Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
hüzünlükent
hüzünlükent
VİP ÜYE

Bir güzel teyze

Yorum

Bir güzel teyze

14

Yorum

14

Beğeni

0,0

Puan

2431

Okunma

Okuduğunuz yazı 28.7.2021 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Bir güzel teyze

Bir güzel teyze




"Sıracalı mikrop!" diye söylenerek oturdu yan tarafta ki koltuğa.
“Böylesine güzel kadınların yanında, bunun gibi tipsiz erkeklerin olması hiç hoş değil. Baksana kızım şu adama, hem çirkin, hem de fodul!” dedi.

Elimde, ekranına baktığım telefondan başımı kaldırdım.
“Anlamadım?” dedim.

“Şu öndeki oturan çiftten bahsettim. O kadar dalmışsın ki, telefonun ekranına, az kalsın içine düşeceksin!” dedi.

“Ne demiştiniz? Özür dilerim, tekrar eder misiniz?”

“Şu öndekiler diyorum, çok uyumsuzlar! Kadın Allah’ı var, çok güzel. Adamın tipine bak, at hırsızı kılıklı! Aboov yok yok! Bir de pis pis ter ve cuvara kokuyor,” dedi, önde oturan çiftin ensesinden suratını ekşiterek...

Tabii, bana bunları söylerken başında sarılı olan, mavi boncuklu tülbentin öne sarkan ucuyla ağzını kapatıp “mın mın” ediyordu. Normaldi yani, anlamamış olmam.

“Hımm,” dedim ve tekrar telefonla uğraşmaya devam ettim.

“Eee kızım, sende ne var bu meretin içinde? Gözün ağrımıyor mu? Az camdan dışarıyı izle bak hele… Bak bak! Voooo şooo tepelere! Her yer gül, çiçek, börtü böcek, şeker pancarı, günebakanlar, mısır tarlaları…
Buğdaylar sarısını giyinmiş,
iğde ağaçları kokuya bürünmüş,
yamaçlarda patika yollar,
her taraf çayır çimen,
yalıngı otları ile dolu,” dedi.

Cam tarafına doğru çevirdim yüzümü.
“Aynen teyze, tepeler de pek yüksekmiş,” dedim.

“Ha! Sen beni yine dinlemiyorsun,” dedi. Azarlar gibi bir ses tonuyla.

“Hayır da teyze, bize ne yahu evli çiftlerden? Onlar belki de birbirinin kalplerine bakıyordur, tipine değil. Bilemeyiz... Belki de adamcağız çok çok iyi biridir, eşini de belki çok seviyordur. Dedikodu yapmayalım, günah. dedim.?”

“He, iyi yaaa, iyi iyi, çok iyi!” dedi, kafasını sağa sola salladı.

“Ben onlara laf ettim amma, kusura kalma kızım. O, çirkin adam, şu güzel kadına öfkeleniyordu, otobüse binmeden evvel. Adama o yüzden hayıflandım. Kadıncağız da sessiz sessiz ağlıyordu. Üzüldüm...” derken, birden bire heyecanlı bir ses tonyla:

“Yok anam, yok gıııı! Çirkin adamın içi de çirkindir! Aynı, benimle aygır gibi!” dedi.

Arkasından...
Seslendi muavine:
“Bana bir su ver hele evladım. Su..."

Muavin, suyu aldı getirdi. Teyze suyu "ohhh" diye, diye şapur şupur içti.
“Yarabbi şükür!” dedi. Yine önüne sarkan mavi boncuklu tülbentin ucuyla, önce ağzını, sonra da öfkeden terlemiş yüzünü, gözünü sildi.

— Çok amaçlı, dedim.
— Ney yavrum?
— Tülbent.
— He öyle, öyle! Namahrem görmez saçımı başımı. Güccük yaşımdan beri takarım.

Allah’ımmm, Allah’ım! Kurbanın olam Mevlam! Yakma ha, yakma! Cehennemde, şu g.tü açıklar gibi!” dedi.
Yorgun ve kararmış avuçlarını açıp yüzüne sürdü.

Gülümsedim. Hoşuma gitti bu sözleri söylerken kendinden emin halleri.

