Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Fehmi Tazegül
Fehmi Tazegül

ÖMER SEYFETTİN.

Yorum

ÖMER SEYFETTİN.

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

637

Okunma

ÖMER SEYFETTİN.

ÖMER SEYFETTİN.

ÖMER SEYFETTİN.
Ömer Seyfettin 11 Mart 1884 tarihinde Balıkesir’in Gönen ilçesinde doğdu. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ve Fatma Hanım’ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan biridir. Öğrenimine Gönen’de bir mahalle mektebinde başladı. Babasının tayini nedeniyle önce İnebolu ve Ayancık’a ardından İstanbul’a geldi.
Ömer Seyfettin, burada Mekteb-i Osmani’ye başladı. Daha sonra Askeri Baytar Rüştiyesi’nin subay çocukları için açılmış özel sınıfına kaydedildi. Bu okulu 1896’da tamamlayarak Kuleli Askeri İdadisi’ne yazıldı. Ardından
Edirne Askeri İdadi’sine nakil olarak eğitimine arkadaşı Enis Avni ile birlikte burada devam etti. Bu dönemde ilk edebi çalışmaları olan şiirlerini öğrenciliği sırasında yazdı.
1900 yılında idadiyi bitirerek İstanbul’a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şahane’ye başladı. İstanbul’da Mecmua-i Edebiye dergisinde şiirlerinin yayımlanmasıyla yayın dünyasına girdi. 1903’de Makedonya’da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla okulundan imtihansız mezun oldu.
İzmir yılları
Ömer Seyfettin, mezuniyetinin ardından piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik’te bulunan Üçüncü Ordu’nun İzmir Redif Tümeni’ne bağlı Kuşadası Redif Taburu’na tayin edildi. 1906 yılında İzmir Jandarma Okulu’na öğretmen olarak atandı. Bu dönemde bazı önemli kişilerle tanışma fırsatı buldu.
Genç Kalemler dergisi
Ömer Seyfettin 1909 yılında Selanik Üçüncü Ordu’da vazifelendirildi. Manastır, Pirlepe, Köprülü, Cuma-yı Bala kasaba ve köylerinde görev aldı. Razlık kasabasının Yakorit köyünde bölük komutanlığı yaptı.
Bu dönemde Balkan çetelerinin Türk düşmanlığını dile getirdiği ‘’Bomba’’, ‘’Beyaz Lale’’, ‘’Tuhaf Bir Zulüm’’ adlı hikayeleri bu görevleri sırasında edindiği izlenimler sonucu yazdı. Yazıları İstanbul’da ve Selanik’te çıkan çeşitli dergilerde takma isimlerle yayımlandı. Ali Canip’e yazdığı meşhur mektubu da bu sırada Yakorit’te yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin’in dil konusunda görüşlerini özetleyen bu mektup, Yeni Lisan hareketinin başlamasına neden olmuştur.
1910 yılında Ziya Gökalp’in de tavsiyesi ile tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrıldı. Hayatını yazar ve öğretmen olarak sürdürmek için Selanik’e yerleşti. Burada çıkarılan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncu’nun isteği üzerine Genç Kalemler’e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911’de Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayınlandı.
Esaret dönemi
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Yeniden orduya çağrılan Ömer Seyfettin Yanya Kuşatması’nda esir düştü. Atina yakınlarındaki Nafliyon kasabasında geçen on aylık esareti sırasında sürekli okudu. Mehdi, Hürriyet Bayrakları gibi hikayelerini bu dönemde yazdı. Hikayeleri Türk Yurdu’nda yayımlandı.
Türk Sözü Dergisi
Ömer Seyfettin 1913’te esareti bitince İstanbul’a döndü. 23 Ocak 1913 tarihinde Enver Paşa’nın organize ettiği Bab-ı Ali Baskını’na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrılarak yazarlık ve öğretmenlik yapmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirilen Ömer Seyfettin burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı.
1914 yılında Kabataş Sultanisi’nde öğretmenliğe başladı. Bu vazifesini ölümüne kadar sürdürdü. 1915 yılında İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey’in kızı Calibe Hanım’la evlendi. Bu evlilikten Fahire Güner isimli bir kız çocuğu oldu. Ömer Seyfettin 1918 yılında eşinden boşandı. Daha sonra Anadolu’da uzun seyahatlere çıkarak çeşitli eserler kaleme aldı.
Son yılları
Ömer Seyfettin ölüm tarihi olan 6 Mart 1920’ye kadar geçen zamanda birçok eser kaleme aldı. Bu dönemde 10 kitap dolduran yazar 125 de hikaye yazdı. Hikaye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Bir yandan öğretmenlik görevini sürdürdü.
Ölümü
Ömer Seyfettin’in hastalığı 25 Şubat 1920’de artınca 4 Mart’ta hastaneye kaldırıldı. Ünlü yazar, 6 Mart 1920’de Haydarpaşa Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Önceden teşhis edilememiş olmakla beraber, yapılan otopsi sonucunda hastalığının "şeker" olduğu anlaşılmıştır.
Cenazesi önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı’na defnedildi. Daha sonra buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle mezarı 23 Ağustos 1939’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na nakledildi.
Ölümünden sonra
Ömer Seyfettin’in en yakın arkadaşı olan Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı. Bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basıldı.
Cesedi kadavra olarak kullanıldı

Ömer Seyfettin, 6 Mart 1920 tarihinde Haydarpaşa Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Ünlü yazarı hastanede kimse tanımıyordu. Bu yüzden sahipsiz olduğu düşünülüp bedeni kadavra olarak kullanılmak istendi.
Tıp öğrencilerinin etrafında toplandığı ceset kadavra yapılmak üzere kesildi. Daha sonra gazetede yayınlanan fotoğrafı görenlerin bir kısmı Seyfettin’i tanıyıp hastaneye koştu. Fakat ünlü yazarın başı çoktan kesilmişti. Vefatından 19 yıl sonra kemikleri Asya’dan Avrupa’ya nakledildi.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ömer seyfettin. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ömer seyfettin. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖMER SEYFETTİN. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL