5
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1570
Okunma

//
.
.
.
bir tek ölüm var kaçamayacağımız ha birde aşk elbette iyi de organik masumiyet bunun neresinde..
inan, tamam dediğin her şey kendin kadar eksiktir aslında mesela bir şemsiye düşün ıslanmaktan bezmiş, günden, güneşten vazgeçmiş yada çimlere tutunmaya çalışan ezik bir yeşili resmet tabanlarına bak gördün mü terassız bir manzara kadar yalnızdır aslında insan kendine.. inanıyorsun değil mi bana
cebi kadar tutkusuz bir fahişe, tutuksuzluğu kadar ölümüne aşktır her köşe başı kadar da neon yamalı bir yalnızlıktır insan..sen yine de ister virüs ol, ister papirüs yaşamak ister herkes, herkes yaşamak neyin meselesi, felsefi bilmeden üstelik.. inanıyorsun değil mi bana..
felsefe dedim de, hani ölmek Tanrının biz kullarına ebedi istirahat felsefesiyse yaşamak ta Azrail’in sinsice abaküs mesaisi olmalı değil mi.. nereden geldiyse aklıma.biz yine de ölmek en çok şaire yakışır yaşamak ise şiire diyelim hatta aşk içinde iftara yutkunan oruç gibidir desek bize kızmaz herhalde..kızmaz bize değil mi, ne dersin kızar mı sence
geçen bir şiirde okumuştum “ bir kadın, bir erkeğin yüreğinde, bir erkekte kadının göz yaşında saklıdır” diye gel de şiir d/okuma yüreğine arkadaş.. sevişmek içinde “bir yudum suda gizli cennet” benzetmesi vardı..off diyecek cinsten.. ya gece, gece ise “bir kadının göz yaşından içerek dudağında sızıp uyuya kalmak , gün doğmadan da kadının gözlerine yani aşka yeniden doğmaktır “demiş ya orada bittim, tükendim inanıyorsun değil mi
çoğu zaman sorar, sorgularız ya.. hani acı çekmek özgürlük müdür diye..benim ilk aklıma gelen şey yine aşk oluyor.. içinden çıkamadığım ise “gül müdür özgürlük diken batımına”? aşklık şekeriniz düşmeden sıkı sıkıya sarılmadan yaza, ayaza bilmek biraz zor galiba… suç olduğunu bile bile düşünüyorum da hani, ihtilalleşip özümüzü sömüren bildik, bilmedik hangi acı, hangi aşktır meydansız, marşsız bir devrime güvercinleşen.. neyse, bazı şekerler acıdır dost inanıyorsun bana değil mi
şeker dedim de, şeker nedir bilir misin ? şeker, bir çocuğun gülümsemesine sıkıca tutunmaktır..bayat bir ekmek bile olsa insan suya ıslatıldığı kadar huzur verir o gülümsemeye uzanmak.. bir nevi organik masumiyettir (işte buldum seni) neyse, göçümüz hep aşk, kanadımız yurt olsun yine de..olsun, olsun değil mi arkadaş…
.
.
.
//
ilhanaşıcıocakikibinyirmibir…