1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1007
Okunma

İÇİMDEKİ HASRET
İnsan, hep sevgiyi, özlemi, aşkı yazarmış dediler. Oysa soluduğumuz nefes, yandığımız güneş, “sevginin adı” değil miydi? Her taşın altında bile, sevginin demini bulurmuş gönüller; insanın en büyük hayat kaynağı sevgi içinden geçmişken, hayatın en büyük gereksinimi olan şey de, “sevgi” değil midir zaten?
Hangi kırmızı toprağının işlevini bitirdin, yaşattın hatıraları, beni hayatın girdabında sürükledin. Derin bir nefesle, tatlılıkla meleyen kuzuların güzellikleri bir bebeğin “gülüşünde” saklıymış meğer, öğrendim!..
Arzularını tek tek sayan sen güzel şey, ne ahlar çektin; ömür boyu kanattın düşlerini, yordun kalbini, kelimelerini usul usul dağıttın, evrene yalnızlığın dünyasına “göçüp” gittin. Sana vardım, sana “yandım” dercesine, bir varmış bir yokmuş gibi, saliselerle uğraştım olumsuzluğa itilen her yolda “sarhoş ettin” beni.
Dilin rengini bulmak gerek, gönüllerin birbirine “köprü” olması gerek, işte öyle bir şeydi istenen şey... Ne ruh bunu bilebilmiş, ne de kalbin giz sesi. Mutluluk sermayemin en güzel dili, ille de “sen olacaksın” ömrümün cennetinde; nazlı, naif sevgilim benim... Ben seni, günün yirmi dört saatinde, gecenin her düşünde özlüyor, en içten sevgimle her hücremde “seni” taşıyorum. Canım, ruhum, hayatım oldun tüm acılarda; en büyük sevdamla, içime gül gibi doğdun, razıyım seninle bu ömrü ruh ruha tüketmeye, “yalnız değilsin” unutma!..
Bastığın yerleri “öpüp baş tacı ederim” ben, aydınlık yarınları bizim için canımla isterken, nerde olursan ol, bedenimde yaşayan “tek gönül” olacaksın.
Kararmış dünyamın içinde sen boncuk tanemsin, kırılırsan kırıl; gözyaşı dökeceksen dök, yoksa düşe kalka yorulduğunu söyleyeceksin yağmur tanelerine, sonra, içini acı kaplayacak duruvereceksin gökyüzünün “devalı” yüzüne.
Boynu bükülmez, hani o takıntı yapan duyguların var ya, beni benden alan, bir insanla yedikule’nin etrafında dolaşan, gizemin diyarında, dertlerin ocağında tek sesim yaban gülüm olmuş, bilesin!
Sen ne güzel şeysin, gökyüzünün devalı sesi gibi süzülen; öylece saçlarından öpülesi kadın, şu gecenin gizemindeki özellikler gibi, her şeyi yapayalnızken kanamış, yarım kalmış sevgisinde, işte bu tanrının ulu sevgisi diye haykırırken ben, beni anlıyor musun, beni duyuyor musun?
Mehmet Öksüz