Bir garip Süleyman

Düğünlerin vazgeçilmez halaybaşısıydı Süleyman
Öyle bir halay ki dillere destan
Sorana babam da iyi çekerdi halay
Bir köy düğününde karısını görmüş
Babasını gönderip istemiş o zaman
İlk kez babayla ilk halayın yaptı Süleyman
Yıllar geçti babasi rahmetlikti
Mezarına gitti helallik istedi
Senden sonra hiç bir halaya durmam daha
Bir tek onun düğününde çekerim dedi kızım olursa
İki kızı oldu inşaat sıvacıydı Süleyman
Yemedi yedirdi giymedi giydirdi
Ele güne muhtaç etmedi
Sıva parasıyla kızı Firdevs i öğretmen etti
Onu emin ellere teslim edip döndü Ankara ya
Üç yıl sadece yazları geldi Firdevs
Gelmediği zamanda para gönderdi babasına
İşim yoğun müfettiş te gelecek sık arayamam
Anlayış gösterdi Süleyman
Yeterki kızı iyi olsunda mühim değil gerisi
Gittikçe seyreldi araması
İyiyim ben merak etme sen
Firdevs başarılı bir öğretmen
Plaket verecek
İlçeye gelmesini istedi kaymakam
Biletini aldı hemen Vartoya gitti Süleyman
Kalabalık bir toplulukla karşıladı kaymakam
Kansermiş Firdevs
Babama söylemeyin o üzülmesin demiş
Hastaneye varınca ateş düştü içine
Eyvah Firdevsim kınalı kuzum
Almışlar cenazeyi varmışlar köy meydanına
Duyan gelmiş mahşeri bir kalabalık
Önce annesi öpüp koklamış tabutu
Sonra babası açıp alnından öpmüş
Düğününde oynayacaktım
Kızım yavrum kekliğim
Köy meydanında tabut
Çeşme yanında davulcu
Yanık bir ses yanık hava
Süleyman başlamış halaya
Yavrum diye bağırmış
Çeşmeler kurumuş kuşlar kaçmış
Bağırdıkca göğsüne hançer saplanmış
Kaderde tabutunun başında oynamak varmış
Babalar verdiği sözü tutar
Tek başına durmuş halaya
Yavrum kınalı kuzum güle güle git ...

Dilek ’ce