Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Nurgül KAYNAR YÜCE
Nurgül KAYNAR YÜCE

ESKİSİ OLMAYANIN ACERİ OLMAZ…GÖNÜL TAMİRCİSİ

Yorum

ESKİSİ OLMAYANIN ACERİ OLMAZ…GÖNÜL TAMİRCİSİ

1

Yorum

7

Beğeni

0,0

Puan

1042

Okunma

ESKİSİ OLMAYANIN ACERİ OLMAZ…GÖNÜL TAMİRCİSİ

ESKİSİ OLMAYANIN ACERİ OLMAZ…GÖNÜL TAMİRCİSİ

ESKİSİ OLMAYANIN ACERİ (YENİSİ) OLMAZ...

TAMİRCİ OLMAK...

Yırtık giymek ayıptı eskiden, yamalı giymek değil.Tıpkı; bilmemenin değil, öğrenmemenin ayıp olduğu gibi.
Yamalı esvaplarla büyüdük biz.Ama hiç sökük dikişle dolaşmadık.Eskisi olmayanın aceri de olmaz derdi anam.Ve kıymet verirdik eskilerimize.Küçük bir sökük ya da yırtık oldu diye hemen atıp ,gözden çıkarmazdık hiç bir şeyi.
Kadın, en usta tamircidir derdi anacığım ve paranın değil ama emeğin, alın terinin ne kadar kıymetli olduğunu anlatırdı.
Evet, kadın en usta tamirci idi bir zamanlar.Tamir edebilmek ne büyük hünermiş meğer.Şimdilerde tamir etmek, onarmak zihniyeti kalmadığından hiç bir şeyin kıymeti de kalmadı.
Oysa eskiyen bir şeyi atmak en kolayı.Önemli olan onu tamir edebilmek.Şu gördüğünüz yamalı çuval parçası, bundan kırk sene evvel içine bulgurumuzu koyduğumuz çuvalımızdır.Kaç yerinden parçalanmıştı da anacığım kaç kere yamamıştı onu.Ve bugün hâlâ saklıyorum ben.Üzerindeki o mavi çizgili yama , ağabeyimin pijamasından kalan parça mesela.Öteki rengarenk kumaş da benim entarimin kalan parçası.Çocukluğumuzun en kıymetli anıları yani.
Hazır giyim, ya ucuz değildi ya da bizim alım gücümüz yoktu eskiden.Her mahallede bir terzi olur ve bayramdan bayrama bu terziye basma kumaşlar verip bayramlık fistanlar diktirirdik robalı ya da eteği fırfırlı.Artan kumaşları da saklardı anam.Elbiseniz eskirse yamarız diye.Hâlâ çeyiz sandığımın dibinde köşesinde vardır yama için ayrılmış küçük kumaş kırıntıları.
Ne fedâkâr, ne tutumlu imiş eski topraklar.Ve ne büyük kıymet verirlermiş erlerinin emek ve alın terleriine.Renkli naylon ayakkabılar giyerdik.Yırtılan yerini ,demir bıçağın ucunu ateşte kızdırarak yırtık yeri uç uca getirip kızgın demirle dağlayarak yapıştırırdı anam.Soğuyana kadar bekler, sonra aylarca giymeye devam ederdik bir tek yamalı ayakkabıyı.Oysa şimdi evlerimiz kutu kutu ayakkabılarla dolu.Tam bir tüketici canavarı olduk.Eskiyen elbise yok artık.etiketi üstünde, giyilmemiş kıyafetlerle dolu gardroplarımız.Ve bu yüzdendir kıymet bilmeyişlerimiz...
Giyilmez olan kıyafetlerimizin üzerindeki düğme, kopça, fermuar (cırcır) ne varsa itina ile keserek ayırır ve başka kıyafetlerde kullanmak üzere kaldırırdık sandığa.
Onarmak ne büyük maharetmiş de bizler bilememişiz.
Arada küsmek, kırılmak, didişmek evliliğin tuzu biberi derdi anam.Ufak tefek şeyler büyütülmezdi şimdiki gibi.Tamircilik vardı serde.Kırılan gönlün tamiri de bir özür, bir affediş, bir hoşgörüydü.İnsanoğlu öylesine mükemmel bir eşref-i mahlukattı ki; isterse kırılan gönülleri tamir etme kudretine de sahipti.Ancalk bunun için sevmek, kıymet vermek ve onarmak gerekirdi...
Şimdi öyle mi...? Hemen her şeyimizi ya atıyor, ya da değiştiriyoruz eskimeden.Hatta eşyaları değiştirmekle de kalmadık.Öylesine tamirci zihniyetinden uzaklaştık ki; ana babalarımızı eskidi diye huzurevlerine atıyor, evliliklerimizi, daha elimizin kınası solmadan mahkeme salonlarında noktalıyoruz.
Tamir etmek, yapıcı olmak, özür dilemek, hoşgörmek kalmadı bu devirde.
Zaman ahir zaman.Sen sen isen ben benim devri.Kapımızın önünde yatan araçlarımız kadar değer vermez olduk sevdiklerimize.Aracımızda bir sıkıntı olduğunda hemen sanayiye koşup tamirci arıyoruz da sevdiklerimizin kırılan gönüllerini tamir etmek için çareler aramaya hiç yeltenmiyoruz.
Ah güzel anam ve canım babam.Vaktiyle kulak ardı ettiğimiz her bir sözünüz ne paha biçilmez, ne çok kıymetli imiş meğerse.
Bilmez misiniz ki; tarihi olmayanlar tarih yazamazlar.Peki tarih dediğimiz şey nedir?
Geçmişimizdir, eskilerimizdir.Evimizdeki her bir eşya da bir tarihtir aslında.Yaşanmışlıklarımızın tarihi.Geçen ömrümüzün en emektar şahitleri.Sorarım size hanginizin evinde bu şahitlerden yer alıyor? Ve en yakın tarihimiz ana- babalarımızdır.
Unutmamalıyız ki biz geçmiş tarihten ibret almaz isek yarınlarımız olan evlatlarımız , yani gelecek tarihimiz bizden intikam alır.

Nurgül KAYNAR YÜCE / K. MARAŞ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Eskisi olmayanın aceri olmaz…gönül tamircisi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Eskisi olmayanın aceri olmaz…gönül tamircisi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ESKİSİ OLMAYANIN ACERİ OLMAZ…GÖNÜL TAMİRCİSİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
PAMUKŞEKERİM
PAMUKŞEKERİM, @pamuksekerim
9.7.2021 11:14:03
tebrikler kardeşim.o eski günleri annemizin yamaladığı pantalonları ve o günleri yaşadığım için özlem duymaktayım..
her şeyden önce huzurlu ve mutluyduk..
yüreğine sağlık
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL