Bizim havuz, Birleşmiş Milletler gibi!
Geçen gün; akşam seansındayım. Her milletten insan.
Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı, Afrikalı herkes havuzda.
Kimi dikine yüzüyor, kimi paralel
Arada biriyle çarpışıyoruz. Onlar genç, ben malum.
Dikkat eder misiniz? falan diyorum.
Bana bir şeyler söylüyor, anlamıyorum. özür mü diliyor, küfür mü ediyor
Velhasıl: erkenden sudan çıkıyorum. Yüzemedim, ama yorgunum.
Bir çay içeyim diyorum. Tanıdık iki arkadaşla, sohbete dalıyoruz.
Biraz dert yanıyorum, bu durumdan.
Atik ve daha genç olan arkadaş: olayı havuzdan çıkarıp topluma genelliyor
Sokaklar da böyle diyor, çarşı pazar hatta bütün ülke.
Daha ağır olan meslek büyüğümüz, bundan rahatsız oluyor. Söze girip olayı kökten çözüyor.
Bir de şöyle düşünün diyor.
Bu insanlar burada dilimizi öğreniyorlar.
İlerde ülkelerine döndüklerinde Türkçe konuşan ülkeler oluşacak.
Al sana, dünya hakimiyeti.
Bu işin, bu kadar kolay olacağını hiç düşünmemiştim.
Anadolu İrfanı bu olsa gerek.
Aklıma Nasrettin hocanın borç ödeme fıkrası gelse de, onu hızlıca kovuyorum?
Merhum Osman TURAN hocayı hatırlıyorum.
"Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi" Sahi en son ne zaman okumuştum?
Bir rahatlıyorum bir rahatlıyorum. Ne kadar basitmiş büyük ülküler.
Ziya GÖKALP, Yusuf AKÇURA, İsmail GASPIRALI daha niceleri
Boşu boşuna yorulmuş. bizleri de yormuş.
Ağır ağabeyime teşekkür ediyorum.
Kalkıyorum, hafiflemişim. Yorgunluk falan kalmamış.
Havuz işe yarıyor.
Aydınlanmaya devam.
Tavsiye ederim.
Ziya ACAR