Bu deyimin telmihini bilmeyen yoktur. Şimdi fakirler nasıl geçinir kısmı hükümetlerin derdi değildir. Hatta hükümetlerin vatandaş diye bir derdi olmaz olamaz. Şayet vatandaş görmemişi İkdidar yaparsa başına gelebileceklerin sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Şimdi bu yazıyı manda yoğurdu ile dolu bir küvette, kestane balı ile yüzmaskesi yapıp Ejder meyveli mojito eşliğinde Medine hurmasıyla fantezi yaparken yazıyorum. Şimdi diyebilirsiniz ki bu nasıl zenginlik… Fakirler bunları yiyor değil mi ?
Hemde ilaç niyetine… Düşünün kü dünyanın enbüyük ekonomik ülke başkanlarının bile sahip olmadığı bir uçak filom var. İstediğim zaman istediğim yere kendimi atayabiliyor oradan yaklaşık otuz asgari ücretlinin gelirine denk maaş alabiliyorum. İstediğim şirkete istediğim teröristi atayabiliyorum. Gerçi sonra onları istediğim gibi görevden alınca kimlerle iş birliği yaptığımızı söylüyorlar ama olsun istediğim yere istediğim değekciyi atamamın faydası bu yargılanmamı kimse aklına bile getiremiyor. Hemen herkesi teröristlikle suçlayabilirim ama kimse bana teröristlere kırmızı halı ayaklarına yargı göndermemin hesabını soramadığı gibi ne istedinizde yapmadık diye teröristlere sitem de yapmama kimse sesini çıkaramaz. Akşam talimat verdim et süt ucuzlayacak deyip sabahleyin dalga geçer gibi herşeye zam yapabilirim. Milletin maneviyatına istediğim gibi musallat olabilirim. Kutsal saydığı ne varsa beş paralık eder pişmiş kelle gibi güler sonrada yine alay eder gibi ahlak dersi verebilirim
Medyada salyalarını akıta akıta hararetle iktidarımı yerlere göklere sığdıramayan paralı köpeklerim var. Ama biliğin köpek para için ısırmayacakları hakikat yok. Tehlikeli yanı bir süre sonra kudurup sahiplerine de dalma riski… Aslında kudurmak dediysek lafın gelişi daha çok parayı kim verirse… Bu arada makyajlı hizmetler ile iktidarımı korurum. Millet hakikati anlayana kadar ben bu denizi kuruturum… Diye düşünülüyorsa bir ülkede anlayın ki çingeneden kral olmuş…