikçe lazım olacak. Koltuğun arkasında cep göze koy,kaybatme” der. Böylece öğretmen Şerif ile Mahmut Çavuş arasında iletişim kurulur.

Otobüs Konya-Karaman arasında düz ovada yol alırken Mahmut Çavuş Şerif öğretmene,“-Ermenek/Lemos (Esentepe) köyünden olduğu, Köyünde iki dönem muhtarlıktan sonra Konya İl Genel Meclisi Üyesi seçildiği, hasbelkader şair olup hukuksuz, adaletsiz işler için şiir yazdığı ve boş vakitlerinde uçara, kaçara avcılık yaptığı, köyüne gitmek için seyahat ettiğin” açıklar. Bunun üzerine Şerif öğretmen, “-Ankara’da ikamet ettiği, Öğretmen okulundan yeni mezun olduğu ve ilk görev yeri Daran Köyüne gitmek için seyahat ettiğin” bildirir.
Mahmut Çavuş, “-Daran Köyünü çok iyi bilirim, arkadaşlarım var. Yeşil orman içinde şirin bir köy, Ancak biraz mahrumi yetli bir yer. Köy yaşantısına alışık olmayan kişilerin bu köyde çok zor barınacağın” söyler. Şerif öğretmen, sözle bir cevap vermesede içinden, “Eyvah, ben nereye gidiyorum” derken yüreği cız eder. Mahmut çavuş hazır cevap, espirili bir kişilik olduğu için anlatımlarıyla Şerif öğretmenin seyahatin kolaylaştırıp Daran Köyüne kadar beraber gidecekleri teminatın verincebirnebze olsun öğretmeni rahatlatır.

Şerif öğretmen’in seyahat ettiği otobüs Karaman ve Sertavul geçidi- yaylası işe Alahan harabelerin geçip Mersin/ Mut İlçesinde yarım saat mola verir. Öğretmen ve Mahmut Çavuş otobüsten inip Karacaoğlan Parkında dibinden gürül gürül su kaynayan devasa biladan (çınar) ağacı gölgesinde bir şeyler atıştırıp tavşan kanı demli çayı yudumlar. Devasa çınar ağacı yaprakları kıprıştıkça sineleri serinler. Sanki doğal pervane mübarek. Otobüsün hareket saatinde otobüse binince içi ana baba günü olduğu için curcunadan koltuklarına çok zor ulaşırlar. Otobüsün içindeki ara koridor küçük tabure üzerinde oturan kadın, erkekle doludur. İnsanlar üst üste istifli vaziyette. Soluklanmak bile imkansız hale geldiğin görünce Şerif çok şaşırır ve “Allah aşkına bu nasıl yolculuk böyle” der

Mut’tan Ermenek yönüne doğru koyaklarda kıvrım kıvrım kıvrılan toprak yolda otobüs ağır ağır yol alır. Yerden kalkan toz bulutu otobüsten daha hızlı savrulduğu için havada dönüp dolaşıp süzülerek otobüsün içini doldurur. Pencereler kapalı ol sa da, içeriye dolan toz bulutu motorin kokusuyla karışınca seyahati iyice zorlaştırır. Otobüs Erenler Köyünden yukarı çam ormanıyla kaplı rampaya sarınca ve virajın birisi bitmeden ikinci viraja girince yolcular oturduğu yerde gazel gibi savrulur. Bu savrulma yolcuların midesin bulandırır. Bazıları öğürmeye, nihayetinde kese kağıtlarına istifra yapmaya başlar. Öğret men Şerif yolun virajından epeyce ürkmüşken, midesi bulanmaya başlaması üzerine bayağı sarsılır. İnsan sarrafı Mahmut Çavuş, “-Öğretmenim, bu yolların çilesin çekmeyen bilemez. Doksan beş kilometrelik Ermenek- Mut yolu Ermenek’in kaderi, makus talihi. Her kişinin doğduğu yeri seçme şansı olmaz. Bu virajlar gözünü korkutmasın. Bu yol Ermenek- Bucak kışla- Karaman karayoluna alternatif olarak 1960 yılında Ermenek için en iyisi, ulaşımı en kolay yol olarak yapıldı. Ne yazık ki, beterin beterine mahkum olduk. Daracık yolda iki otobüs yan yana geçemez. Yolun ilerisinde Manavğat Burnu denen bir uçurum var. Bu uçurumda iki otobüs yan yana geçemez. Üstüne üstlük ardıç ağacı yanyana serilerek yıllar öncesi yapı lan ahşap köprü üzerinden karşıya geçilecek. Köprü taban ağacının birkaçı yılların ağırlığına dayanamayıp bel vermiş, kırıl dı kırılacak. Bu ağaç köprüden nasıl geçeceğiz bakalım. Allah sonumuzu hayreyleye” der. Zaten beti benzi sararıp solan Şerif öğretmen, duyduklarıyla iyice sarsılır. “-Sen, Ne diyorsun Mahmut Amca, Otobüsü durdurup inesim var” diyerek ani hareketle koltuktan kalkmaya çalışır.

Mahmut Çavuş ve öğretmen Şerif Konya’dan itibaren yedi saatlik yolculuktan sonra akşam saat beşte Ermenek’e ulaşır. Mahmut Çavuş, öğretmen Şerif beye sahip çıkar, kendi haline bırakmaz. Köylere günü birlik yolcu taşıyan köy ceepleri/ dolmuş gittiği için ilçe merkezindeki Nakattin Konyalı’nın oteline yerleşirler. Ertesi gün akşam üzeri saat on altıda Ek rem’in ceepine binip Lemos köyüne varılır. Mahmut Çavuş, öğretmeni evinde misafir eder. Şerif’e,“-Daran Köyüne oto mobil ulaşamaz. Karayolu Daran–Gevne Çayını aşamaz. Buraya en az on beş kilometrelik mesafede. Yarın birlikte av yaparak Darana gideceğiz. Seni ellerimle köy muhtarı arkadaşım Hasan’a teslim edeceğim” der. Konya’da başlayan seyahati boyunca Mahmut Çavuşla karşılaşmaktan çok memnun olan Şerif, bu durumu, “Allah’ın bir lutfu, işi kolay eylemesi” olarak düşünüp haline şükreder.

Mahmut Çavuş, kahvaltıyı yaptıktan sonra av elbisesin giyip silahlığın kuşanarak Daran Köyüne doğru öğretmenle birlikte yola koyulur. Merada ve ormanlık alanda keklik, tavşan avı yapar. Öğleye doğru üç keklik ve iki tavşan vurunca çanta ağırlaşsa da, avdan memnundur. Nihayetinde Taşeli’nde konar-göçer yaşayan Türkmenlerin Akdeniz sahilinden kuzeye Taşeli yaylalarına bahar-güzde karşılıklı geçiş güzergahında bulunan Daran- Gevne Çayına ulaşırlar. Turkuaz renkli çayın üzerinde ağaç malzemeden yapılmış ahşap Daran Köprüsü heybetiyle karşılaşırlar. Antik çağlarda gemi yapımında kul lanılan ve özel koruma altına alınan yörenin meşhur ladin/katran, meşe, ardıç ağaçlarından imal edilen ahşap Daran Köp rüsü yüz yıllara meydan okuyarak Türkmen yiğitleri vari dimdik ayakta heybeti, güzelliğiyle bakanları imrendirir. Esasında bir sanat eseri olan köprü üzerinden halen insanlar, hayvanlar geçip gitmekte. Köprünün ayaklarını birbirine bağlayan a ğaçlar üzerine döşeli tahtalarda yer yer çatlama, kırılmadan oluşan delikler mevcut. Üzerinde yürüyen canlının ağırlığın dan köprü her adımda boylu boyunca tahteravalli gibi sallandıkça sallanır. Adım attıkça ahşap tahtalar gıcırdamaya baş layınca insan, kırılacağını ve gürül gürül akan masmavi suya düşeceğini sanır. Ürperip korkmamak imkansız bir şey. Şerif öğretmende de içten içe panikleme başlarken sessiz sakince, köprüyü incitmeden karşıya varmayı amaçlar.

