Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU

TÜRKİYE'MİZDE KRİPTO YAHUDİ DÖNMELER-HRİSTİYAN-YAHUDİ -ERMENİ-RUM -72 MİLLET HEP BERABER GÜZELCE YAŞAYALIM-DÜNYA KİMSEYE KALMAZ..

Yorum

TÜRKİYE'MİZDE KRİPTO YAHUDİ DÖNMELER-HRİSTİYAN-YAHUDİ -ERMENİ-RUM -72 MİLLET HEP BERABER GÜZELCE YAŞAYALIM-DÜNYA KİMSEYE KALMAZ..

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

4960

Okunma

TÜRKİYE'MİZDE KRİPTO YAHUDİ DÖNMELER-HRİSTİYAN-YAHUDİ -ERMENİ-RUM -72 MİLLET HEP BERABER GÜZELCE YAŞAYALIM-DÜNYA KİMSEYE KALMAZ..

TÜRKİYE'MİZDE KRİPTO YAHUDİ DÖNMELER-HRİSTİYAN-YAHUDİ -ERMENİ-RUM -72 MİLLET HEP BERABER GÜZELCE YAŞAYALIM-DÜNYA KİMSEYE KALMAZ..


’’Her şey 1492 yılında imzalanan Elhamra Kararnamesi ile başladı.
Bu kararname ile İspanya’da yaşayan Yahudiler ziynet eşyalarına el konularak kovuldu.

O tarihte İspanya’da 300 bin Yahudi yaşıyordu. Bugün sayıları 40-50 bin civarında.Kararın ardından 100 bin Yahudi, Kuzey Afrika’ya kaçtı.2. Beyazıt, büyük bir soykırıma uğrayan bu Yahudileri topraklarımıza kabul etti.Onlara yurt ve iş verdi.

Sefarad Yahudileri Osmanlı İmparatorluğu topraklarında; İstanbul, İzmir, Selanik ve Safed şehirlerine ve civarına yerleştirildi.

Bugün Türkiye’deki Yahudilerin % 90’ı ‘Sefarad Yahudi’si denilen bu Yahudilerdir.
Osmanlı tebaası altındaki bu Yahudiler hakikaten çalışkan kimselerdi.

Ticarette mahirlerdi. Bu sayede Osmanlının bütçesine çok önemli katkı sağladılar.
Kendileriyle ne ekonomik olarak ne din ne de siyasi olarak bir sıkıntı yaşanmadı…

Ta ki 1648 yılına kadar.1626’da İzmir’de doğan ve kendisi de ‘Sefarad Yahudi’si olan Sabatay Sevi, 1648 yılında henüz 22 yaşındayken Mesih olduğunu ilan etti.Her iki kıtada binlerce mürit edinen Sabatay Sevi, Yahudiliği ikiye böldü.

İzmirli hahamlar Sabatay Sevi’nin dinlerini bozduğu gerekçesiyle öldürülmesine karar verdi, ama yapamadılar. Kendileri yapamayınca Osmanlı sarayına şikâyet ettiler.

Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa, Sevi’yi yakalatıp, Haliç’teki Bagno Zindanı’na kapattırdı.
Sabatay Sevi’yi yargılamak için bir divan kuruldu.

Sultan 4. Mehmet de divanı ’paravanın arkasından’ izledi.
Sabatay Sevi, hahamların talebiyle fitne çıkarmaktan yargılandı. Sevi ise Mesih olduğunu iddia etti.

Divan reisi: "Karıştırmadığın halt kalmadı. Uyandırmadık fitne bırakmadın Sabatay Efendi. Madem Mesih’sin. Haydi, bakalım şimdi göster kerametini!" dedi.

Divan şuna karar verdi; Sevi soyunacak, vücudu okçulara nişangâh yapılacak. Oklar vücuduna işlemezse, o zaman Padişah da onun Mesih olduğunu resmi olarak tasdik edecekti.

Müritleri ona; kılıç, ok, tüfek, kurşun işlemez, hatta onu ateş yakmaz diye itikat ediyorlardı.

Divan heyetinin kararını duyan Sabatay Sevi, “Adiyo santo!”(İsp. Kutsal ses) diye titremeye başladı ve her şeyi inkâr etti. Ayrıca Mesihlik davasının bazı Yahudiler tarafından ortaya atıldığını, kendisinin asla böyle bir iddiada bulunmadığına dair yeminler etti.

Divan heyeti bu inkârından tatmin olmadı. Kararı uygulayacağını bildirdi.
Oklarla öleceğini bilen Sevi, son bir manevra yaparak Müslüman olacağını açıkladı.

Sabetay Sevi; Müslüman olduğu takdirde geçmiş günahlarının af edileceğini ve bu sayede canını kurtaracağını hesapladı.Nitekim öyle de oldu.Müslüman olunca hakkındaki suçlamalar düştü ve af edildi.

Canını kurtarmak için takiyye ile Müslüman olan Sevi, müritlerine farklı bir hikâye anlattı.
Osmanlı padişahının kendisini zorla Müslüman yaptırdığını, kendisinin bunu kâğıt üzerinde kabul ettiğini ama kalben asla dönmediğini bildirdi.

Oysa bu çok büyük bir yalandı.Bizim dinimiz tebliğ dinidir. Din-i İslam’da zorlama yoktur. Çünkü İman dil ile değil, kalp ile yapılır. Böyle olunca da dile değil kalbe bakılır.

