22
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1631
Okunma


Hani böyle mutlusun ama değilsin gibi hissediyordum.
Boyumun bir şeylere yetmediği anlar vardı.
Bazen hani derler ya! "Otur oturduğun yere Senin boyun yetmez bu işlere" gibi...
Sanki büyüyünce her şeyin üstesinden gelebilecek gibi bir an önce büyümek isterdim.
Örneğin, Annem Saçlarımın bir kısmını tepeme toplar, geri kısmını omuzlarımdan aşağıya salardı.
Okula gidince Bilal ve ümit isminde iki erkek çocuğu yanıma gelir.
Benimle alay etmek için
"Aaaa kuş yuvası" derler ve alaycı bir şekilde gülerlerdi.
Dışımdan bir şey demesem de içimden onlara değil de önce anneme kızardım.
Ondan sebep evden okula doğru yola çıkınca hemen saç bağımı açar,
eve gelirken de annem kızmasın diye toplamaya çalışırdım.
Bu benim için bir iç yıkımı, ne büyük dertti anlatamam
O zaman ki, Çocuk aklım işte...
Ama uzun yıllar geçmiş olsa da minik kızımın saçlarını tararken "hangi şekli istersin" diyorum
"Anne sen istediğin gibi tara ör sen bilirsin" dediğinde
Aklıma gelir kuş yuvası saçlarım
Sahi Şimdi düşününce
"Neyin üstesinden geleceksem" diyorum.
Zaten Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda
"Ih" desek anamız, "oy" desek anamız,
"Vah" desek babamız başucumuzda oluyordu...
Aklımda, büyüme senaryosu var olduğu süreçte
Annemin yamacına geçip başımı yukarı kaldırıp,
boynumu omuz başlarına doğru uzatır boyumla boyunu ölçerdim
"büyüyor muyum?"diye...
Maalesef yetişemezdi başım başına.
Arada annem merdiven başında falan durduğunda
Hemen üst basamağa koşarak çıkar onunla aynı boya gelmeye çalışırdım.
Omzuna yetişince başım, "ahaa büyüdüm demiştim :)"
Annem, ben böyle davrandıkça kızardı.
"Öldüm, bıktım! şu kızın büyüme hevesinden
kızım kızım büyüyünce Alı, Moru, Mavi’yi, Yeşili karıştırırsın
büyüyüp de ne olacaksın!
Şimdi, gökyüzü Mavi
Kırlar Yeşil
Tek derdin karnının açlığı
Yürü git oyun oyna yıllar çabuk geçer büyürsün ama;
Büyüme!
Hayat öyle kolay değil!.."
"Elekten geçirir fecri felek çemberi!
O vakit aklın şaşar da kalırsın öylece diyordu..."
"Evet Anne büyüdüm hemde çoooook büyüdüm!
Gökyüzü her vakit gri
Kırlar kıraç toprak
Mavi ve Yeşil kayboldu tümden Siyah dünyaya açılan manzaram
Birbirine karışık gündüzümle gecem!
Hatta bu arada boylu boyumca çocuklarda büyüttüm.
Ama İçimde ki, "büyümek hiçte güzel değilmiş" diyen kız çocuğunu bir türlü büyütemedim...
Yeri geldi kadınlığımı,
Yeri geldi çocukluğumu bir kabristana gömdüm,
Analık tarafıma sarılsam da
Say ki, Senden sonra yaşamadım bende öldüm!..
Senin yokluğunda kaç canlı, gerçek korku filmi izledim.
Kaç yalan, dolan aşkı kendimden bile gizledim.
Kaç yürek yangınını gözyaşlarımla söndürdüm.
Yine de kimse senin gibi yanımda olamadı...
Şimdi
Benim de boyum uzadı da uzadı.
Acılarımın da boyu uzadı.
Elem, Sıkıntı, dert bir şekilde geçiyor, geçecekte!
Ama;
Acılarım dinmek bilmiyor. İçimde ki o küçük kız çocuğu her gün başka bir bahaneye sarılıp bana küsüyor.
ve her gece düşlerimde uçurumlardan düşüyor.
Tutunamıyorum bir dala,
Bazen sırdaşım olan yağmurlar yağıyor avuç içlerime,
Bazen kendimi bir mahkeme salonunda buluyorum.
"Kim bu dava açan" diye sorgularken
Öyle, başka şahıslar çıkmıyor karşıma Yüreğim benden davacı olmuş oluyor,
Ben ise hayattan!
O an dilime sükût bulaşıyor
Yüzüm yere düşerken, başımı önüme eğerek "haklısın" diyorum sadece
"Haklısın!.."
Sonra içimde bir yer sızlıyor ve
Anlıyorum...
Hani birçok insan da olmayan
Sadece merhamet sahibi insanlarda olan bir duygu vardı ya, adına (Vicdan) denilen
İşte İnsanın (vicdanı) susmayınca da ne bileyim.
Hayata ve kendime olumlu bakmadığım için vicdanım sızladıkça kendimden özür diliyorum sadece...
Hayat! diyorum bazen yaşanan bir ömür boyu süren mutluluk.
Bazen bir nefes
Bazen hani "o hayatta mı? " diye sorulan bir soru
Her ne anlam ifade ederse etsin de hayat beni un ufak eledi.
Ahh Bi bilsen Anne
Gerçekten, "Elekten geçirdi fecri felek çemberi "
Biz hayatı yaşamadan
Hayat bizi bir güzel Yaşadı mı?..
Harcadı mı?..
Yok mu? saydı.
Ben bilmiyorum.
Bilen varsa söylesin...
" Öyle işte" ~
#Hüzünlükent