Giresun, Görele, Çanakçı bucağından ikisi kardeş beş ülküdaş; Sinan KOCA, Cevat KOCA, Bahri BİLGE, Ömer BAYRAKTAR ve Salih ULUĞ kim bilir ne umutlarla gelmişlerdi İstanbul’a.

Beş ülküdaş Otosan Fabrikası’nda çalışmaya başlamışlar ve bir yandan da o tarihlerde hemen herkesin yaptığı gibi Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’nde başlarını sokabilecekleri birer gecekondu yapmaya koyulmuşlardı. Lakin bir sorun vardı. Mahalle sol örgütlerin kontrolündeydi.

15 Mart 1978 günü Bahri BİLGE yapımını bitirdiği ancak henüz taşınmadığı boş vaziyette bekleyen gecekondusunu kontrol etmeye gittiğinde Halk Komitesi’nin evine bir kadını yerleştirdiğini gördü ve komite üyeleriyle tartıştı. Aynı günün akşamı köylüleri ve ülküdaşlarıyla kahvehanede çay içerken komite üyeleri tarafından silahla dışarı çıkarılarak darp edildiler.

Onları darp eden Halk Komitesi üyesi Burhanettin Yıldız, Kekeme Ayvaz, Aşık Ferhat ve Gavur Ali isimli militanlara daha sonra Mehmet Kurtoğlu, Dev-Genç’li Ömer, Ali, İsmail, Kazım Bayboğa, Hıdır Fırat, Erol Bektaş, Sabri Koçyiğit, Hasan Kara adlı militanlar da katıldı.

Beş ülkücü işçi silahlı bu militanlar tarafından "Faşistleri gecekondu alanının dışını çıkaracağız" denilerek Taşocağı mevkiine götürüldüler. İki gün sonra taş ocağına moloz dökmek için giden bir kamyon şoförü, cesetleri görerek İçerenköy Karakolu’na haber verdi.

Karakol polisleri, çevrede yaptıkları araştırma neticesinde 5 işçinin cesedini buldular. Daha sonra 2. Şube’den yardım istediler. 2. Şube’den gelen polis ekibi, saat 00:00 sıralarında çevrede araştırma yaparken üstlerine makineli tüfekle ateş açıldı. Polislere 500 metre uzaklıktaki gecekondulardan ateş açıldığı anlaşıldı ancak gecenin karanlığından faydalanan saldırganlar kaçtılar.

Bölgede yapılan çalışmada bulunan cesetler tanınmaz haldeydi. Burunları, kulakları kesilmiş, gözleri oyulmuş ve ardından da kurşunlanmışlardı.

23 yaşındaki Sinan Koca’nın, biri 10 günlük olan 3 çocuğu, 29 yaşındaki ağabeyi Cevat Koca’nın 1 çocuğu, 29 yaşındaki Bahri Bilge’nin 7 çocuğu, 27 yaşındaki Ömer Bayraktar’ın 4 çocuğu, Salih Uluğ’un 1 çocuğu yetim, gencecik hanımları da dul kaldılar.

Bu katliamın zanlısı olarak yargılanan Hıdır Fırat, Hıdır Özdemir, Hıdır Aktaş, Mehmet Kurtoğlu ve Hüseyin Gökdemir cinayet zanlısı olarak tutuklandılar. 17 Mart 1978’de Ümraniye’de işçileri kurşunlayan bu cani komünistler 1991 Rahşan affında serbest kaldılar.

Failleri eli kanlı komünist ve kurbanları Ülkücü olduğu için bu vahşi katliama malum medya kör, sağır, dilsiz kesilse de Ülkücü yazar Alper AKSOY bu hüzün dolu vahşet öyküsünü kaleme aldı ve ÜMRANİYE İÇİNDE VURDULAR BİZİ adıyla kitaplaştırdı.

Bu vesile ile şehadetlerinin seneyi devriyesinde masum beş yiğidimizi rahmetle anıyorum.

Unutmayacağız! Unutturmayacağız!

Aziz ruhları şad olsun.