İnsanın kalbini de Allah’tan başka kimse bilemeyeceği için, hiç kimse Müslüman olması için zorlanamaz. Zorlanma da yasaklanmıştır.

Bu hakikat ışığında, Sevi’nin zorla Müslüman edilmesi asla ama asla mümkün değildir.
Sabetay Sevi’nin bu yalanı; dönmeleri, Osmanlı’ya ve Türk milletine düşman etti.

Sabetay Sevi, ölmeden önce müritlerine 18 emir bıraktı.
Sahte Mesih, Sahte Müslüman Sabatay Sevi, müridlerince uyulması gereken esasları 18 madde halinde toplamıştır.

Bir noktada Dönmeliğin-Sabataizmin manevi nizamnamesi olan bu uydurma kurallar “Revue Etules Juive”de İbranice olarak neşredilmiştir. Söz konusu emirler Milli Gazete yazarı Fahri Güven tarafından yazılan köşe yazısında dile getirildi.

Söz konusu nizamnameyi Prof. A. Galanti Fransızcaya, İbrahim Alaeddin de Fransızca’dan Türkçe’ye tercüme etmiştir. Sahte Mesih’in serdettiği kurallar şöyledir:

“1- Hâlık’ın birliğine iman edilsin.
“2- Onun hakiki Mesih olduğuna, ondan başka halâskâr bulunmadığına, Sabatay Sevi’nin Davud neslinden geldiğine iman edilsin.

“3- Tanrı’nın ve Mesih’in adına yalan yere yemin edilmesin.
“4- Tanrının adı anıldığı zaman tazim gösterildiği gibi, Mesih’in adı geçtiği zaman da tazim gösterilsin.

“5- Mesih’in sırrını anlatmak ve tetkik etmek üzere içtimadan içtimaa gidilsin.
“6- Sabataistler arasında katiller bulunmasın.

“7- Kislev ayının (Yahudi yılının dokuzuncu ayı) 16. günü herkes bir evde toplanarak Mesih hakkında ve Mesih imanının sırrı hakkında işittiklerini birbirine anlatsın. (Bu tarih Sabatay Sevi’nin Edirne Sarayı’nda Müslümanlığı kabul ettiğini söyleyerek Sabataistliğin teessüs ettiği gündür. 16. Rebiülevvel).

“8- Aralarında zina hüküm sürmesin. “Beria” vesilesinde dahi hilekârlardan ihtiyatlı bulunmak lâzımdır.
“9- Yalancı şahitlikte bulunmasınlar ve kendi yakınlarına karşı yalan söylemesinler.

“10- Hiç kimse Sarık imanına (yani zümreye mahsus İslâmlığa) zorla ithal edilmesin, hatta inansa bile.
“11- Aralarında kıskançlar, muhterisler ve kendilerine ait olmayan şeylere karşı arzu vehırs gösterenler bulunmasın.

“12- Kislev ayının 16’sındaki bayram, büyük sürur ile ilân edilsin.
“13- Birbirlerine karşı mürüvvetli davranılsın.

“14- Davud’un Mezamiri hergün gizli olarak okunsun.
“15- Ayla güneşin karşı karşıya gelerek bakışmaları için dua edilsin. (Ay tutulması hadisesi vaktiyle Yahudilerce Mesihlik alâmeti olarak tefsir edilirmiş).

“16- Türklerin adetlerine, onların gözlerini örtmek maksadıyla dikkat edilsin. Ramazan orucunu tatbik için sıkıntı gösterilmesin ve aynı şey Kurban Bayramı için de yapılsın. Gözün gördüğü her şey ifa edilmelidir.

“17- Müslüman Türklerle nikah aktedilmesin.
“18- Sünnet etmek için itina edilsin.”

Sahte Mesih emrettiği 18 maddenin bunlar olduğunu belirttikten sonra şunları ilave ediyormuş:

“İçlerinden bazısının Beria Kanununa ait olması gövdenin henüz İsrail oğullarına şeytandan ve kabilesinden (?) intikam almağa müsait olacağı derecede kuvvetlenmemiş bulunmasındandır.

O tarihte (yani gövdenin intikama müsait olacağı devirde) herkes müsavi olacak, artık hiç bir emir ve nehiy sevap ve günah kalmayacak ve küçükten büyüğe herkes beni tanıyacaktır)

Bana inanan müritlerime şunu da haber vereyim ki “Bernia” ile “Asilut”a itina etsinler. Ve keşif ve ilham zamanına kadar ondan hiçbir şey eksiltmesinler.

Onlar o zaman hayat ağacının altına girecekler ve hepsi birer melek olacaklardır...”(1)

İlmi ve tarihi tetkikler başlığı altında konuyu ele alan muharrir, Sebilürreşad’da “Dönmeliğin tarihçesinin” üçüncü kısmını 6 bölüm halinde incelemiştir. Söz konusu bölümler Sebilürreşad’ın I. cildinde yer almaktadır.

Bu emirlerin 16’ncı olanı;- Türklerin adetlerine, onların gözlerini örtmek maksadıyla dikkat edilsin.