Şerif öğretmen, cesaretin toplayarak köprünün üzerine usul usul basıp sessizce yürür. Sanki alçaktan sürünme yapar gibi. Köprü altından akan turkuaz renkli suya bakamaz bile. Karşı kıyıya varınca derin bir oh çeker. “-Mahmut amca, Manavgat burnunda yılların ağırlığına dayanamayıp bel veren ağaç köprü üzerinden otobüs geçecek deyince irkilmiştim. Daran Köyü ahşap/tahta köprüsünden otobüs değil, ben bile tek başıma çok zor geçtim. Buradan korkmamak mümkün değil. Sen olmasan bu köprüden geçmezdim, Yüzerek karşıya geçmeyi tercih ederdim”diyerek endişesin belirtir.

Mahmut Çavuş önceden bilip tanış olduğu Muhtar Hasan’ın odasına konuk olur. Öğretmen Şerif Elvan’ı köylüyle buluştu rup tanıştırır. Yol boyunca avladığı avlaklardan ev sahibince hazırlanan ferfene yemeğine köyün ileri gelenleriyle birlikte kaşık sallayıp afiyetle yerler. Gece boyunca konuşulan en önemli konu; öğretmen Şerif’in köye gelişi, Daran Köprüsünün akıbeti, atalarımızın emaneti ve eşsiz bir sanat eseri olan Ahşap köprünün devletin mutlaka korumaya almasıyla Mahmut Çavuşun avcılık mahareti ve yarenlik hikayeleri olur.

Daran Köyü sakinleriyle konar göçerlerin kuzeyden güneye karşılıklı seyahatların da ahşap köprüye ekmek su gibi ihtiyacı olduğu aşikar. Daran’ın veya Yunt Dağı eteklerinde konaklayan göçer Türkmenlerin Ermenek İlçe merkezi ve ötesiyle ula şım bağlantısın sağlayan Gevne Çayı üzerindeki ahşap köprüde yıllar içerisinde oluşan yıpranmayı Daran köylüleri kendi imkanlarıyla yapamaya çalışır. Köy muhtarı ve öğretmenin maddi, manevi katkılarıyla imece usulü ağır aksak vaziyette köp rüyü tamir ederler. Pektabi bu tamir işlemi yeterli olmaz. Yeterli iyileştirme ve sağlamlaştırma işlemleri ile korumayı gerçek leştirememenin üzüntüsün taşırlar. Biliyorlar ki, bu köprü olmadığı takdirde Ermenek merkeziyle ulaşım karayolunda ta banvay olarak en azından altı saat uzayacağı için köprüye göz bebeği gibi bakıp korumaya çalışırlar. Ancak 1980‘li yıllarda Özel İdare Gevne Çayı üzerine betonarme köprü inşa ettirdiği için Daran köyüne ulaşım buradan sağlanır konuma gelir. Ahşap köprü kaderiyle baş başa bırakılır. Dolayısıyla ahşap köprüyle ilgilenen, imeceyle tamir ettiren muhtar da kalmadığı için köprü kaderine terk edilmiş konumdadır.

Daran Köprüsü üzerinde Taşeli’de yaşamış Türkmen yiğitlerin ayak izleri imza olarak durmakta. Bu köprünün acilen koruma altına alınması için Daran Köyünden emekli öğretmen Yusuf YILDIZ, hem siyasi şahsiyetler nezdinde hem de ilgili kamu kuruluşları nezdinde girişimde bulunur. Konunun resmi makamlar gündemine alınması sonucunda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca, 28-Eylül/2021 tarih ve 7676 sayılı kararıyla, “Kültür varlığı olarak tesciline, Röleve Projesinin hazırlanmasına” karar verilmiş. İlgili Kamu kuruluşlarının röleve projesini tez vakitte tamamlayıp koruma çalışmasına ivedilikle başlanması gerekir. Köprünün beklemeye ne zamanı ne de takati kalmış.

Ayrıca mahalli sanatçı Daran’lı Mustafa Karakoç yıllar sonra çıplak gözle gördüğü köprünün hazin vaziyetini,;
“Sanki yoğun bakımda yatıp son nefesi vermek üzere olan bir hastaya benzetir. İçler acısı bu hazin durumu köprünün ve Nardaranlı soydaşlarının hak etmediği, hatta yıllar öncesi gençliğinde köprüyü korumak için bedenen verdiği hizmetlerin heba olacağı için çok çok üzüldüğün” belirtir.
Ahşap köprü Görselinde görüleceği üzere mahalli sanatçı Mustafa Karakoç endişelerinde çok haklı gözüküyor. Zira Karamanoğulları Beyliği (Devleti) eserlerinden Görmel Ala Köprü ve Nadire Köprüsü sular altında kaldı. Bu köprüleri bir daha çıplak gözle görmek imkansız. Daran Ahşap Köprüsünün göz göre göre ölümünü/yıkılmasını beklemek büyük bir cinayet olsa gerek. Devletimizin bu yıkımı önlemesi, Türkmen soydaşlarımızın yadigarına sahip çıkması gerekir.

Bu bağlamda Konya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu kararının muhatabı ilgili tüm resmi Kamu Kuruluşlar sessiz kalmadan vecibelerini yerine getirmeli. Belki yarın çok geç olacaktır. Bölgemizde ata yadigarı tüm tarihi eserlerle birlikte Daran Ahşap Köprüsünde de mutlaka koruma işlemi tez başlatılmalı yarın belki çok geç olacak.

Türkmen soydaşlarımızın miras bıraktığı, yadigar emaneti olan tarihi eserleri sahiplenip korumak eğitim bilicinin en önemli kurallarından biri olsa gerek. Tarihi eserleri ve değerlerine sahip çıkmayan millet geleceği belirlemekte çok zorlanır.

Süleyman YILDIZ (Lemos5303 )







Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
D a r a n a h ş a p k ö p r ü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz D a r a n a h ş a p k ö p r ü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
D A R A N A H Ş A P K Ö P R Ü yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
dali
dali, @dali1
26.1.2024 14:09:13
Değerli Hemşehrim yayınlamış olduğum "ERMENEK EFSANELERİ" adlı kitabımda da "Daran Köprüsü Efsanesi"ne yer vermiştim. Bu ahşap köprüye de yer verdim ancak bahsettiğim efsane asıl kemerli taş köprünün nasıl yakıldığını dile getiren bir efsanedir. Umarım okumuşsunuzdur.
Kaleminiz daim olsun.
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
16.1.2023 19:27:05
Üstadım güzel bir anı okuttunuz sağ olun.
Bellik i yaşanmışlık var.
Şerif öğretmenle o çetin yolcuğu birlikte yaptık sanki.
Rahatsızlığınız için de geçmiş olsun.
Acil şifalar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Etkili Yorum
ayşe1
ayşe1, @ayse1
16.1.2023 15:01:19
Daran Köprüsü'nün en kısa sürede ele alınarak güçlendirilmesi; tarihi beldelerin özen ve emekle korunmasını canı gönülden dileyerek tarihimiz ve kültürümüz kokan bu değerli yazıyı, nefesimi tutarak heyecanla okudum.
Tebriklerim ve saygılarımla.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
16.1.2023 13:22:24
Uzun bir çalışma ancak sürükleyici bir dil kullanılmış kutluyorum
SÜLEYMAN Lemos YILDIZ
SÜLEYMAN Lemos YILDIZ, @suleyman-lemos-yildiz
16.1.2023 10:51:13
Taseli Sarıveliler yoresinin tarihi Daran ahşap Köprüsü yazımı, Günün yazısı olarak namlandiran site yönetimine kalbi teşekkür ederim
Bu beğeni sıhhi rahatsızlığıma melhem oluyor. Saygilarimla
Musa Aslansofuoğlu
Musa Aslansofuoğlu , @musaaslansofuoglu
16.1.2023 00:19:34
Tebrikler
dali
dali, @dali1
15.1.2023 18:36:05
Saygı Değer Hemşehrim, daha önce Daran köprüsüyle Medya Ermenek üzerinde haber de yapmıştım. Dahası ERMENEK EFSANELERİ adlı kitabımda da Daran Köprüsü Efsanesine de ayrıca yer vermiştim. Şimdi de sizin anlatımınızı zevkle okudum. Kaleminiz daim, yüreğiniz serin olsun. Selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL