0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
382
Okunma
Sarı basının yüzakı ciner medya grubunun yüzakı Habertürk ün yayını olan teke tek bilim sevdiğim programlar arasındadır. En azından konusunun uzmanı kişileri konuk etmedeki başarısı takdire değerdir. Ama bazı programlar vardır ki insanı çileden çıkarıyor misafir olan konuğun mecalini anlatmadaki beceriksizliğimi yoksa moderatörün cahilliğimi birbirine karşıyor. Ahmet Arslan ile yapılan program böyle bir programdı. Baştan aşağı kibir cehalet yalakalık insanın sabır sınırlarını zorlayan cinstendi.
Gazali’yi yobaz görecek kadar Gazali’den habersiz bir profesörün ünvanını nereden aldığı tartışılmalıdır. Oktay Sinanoğlu’nun Gazali’yi referans ettiği konuşmasına değinmeden yobaz çıkarımını nasıl elde ettiler. Kim yobaz kendilerimi Gazali mi… Evet Gazali’yi anlayabilseydik Oktay Sinanoğlu biz olurduk. Türk eınstein’ı olarak tanımlanan Oktay sinanoğlu aklı kesmedi mi Gazali’ye yobaz demeye. Adamın bilimsel derdi vardı ve neden “Kimyanın mutluluğu” diye kafa yorup bilimselliğin gereğini yerine getirmiştir. Oysa felsefe üzerine “filozofların tutarsızlığı” diye yazdığı kitap ortada dururken kibir abidesi karşılıklı iki insanın islam üzerine atıp tutması şeytanın şehadet getirmesi gibi bir şey olsa gerek.
Millet vekilinin birinin “göbekli tepenin islam coğrafyasında olmasını” Allah’ın bir lütfu olduğundan dem vurmasını diline dolayan sayın Altaylı, burası islam coğrafyası olmadan önce hristiyan coğrafyasıydı diye yalakalık etme yarışına giren proföser Arslan ın cehaleti artık ibret-i alemlik. Şimdi hangisini düzeltelim inanışının gereği olarak kainatın bir ayet olduğundan habersiz millet vekilini mi, yine bu inanışın gereği üzerinde yaşadığı toprakların islam alemi olduğundan habersiz sayın Altaylı’yı mı, yine bu inanışa göre Hristiyanlığın islamın bir parçası olduğunu bilmeyecek kadar cahil bir proföserü mü?
Platon dan Russell a istediğiniz kadar batıcılık yapabilirsiniz ama bunu bilimsellik adı altında yapmak hem komik hem de sabır sınırlarını zorlayan ukalalık…