Ramazan orucunu tatbik için sıkıntı gösterilmesin ve aynı şey Kurban Bayramı için de yapılsın. (Sabetaylar gündüz oruç tutar, iftardan 5 dakika önce Müslümanlara inat açar.)Gözün gördüğü her şey ifa edilmelidir. (Takiye olarak Müslüman Türk gibi görünün)

17’nci emri ise;- Müslüman Türklerle nikâh akdedilmesin.(Evlenilmesin)
Böylece ‘DÖNME’ denilen Türkiye’deki Sabetayların dönemi başlamış oldu.Bunların ismi Türk, dini İslam ama kalbi Yahudi’dir. Asla ve asla dönmemişlerdir.(2)

Halen de Nüfus cüzdanlarına; Musevi oldukları halde dini kısmına İslam yazdırırlar.Sevi’nin zorla Müslüman edildiklerine inanan müritleri, Osmanlı’ya ve Türklere büyük bir kin bağladı. Osmanlıyı ve Din-i İslam’ı yıkmayı kendine vazife kabul etti.

Bu topraklardaki günümüzde de dâhil, bütün fitne ve karışıklıkların ardında bunlar vardır.
Osmanlının zayıflamasını fırsat bilip İzmir ve Selanik’te bu topraklardaki ilk mason teşkilatını yine bunlar kurdu. Masonluk kisvesi altında dinsizlik yaptılar.

Sabetaycı iken itirafçı olan Ilgaz Zorlu mahkemeye sunduğu dilekçesinde şöyle dedi;-Çok fazla sayıda Sabetaycı mason tanıdım. Ben şunu gördüm. Masonluk bir anlamda Sabetaycılar için bir din haline gelmiştir. Masonluk işaretlerinde, gizledikleri dinlerini buluyorlar. Nitekim pek çok Sabetaycının da mason olmasının sebebi budur."

Ulu Sultan Abdülhamid Han’ı tahttan indiren İttihat Terakki’nin Hareket Ordusu’nda; 700 Selanikli Yahudi’nin oluşturduğu “Gönüllü Musevi Taburu” bulunmaktaydı.

Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda bu Sabetaycılar oldukça etkin rol aldılar. Özellikle Mason kimliğiyle önemli noktalarda görev aldılar.

1924 yılında imzaladığımız Mübadele, Türkiye için yeni bir facia oldu.Sahada kazandığımız zafer, Lozan’da imzaladığımız mübadele anlaşmasıyla, hezimete döndü.

1924 Balkan Mübadelesi; Türk milletinin Batıdan ve Yunandan yediği en büyük goldür.Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum; Anadolu’dan Yunanistan’a, 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye gönderildi.

Türkiye’ye yollananlar arasında; 30-40 bin Selanik Yahudi’si de bulunuyordu.Bunlar Sabatay Sevi’nin müritleriydi ve kâğıt üzerinde Türk ve Müslüman görünüyorlardı.

Kısaca; İslam’a ve Türk milletine diş bileyen 40 bin kindarı içimize aldık.Sabetaycılar Osmanlı döneminde yerleştikleri Selanik’te ticaret erbabı olmuştu. Tüccarları aşırı zenginleşti. Limanları işletip büyük para kazanıyorlardı…

Yunan hükümeti, hem bunların malına el koymak hem de Sabetaycı belasından kurtulmak için Mübadeleyi fırsat bildi. Belayı başından atıp başımıza sardı.

30-40 bine yakın Sabetay Yahudi’sini, Türkiye’ye postalayıp kendini kurtardı.Mübadelede Türk ve Müslüman olmayan Sabetaycıları aldık, ama hakiki Türk ve Müslüman olan Batı Trakya Türklerini almadık almaya da teşebbüs etmedik.

Sabetaycılar Türkiye’nin en güzel yerlerine yerleştirildi.İzmir merkezleri oldu. Oradan Çanakkale Bursa, İstanbul ve Tekirdağ’da iskân edildiler.

Büyük çoğunluğu okumuş olan dönmelerin gençleri, babalarının teşvikiyle devlet dairesinde işe girmek için Ankara’nın yolunu tuttu.

Dönemin başbakanı olan İsmet İnönü’nün şu sözü meşhur olmuştu;- Ankara garında bekler, trenden inen her kravatlıyı yakalar ve Dışişleri Bakanlığı’nda memur yapardık.Maalesef o kravatlılar Sabetaycı gençleriydi.

İşte bugün Dışişleri’nde ‘Monşer’ diye bilinen kimseler, o trenle gelen Sabetaycı gençleriydi.AK Parti dönemine kadar Dışişleri bakanlarının bazısı Sabetaycıydı. Hatta bunlardan birisi hem haham hem de Melâmî şeyhiydi.

Hafta içinde Türkiye’nin Dışişleri Bakanı, Hafta sonunda sinagogda Haham idi.O yıllarda; Bürokrasi, Ordu ve eğitimdeki boşluk Sabetayistler tarafından doldurulmuştu. Babaları ise ticaretle uğraşıp büyük zengin oldu.

Hem ekonomik yönden hem de hâkim oldukları bürokrasi ile siyasi yönden Türkiye’nin yönetimini belirleyecek seviyeye geldiler.

Yalçın Küçük’ün yazdığı kitapta yazıldığına göre Düşünün İhtilalci Kenan Evren’in Başbakanı Bülent Ulusu da Sabetaycıydı.

Turgut Özal merhuma kadar Çankaya Köşküne Sabataycı olmayan bir tek Devlet Başkanı çıkmadı sözü çok manidardır.Maalesef onu da Sabataycı yahudiler tıpkı Fatih Sultan Mehmet Hanı zehirleyen yahudi doktor Yakup (Jakop)Paşa gibi,bilekleri kesilerek katledilen Sultan Abdulaziz Hanım gibi,hal edilen Sultan Abdulhamid cennetmekan Hanım gibi iktidardan zorla uzaklaştırdılar.