— Oyy teyzem, sen cennete gidersen beni de yanına al emi?
— Kocan güzel mi gı?
— Bilmem, fena sayılmaz.
— Onu da mı cennete alacaksın?
— Neden sordun ki?
— Ahh kuzummm! Benim herif çok çirkin. Üstelik kaba saba, küfürbaz, içer, s...r gezer!
Ağzını bir açınca, direk sülaleni, ceddini, ananı, bacını katar karıştırır.
Anam ölmüş, ceddim toprak olmuş! Cennete onunla girmem. Bu dünyada çektim, ahirette başka isterim!
Yok anam, yooookkk! Cehenneme giderim de, yine onu istemem! diyor, dudağıyla da sürekli “cık cuk” yapıyordu.

— Haaa teyze, sen değişiklik istiyorsun?
— İsterim ya, istemem mi! Nörecem orada onu, ömrü kesilsin! Senin de dediğin gibi, daaşiklik olsun! İsterim. dedi.


Gülümsedim desem yalan olur; kahkaha attım…
Etraftaki yolcular dönüp bana baktı, utandım!
Teyze ise lafa devam ediyor, arada bir:
“Başın ağrıdı mı gıııııızım?” diye soruyordu.

— Yok teyzem yok! Sohbet organik, ben dinlerim seni!

Sevindi.

— Yedi çocuk doğurdum, beş kız, iki erkek… Hepsini zorlukla büyüttüm. Çapaya gittim, bostan ektim, tavuk cücük besledim, sattım, kattım, savurdum. Allah razı olasıcalar, şimdi anam ne haldesin demezler! Yok mu o gelinler… Oğlanların kellesi iki olunca unuttular beni!

— O ne demek ki teyze, kellesi iki olmak?

— Yani evlenince tek olan başları çift oluyor ya, demek! Gece hocaları var ya, onlar işte onlar…

— İlk gelini alınca, kapıda davul gümüleyince rahmetli anam “Kızım kızım, boşa sevinme, gözün aydın! Aha düşman geliyor!” demişti. Ne de haklıymış!
Gelinler, oğlanları yaklaştırmıyor bize, dedi ve derin bir nefes boyu iç çekti.

Üzüldüm doğrusu… Zaten yılların çilesi yüzünden belliydi.
Güneşin yaman sıcağı ona hiç masum davranmamış olmalıydı ki, teni derin kırışıklıklarla doluydu.

— Ben basma entari giyiyorum. İş görürken, ahıra girerken şalvarımı üstüme çekiyorum, başıma tülbent sararım. Ellerim ceviz temizlemekten yeşerir; benden huylanır el kızları. Amma ki… Cevizi kışın yerken huylanmıyorlar!
Yufka ekmek açıyorum, tereyağı, peynir yapıyorum, yolluyorum; yerken huylanmıyorlar!
Yanlarında gezdirmeye utanıyorlar.

Bakma sen kılığıma, kıyafetime; hepsini okuttum, evlendirdim, yerine yerleştirdim.
Büyük gelinimle oğlum avukat, Allah var, saygısızlığını görmedim.
Ama güccük gelin öyle mi? Köy kızı hem de bacımın kızı — teyzesiyim!
Aldık getirdik çapa tarlasından, hanım ettik oğluma.
Özü kuruyasıca, şimdi beni beğenmiyor! Oğlumun parasıyla kızlarımla bana caba satıyor.

“Sonradan görme, gavurdan dönme irezil!” dedi.

Belli ki küçük gelinden hiç hazzetmiyordu.

— Şimdi onun yanındaydım. Üç gün durdum da…
“Yüzü eğri, soyka!” Bir kez gülmedi!
Kalktım da evime gidiyorum.

— Oğlun “Kal anne,” demedi mi?
— Yooook! Hiç der mi?
Gece hocası dersini iyi ezberletmiş.
Öptü, sarıldı, “İyi yolculuklar anacığım,” dedi, otobüse bindirdi.

— Boş ver, üzülme teyze. Annemin de beş gelini var, o da senden farklı değildi. Dedim.

— Nerelisin yavrum sen?
— Kahramanmaraşlıyım.
— Neresinden, hangi köyünden? De hele de!
— Köyümüz yok, Elbistan, ilçesindenim. Ama uzun yıllardır başka şehir de yaşıyorum.
— Anan baban sağ mı?
— Hayır, sizlere ömür…
— Vahhh, pekte tezesin, üzüldüm! dedi ve sustu bir müddet.

