Can dost ve yüreği güzel, eli açık, sofrası geniş olan (C. Gürsel Demircioğlu) bir arkadaşımla bu akşam, sevgi, saygı, aşk, din/inanç, felsefe ve günümüzdeki toplum psikolojisini ve onun bireysel ve ruhsal gelişmelerini masaya yatırarak bir kaç noktada ortak bir kanıya vardık. Daha sonra arkadaş bana takılarak dijital bir teröristsin sen diyerek akşamı kahkahalarla gülerek kapadık. Maalesef rakımız olmadığı için üçer kadeh tavşan kanı demli çay eşliğinde ortak bir kanıya vardığımız noktaları bu günlük birkaç cümleyle kapatarak kendimize iyi geceler dileyerek ayrıldık.

İşte cümlelerimiz:

Tek kitaplı insanlardan sakınınız.

Elbise giyinmek için alınır, eşya kullanılmak için.

Çok biriktirerek gereksiz cimrilik etmek mesi hastalığıdır.

Sanatın inceliğini ruhuna yansıtmayanlar, yaşamın anlamını kavrayamazlar.

Beklenti insanı bir davranış biçimidir, beklentilerimize cevap vermeyen insanlardan en kısa yoldan ayrılarak elvada demek herkes için izlenilecek en mütevazi yoldur.

Kurulan en güzel sofra gönül sofrasıdır.

Yeryüzünün nimetleri insanın onu insanca kullanması için vardır.

Ahlakın ve ahlaki değerlerin olmadığı ve ahlakın çöktüğü toplumlarda din propogandası beyin yıkamak için mükemmel bir fantazi kaynağıdır ve o fantazi insanları halüsinasyonlar görmeye zorlayarak sapık bir toplum yaratarak kendi geleceklerini yok ederler.

Gece, gündüz içimize atarak biriktirdiğimiz acıların ruha yansıyarak bedeni incitmesidir. Yine de seviyorum ben geceleri, çünkü geceler ruhumla hesaplaşarak kendi kendimi tanımama yardımcı olan sürekli bir zaman dilimidir benim için.

Saygılar!

Sosyolog ve Pedagog - H. Hüseyin Arslan - 27.10.2021