24 Cemâziye’i-Âhir 1443

Yüce Yaradana sığınmak,
Efendimizi örnek almak,
Kulluğunu zamanında yapmak,
Sevaplar kazanmanın azminde olmak,
Günahlardan uzak, tövbelere yakın olmak,
Ölmeden ölmek bilmek, ölüme hazır olmak!

Kavgalar, zulümler, küfürler sanki bu dünya sonsuz, sanki sınavda değiliz. Çoğunlukta bir vurdum, duymazlık almış yürümüş eskidendi, şimdilerde koşuyor. Acelesi var her kesin paralar kazanmaya, servetler edinmeye, her şeyin en iyisine sahip olmaya..
İyinin daha iyisi, kötünün daha kötü hep oldu oluyor, olacak. Ölüm var, hiç kimse bu dünya malını giderken götüremez götürmedi, hep yanıldılar.. Bu dünyada kazandıklarını dolar, altına değil de sevaplara çevirenler, kazandıklarını kendilerinden önce gönderir ahirete, ölünce o sevaplar seni karşılar, azaplarına mani olurlar, günahlarını sildirirler. Sonsuz cennetlerde yaşamana aracı olurlar. Ne ekersen elinle, onlar gelir seninle. Veren el, paylaşan oldu, alan el olmayasın, Yüce Yaradanın yardımını her an bulasın. Gülen yüzle, asık suret bir değil, biri sevap, biri günah boş değil. Eskiten oturduğun yolun bile hakkı vardır. Gelen geçenlere güler yüz göstermek, selam verirse almak, saygılı, edepli olmak. Unuttuk güzellikleri, bulduk çirkinlikleri.
Çoğunluk hep karşı taraftan bekler iyilikleri, saygıyı. Bencillik, kin sarmış yürekleri, izledikçe şeytani algılarla dolu filmleri, dizileri, tiyatroları, reklamları. Azar azar azdırdılar, yanlışları yaptırdılar. Yok nezaket gereği, yok medeniyet gereği.. Beğenmediğine bile beğendim diyeceksin, medeniyet gereğiymiş, nezaket icabı imiş. Yalanlara medeniyet diyen medeniyet şeytani medeniyet, niyetleri art niyet .. Şeytani algılara gelmeyen yüreklere selam olsun…