- 387 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Acı Hikayeler
Hayat hikayesi oldukça karanlıkta kalmış, ne soranı var nede bileni. Karanlık bir geçmiş,
hoş doğrusu, pekte merak edeni yok benden başka, sordum babam Rahmetlli bile hatırlamadı onun hayatını, Sır vermez ser verirde, sadece her daim akıttığı maznun ve mağrur göz yaşları dışında.
Akıtığı her göz yaşı döktüğü her damla; onun hayatından düşen bir duvar taşı, yıkılmayı bekleyen harabe gönül evi
Bir kez saçını ok şayan çıkmamış ömründe koca dünyada, her gelen bir sille vurmuş, her giden bir tokat.
Daha ana rahminde küçük bir cenin iken yazılmış kara bahtına ayrılık, O zaman kaybetmiş babasını düşman kurşunlarıyla, o gün sahipsiz kalmış koca dünyada kim olduğunu kimlerden olduğunu bilmeden.
Bir benim dışımda kurcalayanda olmamış benim bildiğim. Olsa zaten bu güne kadar çıkardı hayat hikayesi hakkında bir şeyler. Onun hakkında tek bilinen; akıttığı göz yaşı ve gülümsemeyi unutmuş umutsuzluğu. Bir tek Ali’ si olmuş umudu
Benmi nasıl bulaştım bu işe?
Hayli ilginç olacak , bir gece vaktı yatağıma uzandım uyku tutmadı gözlerim, birden aklıma geldi kimdi kimin nesi kimin fesi, o düşünce içinde açtım bilgisayarımı gittim yüz küsur yıl öncesine Çanakkaleye , hani gökten bombaların yağdığı, yerden alevlerin fışkırdığı, kafa,kol, gövde, bacak, parçalanan bedenlerin sağa sola savrulduğu toprakların kanla yoğrulduğu, bir cihan harbinin en acımasız yaşandığı yere,
Osmanlı ülkesinin her yerinden, her ilinden her köyünden, daha henüz bıyığı terlememiş onbeş on altı on sekiz yaşlarında yağız fidanların, cepheden cepheye koşan yorgun yirmi otuz kırklı yaşlarda olmasına aldırmdan yorgunluğa , aman vermeden bıkkınlığa , ’’söz konusu olan vatan, canın ne önemi var’’ diyerek cepheye koşan yüzbinlere
Henüz Ana rahminde cenin iken babası gitmiş tıpkı diğerleri gibi çanakkale mahşerine Arkasında garip bir Anadolu köylüsü baba, anne ve henüz yeni hamile bir eş birakarak Koşar cepheye Ali. Savaş bütün şiddeti ile sürmekte yiğitler ekin gibi biçilmekte, Yedi düvel saldırmakta acımasızca, dünyanın neresinden getiridiği bilinmeyen siyah, beyaz, sarı, esmer. her dlden her milletten yüz binlerce askerin karşısına. Silahlar kara tüfek, süngü patlasa atacağı mermisi sınırlı eski model ateşlemmeli toplar, düşman gökten ve yerden en moderin silahlarla
Anafartalar meydan muharebesinde conk bayırında yapılan 8 Ağusto 1915 te sabaha karşı düşman saldırısında şehit düşer Bozoklu Mustafa oğlu Ali,
Düşmana aman vermez yiğitler savunur Hattı müdafa değil sathı müdafa emri ile geliboludada tutunamayan ingilizler yoğun çatışmaların ardında ağır bir kayıp daha vererek çekilmek zorunda kalır,
Bozoklu Mustafa Oğlu Alininde şehit haber gelir köyüne. Baba Mustafa, yığılır olduğu yere teslim eder, çıkar ahiret yolculuğuna, Annesi Rükiye hanım Biricik oğlunun acısıyla yanar günlerce aylarca, Alinin eşi Adile hanım kaynanası ile yalnız başlarına harabe bir evde kalır tek başlarına, O zaman çallı köyünün hemen her evinden kara dumanlar yükselmekte her gün şehit acısı bir haneye düşmekte kayıtlara göre 17 -18 şehit, kayıtlara geçmeyen ancak gaipliğine karar verilende neredeyse şehit sayısı kadar.
O acılar içerisinde Babasının şehadetinden 15 gün sonra 23 ağustosta dünyaya yetim bir kız çocuğu olarak dünyaya gelir, o da diğer şehit çocukları gibi yalnızlıktan habersiz Baba Annesi ismini verir ona Adı Rukiye, Şehit Bozoklu Mustafa Oğlu Alinin biricik kızı.
Bir yanda savaşın açtığı yaralar diiğer yanda savaşın getirdiği yokluklar, giden geri gelmiyor sağ olana hayat devam ediyor, Acılar arfı arkası gelmiyor Oğlunu ve eşinin acısına dayanamayan Rukiye hanım da Hakkın rahmetine kavuşuyor,
Adile hanım bir tek kızı ile birlikte yapayalnız kalıyor koca dünyada başlarında bir büyük yok bir Aile yok olmuş kala kala bir başına küçücük bir çocukla henüz yirmili yaşlarada bir kadın Adile, O günlerde kadın olmak daha zor kimsesiz çaresiz sahip çıkacak kimseler kalmıyor etrafında, Ali’sin bir emanetinden başka kimsesi yok. çaresiz sığınıyor kardeşlerinin himayesine, dul bir kadın tek çocuğu, eşinden ev arazı olsada onu işletecek kimsesi yok , kardeşleri araziyi işletiyor Adile hanımada sahip çıkıyor, fakat hem genç hem güzel hemde dul olması köy yerinde çok zor. Beş yıl sürüyor bu yalnızlık bir yanda hayatın ağır yükü bir yanda biricik kızı bir yanda köylünün dedi kodusu, dayanamıyor.
Adile hanım Kızı Rukiye 6 yaşındaKomşuları olan Yeleğin Haççe; Adileye Kaynı Ömer ile evlnmesi .dünür oluyor, Adilenin kardeşleride uygun görüyor henüz 22 -23 yaşlarında istiklal savaşı gazisi Hasan oğlu Ömer ile evleniyor
Yeleğin Haççe Adile’yi hem kendilerine elti hem arkadaş hem sırdaş, kızınıda kendilerine bir evlat olarak kabu ediyor,
’’yıllar geçiyorda nasıl geçiyor hele birde bana sor dermiş rukiye köylerinde urguş derlermiş kendisine
YORUMLAR
türkü diyarı
Rahmetli Babannemin hikayesi.
Gerçek hayat hikayesinden bir kesit
Beğeni güzel yormlarınıza teşekkür ederim
Selamlar saygılar
Allaha emanet olun