EMİL ZOLA KİMDİR?
Emil Zola 2 Nisan 1840’da Paris’te İtalyan-Fransız bir ailede doğdu. Emil çocukluğunu ve okul dönemini Aix-en-Provence’de geçirdi. Henüz 7 yaşındayken babası vefat etti ve ailesi zor bir mali durumdaydı ve annesiyle birlikte Paris’e döndü.
1862’nin başında, Emil, Ashet Yayınevi’nde bir iş buldu. Çok okur, yazar, popüler yazarlarla tanışır, nesir ve şiir denemesine çalışır.
Yayınevinde Zola yaklaşık 4 yıl çalıştı ve daha fazla yazmaya başladı. 1864’te farklı yıllardan hikayeleri birleştiren ilk kitabı “Tales of Ninon” adlı kitabını yayımladı. İdeal bir kahramanın karakterini yansıtan yüce aşkı, gerçeği ve düşleri tezat altına alan, yüce sevginin hikayelerini gösteren, “Claude İtirafı”, “merhumun vasiyeti”, “Marsilya sırları” romanlarını yazıyor.
“Claude Confession” adlı roman, yazara uzun zamandır beklenen popülerliği getirdi.
1868 civarında, Emil, bir aileye, yani Rugon-Maccaram’a ithaf edilecek bir dizi roman yazma fikri ile geldi. Bu insanların kaderi birkaç nesildir araştırılıyor. Serinin ilk kitapları okuyucuların ilgisini çekmedi, ancak The Trap’un 7. cildi büyük başarıya mahkum edildi. Sadece Zola’nın şöhretini arttırmadı, aynı zamanda servetini de arttırdı. Dizinin sonraki tüm romanları, bu Fransız yazarın çalışmalarının hayranları büyük bir coşkuyla karşılandı.
Uzun dönemin yirmi cilt sayısı olan "Rugon-Makkara" - Zola’nın en önemli edebi başarısı budur. Ancak daha önce hala "Theresa Raken" yazmayı başardı. Çarpıcı başarısından sonra Emil 2 döngü daha yayınladı: “Üç Şehir” - “Lourdes”, “Roma”, “Paris”; yanı sıra “Dört İncil” (toplamda 3 cilt vardı). Böylece Zola, aynı ailenin üyeleri hakkında bir dizi kitap üreten ilk romancı oldu. Yazar, böyle bir döngü yapısını seçmenin nedenlerini belirterek, kalıtım kanunlarının etkisini göstermek istediğini iddia etti.
Bu dönemde, Zola’nın estetik ve politik görüşleri nihayet kuruldu. Cumhuriyetçi ve Demokrat muhalefet basınıyla işbirliği yapıyor, Fransız ordusunu ve Napolyon’un gerici rejimini ortaya çıkaran makaleler yazıyor ve dağıtıyor.
Zola, Dreyfus’un skandal olayına müdahale ettiğinde, bir sansasyon haline geldi. Emil, Fransız Genelkurmay subayı, uyruklu Yahudi olan Alfred Dreyfus’un 1894’te Alman askeri sırlarını sattığı için haksız yere mahkum edildiğine ikna oldu. Böylece yazar ordunun liderliğini açığa vurarak adaletin düşürülmesinin sorumluluğunu ortaya koydu. Zola pozisyonunu açık bir mektup biçiminde resmileştirdi ve “Sanırım” başlığıyla Cumhuriyet Cumhurbaşkanı’na gönderdi. Kovmak için, yazar bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Fakat Emil İngiltere’ye kaçtı ve 1899’da Dreyfus’un beraat ettiği anavatanına döndü.
28 Eylül 1902, yazar bir kaza sonucu aniden kendi Paris dairesinde öldü. Karbon monoksit tarafından zehirlendi. Ancak, büyük olasılıkla, siyasi düşmanları onu ayarladı. Emil Zola, hayatıyla birlikte ödediği tutkulu bir hümanizm ve demokrasinin savunucusuydu.