Sabetaycılar bu güce ulaşınca, Devletin yönetimine ve milletin dinine karışmaya başladı.Sabetaycılar TSK içerisinde yuvalanıp oradan aldıkları güçle siyasete müdahale ettiler.

Ilgaz Zorlu’nun itiraflarında şöyle dedi;- En çok örgütlendiğimiz yer ordudur. Her dönemde mutlaka kuvvet komutanı kademesinde Sabetaycı isimler yer alır. Genelkurmay başkanları da vardı.

İsmet İnönü ve Kasım Gülek; 1960 darbesiyle ihtilal yolunu açtı.12 Mart askeri muhtırası, 12 Eylül askeri darbesi, 28 Şubat post modern 27 Nisan E-muhtırası da mason patentlidir.

İşte Beyaz Türkler, bu iki cümlenin içerisinde gizlidir.Sabetaycılar kendilerini zengin ve okumuş saydıklarından, elit görürler.Türk milletine ise “Çoban” deyip, cahil insanlar sayarlar.

Böyle baktıkları için Türk milletini “Zenci Türk” kendilerini de “Beyaz Türk” olarak tanımlarlar…
Tam bir “Dağdan gelip bağdakini kovmak” durumu ile karşı karşıyayız.

İki kez sürüldüler. (İspanya ve Yunanistan tarafından) İkisinde de biz sahip çıktık.Arsızlığa yüzsüzlüğe,nankörlüğe bakar mısınız?

Yurt verdik, iş verdik. Şimdi bizi beğenmeyip bu topraklardan kovmaya çalışıyorlar.Merhametten maraz doğdu.
Başta dediğim gibi…Yunanistan bize öyle bir Sabetay hançeri sapladı ki, 100 yıldır uğraşıyoruz hala çıkaramadık’ (3)

Laiklik ilkesi 1937’de Anayasaya girdi.1982 Anayasası’nda asla değiştirilmeyecek ilkeler arasına sokuldu.
Laikliği anayasamıza sokanların amacı, dinin devlete karışmasını engellemekti.

Bu engellendi ama devletin dine karışması serbest oldu.Zamanla birileri Laikliği din gibi görüp, millete zorla kabul ettirmeye kalktı.Laikliği yeni bir din yapmak isteyenler, bu ülkede adeta terör estirdiler.

Laik terör yüzünden binlerce insan, toprağın altında veya zindanda çürüdü.Laiklik yüzünden hükümetleri yıktılar.
Laiklik yüzünden ihtilal yapıp, demokratik düzeni yerle bir ettiler.

Laiklik yüzünden Başbakanları astılar, siyasetçileri hapse attılar.Laiklik yüzünden partileri kapattılar.
Laiklik yüzünden; yazarların, çizerlerin, aydınların kalemlerini kırdılar.

Laik olmayan şirketleri batırıp yüzbinlerce kişiyi işsiz bıraktılar.En büyük korkuları; Müslüman bir millet olan Türk milletinin tekrar İslam şuuruna erişmesiydi.

Daha da önemlisi Osmanlı’nın geri dönüşüydü.Bugün etrafımızdaki Türk milletinin düşmanı bütün ülkelerin kâbusu da zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’ya dönüşmesidir.

İçimizdeki bir grup; Osmanlı’nın tekrar dönmesi korkusuyla yaşadı.Peki, kim bunlar?İşte bunun cevabını kendisi de eski bir Sabetaycı olan Yahudi Ilgaz Zorlu verdi.

İşte onun söyledikleri;- İpekçi ailesi, Karakaşlar kolundandır. Bu grup çok kapalı olduğu için size fazla bir şey söyleyemem. Ancak, Sabetaycılığın felsefesine ve ruhuna en sadık gruptur.

Dıştan bakıldığında Müslüman gibi görünürler, ama içlerine girdiğinizde Yahudi inancını desteklediklerini görürsünüz.

Gündüzleri Müslüman gibi oruç tutar, iftardan 5 dakika önce bozarlar.Ben laikliğe de karşı değilim.Laiklik bir din değildir, fakat Sabetaycılar laikliği bir din haline getirdiler.Ey Türk milleti!..Şimdi anladınız mı kimlerin bu millete laikliği din gibi gösterdiğini.

Kimlerin milleti zorla laik yapmak istediğini ve kimlerin Müslümanları irticacı diye zindanlara attığını..
Yahudi Ilgaz Zorlu şöyle devam etti;- Ben Yakubiler ’in ve Kapancılar’ın dini organizasyonlarının bittiğini düşünüyorum.

Karakaşlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Onlar halen devam ediyorlar dini düşüncelerine. Halen organizeler ve halen din adamları yetiştiriyorlar. (İslam’a en büyük düşman bu gruptur.

Müslüman değildir Sabetaycılar, çünkü Müslümanlığı hiç görmediler hiç yaşamadılar. Müslüman ismi taşırlar ama bunlar hiçbir zaman İslam dinine inanmadı. Yahudi inançlarını sürdürdüler.

Laiklik Sabetaycılar için bir düşünce olarak hep var oldu. Zamanla bunu bir din haline getirdiler.
Bana göre Sabetaycıların dini laikliktir.Gördünüz mü?

İşte Sabetaycılar onlarca yıldır kendilerine din edindikleri Laikliği bu millete zorla kabul ettirmeye çalıştı.
CHP’ye sızdılar.Devlete sızdılar.Orduya sızdılar.Bürokrasiye sızdılar.Medyayı ele geçirdiler.İş dünyasına sahip oldular.

