Konu başka ama örnek boks ve güreşten. İtirazsız mutlak sonuçtan. Ya tuştan ya da nakavttan. Bu spor dallarında çoğunlukla sayıca üstünlüklere itiraz gelir. Açık ara önde değilseniz galibiyetinize bir bahane bulunur. Hakemler tarafsız değilse hakkınız yenir. Aldığınız maç rakibe verilir. Bunlar olmasa bile sonrasında hep kritik edilir. Zaman zaman gündeme getirilir. Rakip haksızlığa uğradı denilir.
...

Burada tartışmasız sonuç güreşte tuş, boksta nakavttır. Rakibinizi önce kroşe ve direklerle sarsıp sonra sağlı sollu yumruklarla indirip ringe boydan boya uzattığınızda kim itiraz edebilir bu sonuca. Müsabaka güreş ise ayakta budayıp yere indirdiğinizde, kündeyle aşırıp sırtını yere getirdiğinizde kim ne hakla itiraz edebilir bu sonuca.
...

Rakibiniz eğer bir şampiyon, siz henüz isimsiz bir sporcuysanız açık ara olunmadığı sürece sayı ile maç kazanmayı unutun. Kolay kolay maçı alamazsınız. Hakettiğiniz galibiyet size verilmez. İşte bu nedenle ya tuş ya da nakavt denilmektedir.
...

Misal güreş ve bokstan ama bu tüm sporlar için geçerlidir. Sadece spor değil rekabet edilen her şeyde bu böyledir. İş ihale, siyaset politika, sendika mendika, oda moda hemen hepsinde açık ara önde olmadan hiç bir şey size altın tepside sunulmaz. Bir oda veya birlik, küçük bir kooperatif, vakıf veya sendika yönetimini ya da başkanını açık ara önde olmadan değiştiremezsiniz. Sayıca üstünlük, salt çoğunluk yetmez. Sonuç ancak mutlak üstünlükle alınır.



Kemal SEYFİ
28.04.2022