Kızgınlık ve öfke duymaktır. Sinirlenmek ve hiddetlenmektir. Kendini zor tutmaktır. Bir şeyler istediğimiz gibi gitmediğinde, aksilikler baş gösterdiğinde, beklentiler karşılanmadığında, dokunulduğunda, uyarıldığımızda tepemiz atar öfke duyar burnumuzdan soluruz.
…………………..

Burnunuzdan solunduğunda kan beyne yürümüştür, göz hiçbir şeyi görmez olmuştur, dokunulsan ağlayacak moda girilmiştir. Tetikte bekler hale gelinmiştir. İşte korkulacak andır bu an. Uzak durulacak, ses edilmeyecek andır. Bu durumda insanın ne yapacağı belli olmaz. Nasıl bir tepki vereceği, tersleyeceği veya sorun çıkaracağı bilinemez. En iyisi uzak durmak; yatışmasını, öfkesinin dinmesini, kızgınlığın gitmesini beklemek gerekir.
…………………

İnsanı burnundan solur hale getirmemek gerekir. Asla üzerine üzerine gitmemek, çileden çıkarmamak gerekir. Sonucu ağır olur bunun. Ya kendisine ya size zarar verir. Hem fiziksel anlamda hem de ruhsal psikolojik anlamda çöker. Tansiyonu fırlar. Şekeri tavan yapar. Bayılır aklı başından gider.


Kemal SEYFİ
29.09.2021