Sonra...

— Kızım kızım, yanlış anlama beni. İçim dışım dert dolu. Onca yolu gelinim, oğlum için kat ettim; yüz bulamayınca arkama bakarak evime dönmek zoruma gidiyor.
Gel gör ki… Onca sene yokluk çektim.
Hem dayak yedim, hem de tövbe dilim varmıyor o çirkin adama avratlık yaptım!
Yıllar geçti, hâlâ düzelmedi. Az nazlansam, bu yaşta bile eline geçeni başıma çalar.

“Namussuza naz neylesin, kokmuş ete tuz neylesin!” dedi, ağlamaklı bir ses tonuyla.

— Çocukken de çileyle büyüdüm.
“Kız oldum gır eşşeğe, gelin oldum ger eşşeğe binmedim.”
Hepsi boşunaymış, evlatlarım için çektiğim çile, dedi, kendi şivesiyle…

Zaten ufak tefek, minyon tipli bir teyzeydi. Bunları söylerken o kadar küçüldü, o kadar küçüldü ki, oturduğu koltukta adeta eriyip, yok oldu üzüntüden.

Hüzün dolu gözlerinden dökülürken ılık ılık yaşlar, basma eteğine süzülüyordu.
Bu defa başındaki mavi boncuklu tülbentin önüne sarkan ucuyla gözyaşlarını sildi.

Bense...
Başımı öne eğerek, ona göstermediğim göz pınarlarıma dolan gözyaşlarımı,
tekrar ekranına döndüğüm telefonun ekranına akıttım.
O kadar çok üzüldüm ki...
Yutkunarak,
Eyvahlar olsun, dedim içimden…



hüzünlükent Narin




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir güzel teyze Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir güzel teyze yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir güzel teyze yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sahir Neva
Sahir Neva , @sahirneva
29.7.2021 23:55:04

Valla öyle tanıdık geldi ki arka koltuktan dinlemiş gibi dinledim teyzeyi :)

Dönüş yolunda teyzenin kocası ile tesadüf ettim onu da ben anlatırım bir gün bakalım o neler diyor avradı ve gelinleri için :P

Öğrenciliğim boyunca o kadar çok denk geldim ki bu teyzelere ve amcalara yazı aldı götürdü o uzun otobüs yolculuklarına ...


Tebrikler sevgiler Hüzünlükent
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
29.7.2021 22:35:55
Kutluyorum günün güzel , bir o kadar da doğal yazısını, öyküsünü. Çok sevgimle hüzünlükent...
Rû //
Rû //, @r --
29.7.2021 21:57:42
ne kadar doğal bir anlatım...
ve ne kadar hayatın içinden...

tebrik ediyorum kaleminizi

sevgilerimle
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
29.7.2021 21:49:23
çok tanıdık çook…

sevgiler.
Gule
Gule, @gule
29.7.2021 19:48:55
Yazı kurgu mu, yaşanmış bir hikãye mi diye bocalarken böyle ikilemde kalmanın çok da bir önemi olmadığını, kimseye fayda etmeyeceğini anladım. Demek istediğim bu buruk hikayenin kurgu olması belki biz okurların yüreğine birazcık su serpecektir ama bu ve benzeri hayatların günümüzde varlığını sürdürmekte olduğu gerçeğini de unutturmayacaktır tam tersine daha da derinden perçinletip, daha da kamçılayıp acı bir şekilde hissettirecektir.

