Biz ne kadar dalgın olursak olalım gözümüz göz merceğine ilişen her nesnenin görüntüsünü belleğimizin karakutusuna kaydeder..
İşte böyle dalgın bir anımda, elimde telefonum bir şarkımın video kaydı için uyduruk bir tripota (basit ve pratik bir tasarımım) takıp monte etmek için uğraşırken o telaşla dolaşırken, ekrana ister istemez dokunan parmağımı iki kez görüntülemiş telefon kamerası...
Ekrana düşen görüntünün parmağım olduğunu söylemesem, tam bir kriminal görüntü...
Bir fotoğraf çekilip de gözümüzün önüne konmayınca, o fotoğrafı bütünüyle anlamlandırmak zor, neredeyse olanaksız...Baktıkça değişik boyutlar yakalıyoruz.. Bu tümüyle kişinin algı derinliği, düşünme ve hayâl gücü ile ilintili bir durum.
Hayâl kuramayan insanlar dünyayı değiştiremezler.. Yaşam bir ışık oyunudur.
Gerçek, düşün ölmesi, düş, gerçeğin döllenmesidir..
Düşlerimiz bir ışık, ışık ise aşkın temel kaynağıdır.
Onun için, karanlığı seven yarasalar, ışıkta inlerine çekilirler..
Işık karanlığı boğar.. Düşlerimizi boğmak isteyen, durup dururken gelip sataşan, sosyal medya iletilerimize karın darlığı ve fesatlık içinde kendince alay ederek küçümseyenler megaloman bencil, narsist yaratıklardır.
Fakat onların düşlerimizin ışığında boğulması uzun sürmez. Yazdığı yorumu silerek, tükürdüğünü yalamış olur..
Ne zaman ki güzellikler çoğalır, çirkinlikler, güzellikler içinde boğulur kalır.
Tanrı bizi suratsızlardan korusun. Hep nur yüzlü bakış açısı güzel insanlarla kavuştursun...
Hep ışıklı düşlerle, sağlıcakla güzel bir ruh ile kalalım..

Şaban AKTAŞ
03.06.2021 - 09.21