Sanat ve sahne dünyasını kontrol altına aldılar.Buralara hâkim olunca da sahip oldukları güçle bu millete tahakküm etmeye kalktılar.

Ilgaz Zorlu Sabetaylar ile Masonların arasındaki ilişkiye de açıklık getirdi..

Çok fazla sayıda Sabetaycı mason tanıdım. Ben şunu gördüm. Masonluk bir anlamda Sabetaycılar için bir din haline gelmiş. Nitekim pek çok Sabetaycı bugün birer masondur.

İnsanlarla Sabetaycılıkları konusunda hiç konuşmazlar. Dışarıdan baktığımızda Müslüman gibi gözükürler. İçlerine girdiğiniz zaman kuvvetli bir Yahudi inancını desteklediklerini görürsünüz.

Karakaşlar hiçbir zaman açık olmadılar. Ve çok açık olarak söylüyorum, Türk diplomasisinin yakından tanıdığı 4-5 diplomatın ailesi Karakaş grubundandır.

Büyükbabası hem haham hem Mevlevi şeyhi olan ... ve ... Bu isimleri saymakta hiçbir beis görmüyorum.

Ilgaz Zorlu’nun bu itiraflarını gördükten sonra emin olun ki delirmemek mümkün değil..Düşünün ki bir haham, Türk milletinin Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı yıllarca..

Bir Sabetay Yahudi’si Müslüman Türkiye’nin Cumhurbaşkanı oldu..Bir Sabetay Yahudi’si olan Samuel (Kemal) Derviş, Ekonomimizin başına oturdu. Türkiye’nin hazinesini IMF’de peşkeş çekti. Yaptığı devalüasyon ile Türk parasına yüzde 50 değer kaybettirdi.

Bir Yahudi Sabetaycı Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı yapıldı..Onlarcası bakan, yüzlercesi milletvekili..
Vatanı korumakla görevli TSK’da Sabetay Genelkurmay Başkanları ve Kuvvet komutanları vardı..

Neyse Ilgaz Zorlu’nun açıklamasından devam edelim..-Bugün bir ordu komutanı ve bir kuvvet komutanı Sabetaycı kökenlidir. (2000 yılı) Ve bundan başka pek çok Sabetaycı kökenli kurmay subay var..
.
CHP, kendisini İttihat ve Terakki’nin devamı olarak görüp, devrimci bir kimlik edindiğini söylüyor.Ben de bu devrimci kimliği Sabetaycıların ortaya çıkardığını ve Türk siyasetini şekillendiren önemli bir faktör olduğunu söylüyorum.


Maalesef Sabetaycılar ve onların kontrolündeki CHP kendilerini ülkenin birinci sınıf insanları sayıyor.
Kendinden olmayanları da ‘Göbeğini kaşıyan’ adamlar olarak görüyor.

Bu zihniyet; insanlık edip ülkemize kabul ettiğimiz ancak ihanetine uğradığımız Sabetaycı zihniyetidir.
Kemalizm ve Laiklik maskesi takan bu Sabetaycılar, Türk milletine yıllarca kan kusturdu.

Yahudi Ilgaz Zorlu bu hali de çok güzel anlattı;- Bakın, Türkiye’de birinci sınıf vatandaşlar ve ikinci sınıf vatandaşlar var. Diğer ayrımlar bunun gerisindedir. Sabetaycılar kendilerini birinci sınıf Türk milletini de ikinci sınıf görür. CHP ise Laikleri birinci Müslümanları ikinci sınıf sayar.

Türk halkı, kendisinin bağımsız olduğu gibi yanlış bir inancı taşıyor. Hâlbuki bağımsızlık maddiyatla olur. Maddi olarak güçlü olmadığınız sürece asla ama asla bağımsız olamazsınız.


Libya Lideri Muammer Kaddafi "28 Şubat sürecinde Sabetaycıların parmağı var" dediğinde bu adamlar (darbeci askerler) Libya’yla ilişkileri kesmeye kalktılar.

Aynı askerler, Çevik Bir Amerika’da Yahudi olduğunu söylediği zaman neden bir şey yapmadılar?Sabetaycıları bilmeden, güçlerini ve tesirlerini hesaba katmadan, Türkiye’nin siyasi yapısını, resmî ideolojisini anlamak, zihinlere takılan sırların içyüzünü fehm etmek mümkün değildir.

Bu konuya, ciddi ve ilmi araştırmalar seviyesinde yaklaşmadan, yakın tarihimizi çözmek de mümkün olamaz...
Millet olarak bir kez daha söylüyorum, Yahudi Ilgaz Zorlu’ya tekrar tekrar teşekkür etmeliyiz.

Cumhuriyet tarihinin en karanlık örgütü olan Sabetay örgütünün küçük bir kısmını da olsa gözler önüne serdiği için.Ilgaz Zorlu mahkemeye şu ihbarı yapmıştı..- İçimizde bir grup var. Bunlar Türkiye’yi ele geçirip başka bir ülkenin sömürgesi yapacak.

Emin olun bu gizli grup Türkiye’nin en önemli meselesidir.Öyle anlaşılıyor ki bunlar Sabetay’ın Karakaş Cemaati.. FETÖ’yü kuran da Masonlara hâkim olan da bu gruptur.

Aranızda Sabetayı hayatında ilk kez duyanlar vardır. Onlara birkaç hatırlatma yapayım.Abdülhamid Han’ı tahttan indiren Sabetaycılardı.Ulu Sultan’ı tahttan indiren İttihat Terakki’nin Hareket Ordusu’nda; 700 Selanikli Yahudi’nin oluşturduğu “Gönüllü Musevi Taburu” bulunmaktaydı.

Osmanlı’yı yıkan da yine bu Selanik Yahudilerinin oluşturduğu İttihat ve terakki hareketiydi.
Türkiye’ye masonluğu getiren ve yöneten de Sabetaycılardı.

Şapka kanununun çıkartılmasında da onlar etkili oldu. Fötr Yahudilerin milli şapkasıdır.Ülkücü /Devrimci, Türk/Kürt, Alevi/Sünni ve Laik/İslamcı çatışmalarını da Sabetaycılar körükledi.Bektaşi/Mevlevi dergâhlarını da bunlar kurup, cemaatlerini bozdular.

Bize ne kadar dinsizlik, arsizlik, geldiyse bu Selanik dönmesi Yahudilerden gelmiştir.Türkçe ezan, dindarlara baskilar,Askeri Darbeler, 28 Subat Postmodern Darbesi, opera, dans, bale, kerhane, şarap fabrikası, sinema ve mustehcenlik hep bunların eliyle yapılmıştır.

Buradan hareket edilerek diğer tarikatların Küçük Hüseyin Efendi-Üzeyir Garih bağlantılarının,Türkiyede bozulan Bektaşilik ve Aleviliğin,Adnan Oktarın,Melamiliğin, günümüzdeki bozulan tarikatların iyice araştırılması gerekir.’’

2001 de Eyüp’te bir cuma günü öğle vaktinde katledilen Alarko Holdingin sahibi yahudi işadamı Üzeyir Garihin de şeyhi olan 120 cm.boyunda olduğundan Küçük Hüseyin Efendi ismiyle ma’ruf zat ve Fetullah Gülen’e cemaat kurdurup saf Müslümanları kandıran da bunlardandı.28 Şubat’ta Sabetaycı generallerin eseriydi.

Ilgaz Zorlu’nun Sabetaycı olduğunu duyurduğu Çevik Bir, hayali bir irtica tehdidini gerekçe gösterip REFAH – YOL hükümetini bir post modern darbeyle yıktı. Refah Partisi’ni kapatıp Erbakan’ı siyasi yasaklı yaptı.

CHP’nin önünü açıp, Müslümanlara zulüm etti.Sabetay kontrolündeki Asker içerisindeki Laik=Dinsiz =MASON komutanlar her 10-15 yılda bir ihtilal yaparak, Türkiye’yi istedikleri fabrika ayarlarına döndürüyorlardı.

Kameraların önünde gayri meşru ilişki yaşarken gördüğümüzde, “Bunların babaları, kocaları yok mu” diye seslendiğimiz o kadınlar da Sabetaycı kadınlarıydı.

Ilgaz Zorlu’nun dediği gibi; bugün Türkiye’de kim ünlü ise, mutlaka Sabetaycı bağlantısı vardır. Sinemada da böyle TV’lerde de böyle, Kültür ve Sanatta da böyle..(Bkn.Televizyon dizileriyle algı operasyonu-Vurun kahpeyeYeşilçam filmleri ile ahlakı bozdular yazım.)

Türk medyası Sabetaycıların kontrolünde olduğu için onlar kendinden olmayanı asla parlatmaz.Biliyorsunuz bugünlerde ülkemizde bir ekonomik sıkıntı yaşanıyor. Kur, enflasyon ve stokçuluk meselemiz var.Ekonomik meselelerin temelinde de bir Sabetaycı bağlantısı mutlaka vardır.

*

1496’ da Sultan 2.Beyazıd Han zamanında İspanya’da Engizisyon tarafından yakılmaktan kurtarılıp Osmanlı’ya gemilerle getirilen onbinlerce Seferad Yahudileri İzmir’e yerleştirilir. Pek bilinmez Türkiye’de en büyük Yahudi mezarlikları izmir’dedir bu yüzden.

İzmir’in Karsıyaka semtınde Havradan Sinagog ve kiliseden gecilmez.Latife Hanımın vb.evleri ve mezarları burada yer alır.2007-2008 yılında iki defa 15 gün Eğitim faaliyeti munasebetiyle bizzat gezip gördüm inceledim.

2007-2008 de bendeniz.İstanbul’da Üsküdar Selanikliler caddesindeki Bülbülderesi Dönmeler mezarlığını iki defa gezdim,mezar taşlarındaki isimleri bir bir not ettim.

Sabatay Sevi, Yahudi din adamı ve tarikat lideriydi. Sabatay Sevi 1626 yılında Osmanlı topraklarında, İzmir Agora’da doğdu.

22 yaşında Mesihlik iddiasında bulundu. Dünyayı kötülüklerden arındıracağına, tüm Yahudileri mukaddes İsrail’e götürerek orada yeniden tapınağı inşa edeceğine inanıyordu.

Sonra taraftar toplamak için Selanige gitti ve Sebetayların merkezi Selanik oldu. Ayrıca Yahudiler sermeyedar oldukları için İstanbul Boğaziçi ve Şişli gibi yerlerde nüfuzları oluştu. Kapalıçarşı Ermeniler ile onların elindedir.