cinsiyetçi bir tavır takınmadan, tarafsız bir gözlemle şunu söylemek istiyorum; kadın olsun erkek olsun böyle kök söktürenlerimiz, hayatı birbirine zehir edenlerimiz maalesef ki var...acı tarafı ise bu sürünmeceyi, bu devinmeyi mezara kadar götürmek istemeleri ya da götürmek zorunda olmaları...kimi zorunluluktan, kimisi çaresizlikten, kimi de bağımlılıktan, aile-toplum baskısından, çatışmasından v.s...kiminin de gidecek yeri olmayışından belki...gidecek yerden bahsettiğim şey ise başlarını sokabilecekleri başka bir taş binadan söz etmiyorum...aradığı huzuru orda da bulamayacağı düşüncesi ağır basıyor içimde çünkü...'hiç yoktan iyidir!' diyenler olacak biliyorum ama ben bir ruhun temelden çöküşünü ve diri diri gömülüşünü hissederken mutluluk ve huzurun uzaklarda bi yerde kaldığını ve onca senenin açtığı yara ve izlerden sonra hiçbir şeyin o insanı iyileştiremeyeceğinin de farkındayım...o gürültüden çıkar, kafasını dinler bi süre ama geçmişini yakasından kurtaramaz bi türlü...kendini tüketmenin yolunu bulur bi şekilde...erkeklere nazaran özellikle kadınların kalıtsal yapısı-yetisi-eğilimi buna daha yatkındır...biz çok güzel tükeniriz, öyle güzel tüketiriz ki kendimizi kimse bunun ayırdına bile varmaz...böyle de mütevaziyiz yani kimseye hissettirmeden, duyurmadan sessizce olanları sindirip köşemize çekilmek...bunları hayat arkadaşımıza anlatacak gücü bulamayız kendimizde, artık yorgunluktan mıdır? bıkkınlıktan mıdır? tahammülsüzlükten midir? yoksa bir yıkımı daha kaldıramayacak oluşumuzdan mıdır? aynı evin, aynı çatının altında aynı kaderi, kederi paylaşırken, azar azar çürüyüp giderken; duvarda çınlayıp yankılanan sesleri farklı algılayıp duyumsamamızdan mıdır? orası başka bir boyut ve sonsuzluk...

ama öyle, ama böyle yılları elimizde çitileyip dururuz...aynı damın altındakilere çaktırmayıp durumu idare ederken sonra bi yerde yabancı biri çıkar karşımıza böyle çorap söküğü gibi ona kurtlarımızı dökülürüz:)

bir ömürü paylaştıktan, tükettikten sonra bir cehennemi beraber yaşamayacak olmak da ayrı bir dram...'ya hep! ya hiç!' yeminini kendi elimizle değil de yine inanç ve kadere bağlayıp çözmek isteyişimiz de ayrı bir parodi...

neresinden tutsam elimde bir şeyler çarpuk çurpuk, paramparça kalıyor...

çok uzattım bağışlayın ama şunu da söylemeden geçmek istemiyorum...nedir bu asırlardır süregelen gelin kaynana çatışması? anlamıyorum...bi gelin nakaratıdır almış başını gidiyor...evlatlar annelerin yumuşak karnıdır zaten, kötü rol de hep geline düşer böylece...'oğlum böyle yapmaz da! oğlumun fikri değil de, gelinimin başının altından çıkıyor bunlar! gelinim beni sevmiyor da! gelinim beni istemiyor da!'...

peki anacım sen ne kadar seviyorsun bu el kızını?

bunu da sormak, irdelemek lazım ama...

sevgiyle...




GülRa
GülRa, @gulra
29.7.2021 19:13:26

Ah dedim boynum bükük, üzülerek rahmet diyarındaki anacığım aklıma geldi.
Evlatlarını ne zahmetle büyüttü de, torunu dediği gelinin bir lokma ekmeği zehirledi kanını, erken çekildi gitti.
''Evladım dedi, gelin bunu götürün yanınıza da iki ay uzak durayım dedi.
Şimdi kendi uzaklarda.
İnsan, insanı yedi bitirdi.
Yazı da beni.

Tebrikler saygılar.
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
29.7.2021 16:17:51
Çok hikaye okuduk bu sitede; yazdık, karaladık, yorumlar yaptık hepsi de birbirinden güzel hikayeler diyebiliriz. Ama öylesi vardır ki; seni, beni, onu anlatır... hepimiz içindeyiz, koca Anadolu'nun tümü...
Mekanlar, köyler, iller, bölgeler ayrı olabilir belki, kuşaklar arasındaki farklılıklar aynı.

Anadolu'nun köylüklerine bakıyoruz; yaşlı kuşak saf yürekli, içinden geldiği gibi konuşur organiktir, kültürlerini beğenmesek de gerçektir.
Kuşaklar arasında sadece yetişme tarzları vardır; biri organik, diğeri sözde uygar. Cahil yetişmek ile yanlış yetişmek arasında çok fark görüyorum. Hatırlarım; tarlasında harmanında, bağında bahçesinde, malı davarı peşinde koşanlar, hele bir de okuma yazmaları yoksa toplum nezdinde onları cahil kesim olarak gördük. Kendini uygar olarak görenlerin çoğu yanlış yetiştiler ve... sizin anlattıklarınız ortaya çıktı.

Değerli kalemden, dünyalar değerinde bir öykü okudum.

Saygılarımla Efendim.
Ely
Ely, @ely
29.7.2021 15:30:48
Kutluyorum güne gelişini canım
Müsait vaktimde okuyacağım yollardayim❤️
Kazım Gök
Kazım Gök, @kazim-gok
29.7.2021 11:25:56
Koca yürekli bir çınar
Köklerinden ıslanan mavi boncuklu tülbentini
Kahraman kentli bir fidananın dallarına sermiş
Kurumadan okuduk

Yüreğine sağlık hemşehrim
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
29.7.2021 10:18:59
Çok güzel. Gerçekten günü hak ediyor.
O teyzenin yaşadıkları maalesef günümüz gerçeği.
Şu zamanda yaşlı olmak çok zor.
Hele eşlerden biri vefat etmişse.
Hele bakıma muhtaç hale gelinmişse... Çok zor.
Allah ölümün bile hayırlısını versin.
Sağlıklı günler.
ilhanaşıcı
ilhanaşıcı, @ilhanasici
29.7.2021 08:45:46
o teyzenin jenarasyonunda son bulsun artık Anadolu'm kadınının çektikleri ve meydan kahvelerinin sür cahil zevzeklikleri...

yazmak anlatmak değildir, yaşatıp dokumaktır...

d/okudum...

Şadiye gürbüz(zaralıcan
Şadiye gürbüz(zaralıcan, @sadiye-gurbuz-zaralican
29.7.2021 00:35:58
Günü selamlayan...Sizi okumak iyi geldi...kaleminiz nur olsun...sevgimlesin küçük kız kardeş
Etkili Yorum
Ümmühan Yıldız
Ümmühan Yıldız, @ummuhanyildiz
28.7.2021 09:42:25
10 puan verdi
Gündelik yaşamın akışı içerisinde, içsel dünyamızda yaşanan çalkantılar, hayaller, arzular, o kadar çok yoğunlaşıyoruz ki; sahip olduğumuz büyüklere saygı kültürünü unutuyoruz.

Hayatın gösterişine o gurubun bir parçasına dâhil olmak için ailesini yok sayan,ailesinde utanan insanları gördükçe tarifsiz üzülürdüm. Ailesi kapalıydı ve bunu saklardı...

Yaş aldıkça beklentilerin karşılıksız kaldığında ve seni gerçek anlamda sevenin aile olduğunu zamanla anlıyorsun.

Gençlik heyecanının, merakının, coşkusunun, ilgisinin, beklentisinin; anne/aile olmayınca eskisi gibi etkiyi yaratmadığını.

Paylaşacağın hissettiği tüm duyguların karşılığını verebilecek güzel insanların azalırken kendini daha çok sevmeyi öğreniyorsun

Ve zamanın darlığını, azaldığını ve hatalarının göğsüne sığınamayacak kadar büyüdüğünde ne yapacak, nereye saklanacaktır düşünürken gençliğin gittiğinin farkına varıyorsun

İnsanoğlu çocukluğunda kurduğu hayalleri içerisine yaşlanacaklarını koymuyorlar.

İlgisizlik; yüreğini hassas ve kırılgan hale getirirmiş o güzel teyzenin ellerinden öperdim,

Bize tertemiz, kültürünü koruyan ninelerimizin, duygu sömürüsü olmayan saf sevgisi lazım.


Yok, yok, yok oluyor


Günümün yazısı


sarnıç
sarnıç, @sarnic
28.7.2021 09:39:46
gönlü güzel yüreği güzel bir yurdum insanın
iç burkan öyküsü....
keşke bu yaşananlar hep hikayelerde olsaydı
demekten kendisini alamıyor insan...

doğal hali ve kederiyle güzel bir anlatımdı
mavi boncuklu tülbentli teyzenin hikayesi..


tebrikler saygılar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL