Şehr-i kadim Diyar-ı bekir kadimden de kadim Çırık fırını.

Temelleri Roma dan Bizans a Selçukludan Osmanlıya zamana meydan okurcasına
Yoğurt pazarından Bıyıklı mehmet paşanın dar sokaklarına uzanan taş yollarına
Kesme bazalt kayalardan oyulmuş duvarlarına işlenmiş tarihiyle Çırık fırını.

Diyabakırın eşraf ailelerinden olan Nuri Aslan dı bu fırının sahibi
Bin dokuz yüz seksen bir senesinin yaz aylarından bir gün güneş henüz yükselmemiş
Sabah rüzgarının sokakları okşadığı saatlerde Nuri aslan öfkeli bir halde girdi Çırık fırınından içeri.

O zamanlar her fırının kendine ait etiketleri vardı ve bu etiketler ekmek henüz hamur halindeyken hamura yapıştırılır ki ekmeğin yapıldığı fırınının adı belli olsun.

İşte bu noktada ben yedi sekiz yaşlarında o etiketleri hamura yapıştıran kişiydim yani etiketçiydim,az değil iki buçuk lira yömye alıyordum.

Nuri aslan altmışlı yaşlarda Boyu kısa bir gözü kör yol yordam bilen güzel takım elbiseler giyen Osmanlıca ile karışık Türkçesiyle özünde iyi bir insandı.

Her ne olmuşsa o gün daha önce hiç görmediğim öfkesi ile Nuri abi önüne geleni kalaylıyor bir şeylerin acısını çıkartıyordu fırının çalışanlarından.

Rahmetli babam da Çırık fırınında pişirici(kürekçi)olarak çalışıyordu.
Tezgahta oturan Nuri abi kaşları çatık etrafa bakarken birden ayağı kalkarak .

Nuri Aslan :
Bu fırının hali nedir her yer toz toprak böyle pislik mi olur dedi.

Çıkardı sırtında ki ceketini oturduğu sandalyenin arkasında ki askıya astı .
Hışımla köşede duran süpürgeyi kaptı ve başladı fırını süpürmeye.
Hiç unutmam yaşımın küçük olmasına rağmen Nuri abiyi elinde süpürgeyle fırını süpürürken görmek beni ve çalışanları çok utandırmıştı .

Babam çaktırmadan yanıma gelerek.

Babam:
Oğlum git o süpürgeyi al sen süpür dedi.
Ben hemen Nuri abinin yanına giderek abi ver ben süpüreyim dedim.

Nuri abi :
Hayır hayvan eti yemiş dedi ve söylene söylene süpürmeye devam etti.

On dakika sonra fırın tertemiz olmuştu ;Kan ter içinde kalan Nuri abinin öfkesi yatışmış işçiler mahcup kalmışlardı.

Mevzunun temizlik olmadığını herkes biliyordu öfkeyle biriken enerjinin birilerini kırmadan kavga etmeden bedenden atılmasıydı.

Bu sabah iş yerime komşu olan Mahmut beyin deliler gibi dükkanını temizlemesini izlerken bu hatıram aklıma geldi .

Gülerek Mahmut bey hayırdır,nereden kızdın da bu temizliği yapıyorsun diye sordum.
Sonra anlattım Nuri abinin yıllar önceki meselesini.

Mahmut bey anlattıklarımı dinledikten sonra gülümseyerek ya sorma evden kızdım bende daldım temizlik işine dedi sonra hep beraber gülüştük.

Temizlik işlerinin kadınların hüneri olduğunu düşünen erkekler! olur da sizde bir gün öfke patlaması yaşarsanız kırmadan dökmeden o enerjinizi temizlik yaparak atabilirsiniz.


Temizlik İmandan öfke Nefsindendir.


Saygılar dilerim.

Selçuk Korkmaz 16/07/2022


Not: Çırık Osmanlıcada suyu kurumuş veya azalmış çeşme demektir
Çırık fırını duvarlarında ki tarihi Çırık çeşmesinden alır ismini

Resimde elinde gazete olan benim Rahmetli babam diğerleri fırın çalışanları ve mahallenin çocukları
Fotoğraf 1978 tarihlidir.