Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Mukaddes KAÇAR
Mukaddes KAÇAR

Sustum

Yorum

Sustum

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

462

Okunma

Sustum

Sustum

Kelimelerin duygularını ifade edemeyeceğini gayet iyi bildigi için sustu …...

Anlamın muğlâklığı, yorumun sınır tanımayışı ve muhatabın yargıları, konuşmanın safiyetini erittiği / incittiği için sustu …

Halbuki konuşma, kendini ele vermek demekti. Düşündüğünü dillendirmekti.

Duygularına harf elbisesi giydirip harfleri, dağarcıktaki kelimelerin emrine vererek cümleleri Aşikar eylemekti, içini Aşikar eylemekti.

Ve söz, güven demekti, “içten pazarlıklı değilim” demekti, “Söylediğim gibiyim” demekti.

Yalan, söze karışmamalıydı zaten; samimiyete kıyılmamalı, öz hırpalanmamalıydı.

Yalanı, oynamayı, gevelemeyi gönderince uzaklara, sadece yüreğin yansıması kalmıştı sözcüklere.

Ve konuşan ne derse, muhatap dinler, kulak verirdi. Gereğini gücü nispetinde yapardı. Çünkü güvenirdi.

Insanı hırpaladılar, güvenin canına kıydılar, Güveni öldürünce maskeler çıktı tozlu sandıklardan.

İnsanlar yüzlerine takındılar kendilerinin olmayan şeyleri. Örtmek için içlerini. Yutmak için sözlerini.

Gizlemek için yüzlerini. Gözlere siyah gözlükler taktılar, görünmemek için. Çünkü biliyorlardı gözün gücünü, sözü söz yapanın göz olduğunu, ÖZÜN göze yansıdığını.

Evet, insanı hırpaladılar güvenin canına kıydılar, güveni öldürünce çıktı maskeler tozlu sandıklardan.

Maskeler takındı saklanmak isteyenler. Ve öyle bir hal aldı ki her şey, maskesizler dışlanır oldu.
Kendini Aşikar eylemek, kabalık diye adlandırıldı. Duygularını söylemek ötelendi.

Samimiyet aldı başını gitti.
Söz gidince ne yapsındı, sustu.

Onu susmak zorunda bıraktılar. Çünkü onun insanlara verecek bir tek yüzü vardı. İkincisini kimsenin görmediğine, herkesi görene saklardı;
ıssız anlara saklardı, gecelere saklardı, secdelere saklardı.

Evet, sustu. Çünkü söze önem verilmediğini düşündü.

Sözü katledince, Elsiz-dilsiz kaldı, Ne yapacağını bilemedi.

Uykusuz geceler geçirdi, Yapılacak en iyi şeyin, susmak olduğuna kanaat getirdi.
Ve sustu.
Istiyordu ki, / kendi özüne dönsün kendi olsun herkes. Maskelerini çöpe atsın, bir de dünyaya kendi olarak baksın.

Olmadı …
Bu olmayışlar onu yıprattı, koşmanın verdiği yorgunluğa
Dostların çekimserliği de eklenince şaşırıp kaldı,
böyle olmamalıydı ona göre.
Yorulmaktan Şaşkın, şaşkınlıktan yorgun idi.

“Ne yapabilirim” diye bir kez daha sordu kendisine. Yani kalan iki yarenine. Sus dediler. , Yine dinledi ve sustu her zaman Onları dinlemişti.

Çünkü susmak da bir tür konuşmaktı.
Ama susmanın dilini sadece susanlar bilirdi.
“Ah” etti onlara, kendi içleri gibi kendi dışlarında olan her şeyi de kirlettikleri için.

Biraz dinginleştiğinde ise duyguları, sustu.
Işte sessizliğe kanat çırpıyordu bir kez daha.
Dinlemenin erdem olduğunu kitaplardan okumuştu, soylenen kendisine her bir şeye kulak vermenin ve ama en iyiye tabi olmanın gerekliliğini.

Ve sustu … kelimelerini beline doladığı kuşağın içerisine sıkıca yerleştirdi.
Orucunu bozacağı zaman için onları gizledi.

Ak akçelerin saklandığı Keçe keseye bir kez daha baktı.
Susmanın kendisine sağladığı benliği kucakladı.
Susmaktan sonra yapılacak en iyi şeyin buralardan gitmek olduğunu gayet iyi biliyordu. Öyle yaptı. Yürüdü, gitti uzaklara …

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sustum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sustum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sustum yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL