Sınırlar çizilirken Türkleri ve Ermenileri bekleyen trajik olayların başlangıcı yıllar 1915’i gösteriyordu. Osmanlı ayakta durmaya çalışan hasta adam idi. Artık bir arada yaşamak imkansız hale geliyor. Kin ve nefret tohumları saçılıyordu. Büyük şirketler kasalarını para yerine manada kan ile dolduruyordu.

Araplar,Ermeniler,Kürtler Türkler birbirine düşürülüyor Emperyalizim zihinleri kalpleri kirletiyordu.
Özellikle Rusya tarafından desteklenen ayrılıkçı ve silahlı Ermeni çetecilerin 19.yy ortalarında başlattığı ve 1915 yılı itibari ile karşılıklı çatışmalar silsilesi haline dönüşen ve Ermeniler’in anadolu coğrafyasından diğer osmanlı topraklarına zorunlu olarak göç ettirilmesi ile sonuçlanan olaylar zinciridir..

Olayların kısa ve genel tabiri böyle iken,Ne idüğü belirsiz tarihçi nüsfetteleri ortak kazanımlar sağlamak adına diasporaya yaranmak adına bir çok çalışmalara girdiklerini görmekteyiz...

Yerli işbirlikçilerde çok rahatlıkla bulabilmekteler, Diaspora Türkiye karşıtı hertürlü çalışmayı desteklediğini görmekteyiz.

Gelelim din maskesi altında yürütülen faaliyetlere 90’lı yıllardan beri Fetullah Gülen ve oluşumlarından hazzetmem. Sebebi ise onun takiyeci iki yüzlü birisi olmasındandır. 90’lı yıllarda yaşanan misyonerlik olaylarında söylediği bir kaç cümle onun zihniyetini çözmeme sebeb oldu. O günlerden sonra da öncede bu cenah ile hiç işim olmadı.
Hatta arkadaşlarımdan bazıları ona sempati duyarlardı Onlardan dahi uzaklaştım.

Biraz araştırınca Bu yapının başının sabıkasının kabarık olduğu ortaya döküldü. 1965 Yılında Türkiye Ermenileri Patriği Şinork Kalustyan’a yazdığı mektup ortaya çıktı.
Fetullahçı bu yapının ellerinin nerelere uzandığını gösteren bu belgeler ulusal gazetelerde neşredildi.

Neşredilen haberi olduğu gibi alıntılıyorum;
"Adana merkezli 15 ilde FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonda gözaltına alınan 33 zanlıdan 5’i tutuklandı, 28’i adli kontrol şartıyla salıverildi.
Şüphelilerden N.G’nin evinde ele geçirilen dijital materyaller arasında, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in 1965 yılında Kırıklareli’nde bir camide vaiz olarak görev yaparken, Ermeni Patrik Şinork Kalustyan’a yazdığı mektup ortaya çıktı. Gülen’in kaleme aldığı mektupta, sözde Ermeni soykırımını tanıyarak şunları yazdığı görüldü:
“Çocukluk ve meslek hayatımda tanıdığım birçok Ermeni aile ve şahsiyet vardır. 1915 yılında Ermenilere yapılan büyük soykırımı lanetle yad etmeden geçemeyeceğim. Öldürülen ve katledilen insanlar içeresinde ne kadar büyük insanların olduğunu derin bir hassasiyetle okuyor, onları saygıyla anıyorum. Büyük Peygamberimiz Hz. İsa’nın çocuklarının Müslüman geçinen cahil insanlar tarafından katledilmesini esefle kınıyorum.”

İşte bu din istismarcısının,Eli kanlı teröristin ve destekçilerinin neler yapabileceği açıkça ortadadır. Şimdilerde türeyen yeni yetme fetovarilerede dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerken Ermeni yalanlarının önüne geçilmesi noktasında elbirlik yapılması gerektiğini belirtmek istiyorum. Özellikle Sanatta Tarihte Her alanda bir seferberlik yapılmalıdır...
Mutlu Hafta sonları diliyorum...

İlhan Erdem