Uskudar’da bulunan Bulbülderesi mezarlıgı Feriköy Mezarlıgı Ulus Mezarlıgı bir Sabataycı dönme gizli yahudi mezarlıgıdır.(Bknz.Bülbülderesi Mezarlığı soyadları)

Selanikte 1850’de bazı kaynaklarda %40 bazı kaynaklarda nüfusun yarısı Sebetaycı idi. 1900 lerin basında Selanik’in yuzde doksanı Sabataycı idi.

Osmanlıyı yıkmak Sultan Abdulhamidi Hal için için gelen Mahmut Sevket Pasha!! idaresindeki Harekat Ordusunun tamamı Sabataycı idi. Bu ordu Selanikten yola cıkmıstı.31Mart tertibiyle Halife Hal edilmişti.

İzmir ise Özellikle (Karşıkaya ve Kestanepazarı( Kemeraltı) dönme Yahudilere aitti. Sebetaycılar üçe ayrılıyordu. Yakubiler, Karakaşlar ve Kapani’ler.

Bizden cok namaz kılar, oruc tutar gorünür ve Hacca umreye dahi bizden daha çok giderler.Ama muslümana Türkiyede hayatı dar ederler.Tüm askeri darbeleri ve 28 Subatı Sabataycı yahudi dönmeler yapmışlardır.

Genellikle soy isimlerinden Sabataycı oldukları anlaşılır.Men Man Er ir,vb...e aile için... demeleri de bu yüzdendir.

Sabetay Sevi ve yirmi altı halifesinin soyundan olmayan Sabetaycı aileler; en başta Üsküdar Bülbülderesi dönmeler Mezarlığına,Feriköy, Aşiyan, Zincirlikuyu, Karacaahmet gibi mezarlıklarda, cemaate ait adalara ve bölümlere gömülmektedir.

Bugüne kadar yerli oto neden üretemedik biliyor musunuz?İstanbul Boğazda dikkat çeken, 9 tane bina var,her biri 12 daire... Etrafı müthiş güvenlikli! "Aşkenaz konutları" imiş... Boğazın en güzel yerini 30 yıl önce alıp, site kurmuşlar.

Kemerburgaza geçin, Göktürk de küçük İsrail kurmuşlar! Türkiye de dönen paranın 1/3’ü orada yaşayan ailelerde imiş...

Eski mit ajanı bir amca, boğazın karşılıklı iki yakasında yaşayan mülk sahiplerinin %70’i gayrimüslim ve
Türkiye de 1 asırdır yerleşikler, dedi...

"İçlerinde bu ülkeye saygı duyup, barış içinde yaşayan ve bu ülkeye yatırım yapanlarda var, kazandığı parayı
İsrail ve Ermenistan’a aktaranlar da var" dedi.

Acı olan ise, cumhuriyet kurulduğu dönemlerde şehit olanların tapuları rüşvet ile zimnilere peşkeş edilmiş...
Ve hani şu Bulgaristan’a gönderilen tren vagonları dolusu evrakların içinde, nüfus ve tapu kayıtları varmış...Kayıtlar yok edilince, en muhteşem yerlere gayri Müslimler çökmüş...

Ticareti onlar ele almış! O dönemdeki 110 fabrikanın 70 küsur tanesini onlar kurmuş! Ve tüm köşe başlarını tutup, yurt dışından mümessillik alıp, ithalata dayalı bir ekonomi öngörüp, faize dayalı tefecilik ile Türk milletini borçlandırarak, iş adamlarımızı iflas ettirmişler!

Bankacılık sistemini, sigorta sistemini, sağlık sistemini, ilaç sistemini, otomotiv, sanayi, her bir sektörün başına onlar geçmiş!

Ve bugüne kadar montaj sanayiciliği yapıp, ülkemizin sanayi hamlelerini ekarte etmişler...
İthalat ile tefecilik ile bayilik ile sômürmüşler milleti!Bu güne kadar; Neden bir yerli otomobilimiz yok?, neden yapılamadı sanırım anlaşılmıştır.’


Bir sanatçıyı hatırladım birden.O da yıllar önce beyin kanaması geçirmiş ameliyatla hayata döndürülmüştü.
Zenginsen yaşıyorsun fakir olsaydı şimdi mezardaydı.

Kader kaza elbette ama fakirler itibar görmez doktora ulaşamaz hastane yolunda canlarını verirler.
Teşvikiye ya da Moda camisinden kaldırılıp Bülbülderesi- Feriköy ya da Zincirlikuyu mezarlığında akrabalarının yanına defnedilirler.

Ayrıca kilise ve Havralarda dini gerçek merasim yapılır bunlar için.İsrailde eğer para çok göndermişse tören yaptırılır.Umarım ibret alırlar da Ağababalari ve Beybabaları gibi müslümanlara eza vermeyi bırakırlar.
Ne kadar yaşarsa yaşasınlar yaptıklarının hesabını er geç verecekler her insan gibi..


Söylenecek çok söz yazılacak pek çok dert sıkıntı var da kime neyi söyleyeyim. Memleketin anasını on yılda aglatanlara Osmanlı’yı yıkanlara İslamı bu memlekette bitirmek isteyenlere.Mesru Halifeyi Müslimini yurtdışına sürgüne gönderenlere..

Aziz Ayasofyayı kapatıp ecnebilere müze yapanlara..Bu Asil milletin Necip evladını ecnebi ye köle edenlere sözüm.
Aklıma geldikce yazıklar olsun onlara diyorum. .Bu millete bu yapılmamalıydı. .

Neden güzel Türkiyemde bir takım insanlar söz sahibi oluyorda müslüman din adamları horlanıyor?

Neden bu asil milletin evladı Devlette üst kademelere getirilmiyor?Buna mani olanlar kimlerdir?
Neden 28 Şubatvari uygulamalar,Türkçe ezan,başörtüsü düşmanlığı yaşatılmak isteniyor?

Neden yahudiler cumartesi günü Havrasına gidip Hahamıyla özgürce ibadetini yapabiliyorken,hristiyanlar pazar günü tatil edilip ibadetlerini Kilisede yapabilirken bu ülkede müslümanın evladına cuma namazını nasıl yasaklıyabiliyor?

Kur’an Kursu’na giden sabii çocuklara Mecliste biri çıkıp laf söz ediyor.Birileri ortalıkta bale dans kursları veriyor onlara birşey diyen yok.

Hem de bütün bunlar yirmi yıldır iktidarda olan milletin yüzde ellisinden fazlasının oyunu almış Muhafazakar dindar nesil yetiştirme iddiasında bulunan bir iktidar zamanında yaşanıyor!!

Allahım aklıma mukayyed ol.Bir çılgınlık yapmaktan kendime zarar vermekten korkuyorum.

Neden piyango satılır bu güzel ülkede,müstehcen yeşilçam filimleri çevrilir,fahişeler sanatçı olur,LBGT-İ ler gösteri yapmaya kalkışırlar.

Lezbiyen-biseksüel-gay-trans-İbneoğlu ibneler televizyonlarda nasıl arzı endam edip sanatçı diye yutturulur,birinin bıraktığını biri alıp yatanlar televizyonlarda nasıl alkışa boğulur anlayamıyorum.

Neden bu ülkede faiz melaneti yasaklanmaz,neden en güzel yerlerde bankalar olur,neden domuz eti marketlerde satılır.?Neden bu güzel ülkemde zina suç değildir.Bunlar neden ceza almazlar.

Neden bütün bunlar biliyor musunuz?Başımızda bir Halife-i Müslimin olmadığından.Halife-i Müslimin olsa bu kefereler Suriye’de Irak’ta,Libya’da bu müslüman masum sabilere bu zulümleri yapabilirler miydi?

Müslümanın Halifesini sürgüne yolladılar,Lozan’ı bize zafer diye yutturdular on senede 24 milyon km.den 780 bin km.kareye bizi hapsettiler.!!

Yüz yıldır bizi pazar yapıp sömürdüler,Osmanlının yıkılışını bir de bize zafer olarak kutlattılar.Resmen bizi sömürge yapıp mankurtlaştırdılar.!!

26 yıl öğretmen olarak çalışmış,Türkiye’yi etnik ve coğrafi bilen biri olarak söylüyorum.Kripto yahudiler Fetöden,Pkk dan daha tehlikeli insanlardır.

Hazır şu anda Fetö’den Devlet kadroları temizlenirken,sızmış tüm kripto yahudi,DHKP-L li,Pkk lı unsurlarında temizlenmesinde çok büyük yarar vardır.

Sahte Kemalizm maskesi takmış,Lailkik ve 5816 madde silahıyla silahlanmış terör sevici,Gezici,Abd ve Batı hayranı ama gerçekte kıpkızıl mason,siyonist ve yahudi öğretisine sıkı sıkıya bağlı faaliyet gösteren siyasi ve resmi zevatlarında temizlenmesinden sonra Devletimizin her alanda şahlanacağını düşünüyorum.

Biz bir yetiştiriyoruz onlar yüz,bizim daha çok gayret etmemiz lazım.Vallahi yoksa Ruz-i Mahşerde Resulullahın sav.yüzüne bakacak halimiz olmaz.

Allah bu asil milletin evlatlarına sahip göndersin.Allah cc.encamımızı hayreylesin.


İKTİBASLAR:

1.“Sabataizmin talimatları”, Eşref Edib tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Dönmeliğin Tarihçesi” başlıklı yazıdan iktibas edilmiştir.
2.“Düzme Yahudi Mehdisi (Sebilürreşad, VI/145) s. 318-319)”, ve “Dönmeliğin Türkleştirilmesi, Sebilürreşad, VI/140, (S. 226-231)
3.Metin Özer yazıları.1
4.(Gövsa, Sabatay Sevi, S. 69)


23.01.2022//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Türkiye'mizde kripto yahudi dönmeler-hristiyan-yahudi -ermeni-rum -72 millet hep beraber güzelce yaşayalım-dünya kimseye kalmaz.. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türkiye'mizde kripto yahudi dönmeler-hristiyan-yahudi -ermeni-rum -72 millet hep beraber güzelce yaşayalım-dünya kimseye kalmaz.. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TÜRKİYE'MİZDE KRİPTO YAHUDİ DÖNMELER-HRİSTİYAN-YAHUDİ -ERMENİ-RUM -72 MİLLET HEP BERABER GÜZELCE YAŞAYALIM-DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
direniş
direniş, @direnis
25.1.2022 13:20:43
Bilinmeyen veya az bilinen gerçekleri yazdığınız için size minnettarım. Teşekkür ederim.
Bilinmeyenleri topluma gösterdiniz.
Var olunuz sayın yazarım.
Umarım insanlarımızı aydınlatıcı yazılarınız gelecek.
Takipteyim sizi.
İmkanım olsaydı sizin bu yazınızı altın ödülle taçlandırırdım.
Allah'a emanet ol Türk evladının cesur yüreği.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL