Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
SÜLEYMAN Lemos YILDIZ
SÜLEYMAN Lemos YILDIZ

BAĞDAKİ ÜZÜM

Yorum

BAĞDAKİ ÜZÜM

2

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1232

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.11.2022 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BAĞDAKİ ÜZÜM

BAĞDAKİ ÜZÜM

128- BAĞDAKİ ÜZÜM
Meşe, pırnar, andız ormanıyla kaplı dağın zirvesine yakın sarp yamaçları yabani dağ keçileri yurt edinmiş. Yabani Keçi sürüsü (Geyik, karaca) insani avcılar ile yabani yırtıcı hayvanlardan korunaklı olan bu sarp yerin gize mli koyaklarında şırıl şırıl akan su, yemyeşil ot ve yeni yetişen fidanların taptaze filiz yapraklarına ulaşmaları çok kolaymış. Sanki bir elleri yağda bir elleri balda ve yedikleri önlerinde yemedikleri arkaların da sorunsuz, korkusuz bir hayat sürüyorlarmış. Yaşamları yeyip, içip üremek ve kalan sürede gönüllerince eğlenmekle geçiyormuş. Hep keyf catiyorlarmiş.

Yabani Dağ Keçileri belirli sayıdaki dişi keçilere güçlü tekenin hükmettiği en fazla bir düzünelik küçük sürü ler/ boyunlar halinde yaşar. Günlerin birinde yabani sürülere hükmeden iki teke gönüllerince eğlenmek ister. Kara ve Ala teke kafa kafaya verip güzel bir plan yaparlar. Yaşam için en uygun mekanın evcil keçilerin otladığı yerde olduğu, buradaki tekelerin gizlenip saklanmadan özgürce hareket ettiği ve daha çok sevilerek özel yemle beslendik leri için rahat bir yaşamları olduğun düşlerler. Kendi değerini, elindekinin kiymetin bilmeyenler arkadaşının/ kom şusunun bulaşık suyunu zemzem sanırmıs. İmrenmek nefsin zaafiyeti. Planlarını uygulamak için sürülerini kaderi ne terk ederek gün batıp hava kararınca korunaklı koyaklarından çıkıp düz ovaya gizlice inerler.

Tekeler karanlık içinde sessizce ovada yol alırken bir anda üzüm bağının içine dalarlar. Yer gök üzüm salkımı. Asmaların dallarından deve boynu gibi üzüm sarkmakta. Bağın orta yerindeki sergi alanında bir dem soluklandık tan sonra üzümleri tefekleriyle birlikte yemeye başlarlar. Dallarından yere sarkan altın sarısı, karagöz habbesi ü zümleri çiğnemeden mideye indirirler. Yedikçe yedikten ve tıka basa doyduktan sonra karınların taşıyamaz hale gelirler. Nefes almakta zorlanan Kara Teke sergi alanına boylu boyuna uzanır. Ya çok üzüm yemekten ya da üzü mün özünde gizli olan meyden başı dönmektedir. Kendinde bir farklılık his eder. Böyle bir durumla bu güne kadar karşılaşmamıştır. Biraz sonra Ala tekede oflayıp yalpalayarak yanına gelip o da sele serpe yere yatar.

Kendinden geçmek üzere olan ve gözünü açınca dünya alem fırfır dönünce dengesin bulmakta zorlanan Ka ra Teke mırıldanırcasına;
“-Teke gardaş. Ben seni bi kara, bi de beyaz görüyorum. Bana bi haller oluyor. Yanında birileri mi var? Sen beni nasıl görüyorsun, iyimisin?” der.

Ala Teke cevaben; “Kara gardaş, Ben seni hiç görmüyorum. Yediğimiz üzümlerin verdiği keyfi çıkarmaya bak. Dese ne üzüm meyinden kafayı bulduk, akıl baştan gitti. Planın batsın, ne hallere düştük”
Kara Teke; “-Ne kafa bulması. Güzel güzel eğleniyoruz, Vaktin keyfini çıkaralım. Gerisin boş ver”
Ala Teke; “Haklısın, yediğimiz üzüm salkımları var ya, bize bir nimet. Böyle bir üzüm görmedim. Öyle bir nimet ki;

"Birinci salkımı yersen vücuda Yarar, İkinci salkımı yemek, makul karar, Üçüncü salkımı yemek, kafayı sarar, Dördüncü salkımı yemek, mal sahibine zarar. Besinci salkımı yemek, Plan kurdurup arkadaş hatırı kırdırır, Altıncı salkım yemek, feleğin şaşırtıp Kurdun evini sordurur."

Kendini topla vakit varken sürümüzün yanını boylayalım. Buralar bize göre değil. Hem maldan hem de candan ola cağız. Biraz daha üzüm yersek yabani yırtıcı hayvanlar ile yanında köpeği olan eli tüfekli avcılara meydan okumak için nara atacagiz."

Ala Tekenin söylemlerine bihaber olan Kara Teke kendini hayal dünyasında sanıp yıldızlara merdiven kur makla meşgulken uzaktan avcı köpeklerin sesin duyunca aniden uyanır.
“-Ala gardaş koş, tehlike yaklaşmakta, tabana kuvvet” deyip hışımla koşmaya başlar. Ormana varınca bir nefes soluklanıp Ala Tekeyi göz ucuyla arar.

“Ala teke Ne güzel bir geceydi. Ömrümüzde Felekten bir gece çalıp güzelce eğlendik. Bir daha var mısın?”

Ala Teke cevaben, "Kara Tekem, Var olan aklım bana yeter. Dellenipte böyle akılsızca yaşamaya gerek yok" der.

Süleyman YILDIZ
(Lemos5303)

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bağdaki üzüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bağdaki üzüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BAĞDAKİ ÜZÜM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sahince
sahince, @sahince
21.11.2022 12:32:59
1.liği hakkedecek kadar güzel. Tebrikler.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
21.11.2022 12:13:11
Güzel bir hikaye okudum bu dağ keçilerinin yaşadığı Toroslarda yaşıyorum insan ve avcı zülmünden hep uzak olsunlar o güzelim dağ keçileri benzetme kıyaslama çok güzeldi çalışmanızı kutluyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL