Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
batu_41
batu_41

PADİŞAHIN İŞİ NE

Yorum

PADİŞAHIN İŞİ NE

3

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

650

Okunma

PADİŞAHIN İŞİ NE

PADİŞAHIN İŞİ NE


- Sultan Murat Han o gün bir hoştur.
- Telaşeli görünür.
- Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer.
- Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil.
- Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
- Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
- Akşam garip bir rüya gördüm.
- Hayırdır inşallah?...
- Hayır mı şer mi öğreneceğiz.
- Nasıl yani?
- Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.
- Ve iki molla kılığında çıkarlar yola.
- Görünen o ki, padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir
- ve gideceği yeri iyi bilir.
- Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya,
- Zeyrek’ten aşağılara sallanır.
- Unkapanı civarında soluklanır.
- Etrafına daha bir dikkatle bakınır.
- İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine batar,
- sorarlar Kimdir bu ?
- Ahali:
- Aman hocam hiç bulaşma, derler.
- Ayyaşın menhusun biri işte!...
- Nerden biliyorsunuz?
- Müsaade et de bilelim yani.
- Kırk yıllık komşumuz...
- Bir başkası tafsilata girer:
- Biliyor musunuz, der.
- Aslında iyi sanatkârdır.
- Azaplar Çarşısında çalışır.
- Nalının hasını yapar...
- Ancak kazandıklarını içkiye, fuhuşa harcar.
- Hem şişe şişe şarap taşır evine,
- hem de nerde namlı mimli kadın varsa takar peşine
- Hele yaşlının biri çok öfkelidir:
- İsterseniz komşulara sorun, der.
- Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?
- Hâsılı, mahalleli döner ardını gider.
- Bizim tebdili kıyafet mollalar kalırlar mı ortada ?!
- Tam vezir de toparlanıyordur ki, padişah keser yolunu:
- Nereye?
- Bilmem, bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.
- Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem...
- Ama biz gidemeyiz, şöyle veya böyle tebaamızdır.
- Defini tamamlamak gerek.
- İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.
- Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
- Peki, ne yapmamı emir buyurursunuz?
- Mollalığa devam... Naaşı kaldırmalıyız en azından.
- Aman efendim, nasıl kaldırırız?
- Basbayağı kaldırırız işte.
- Yapmayın, etmeyin sultanım, bunun yıkanması, paklanması var.
- Tekfini, telkini...
- Merak etme ben beceririm.
- Ama önce bir gasilhane bulmalıyız.
- Şurada bir mahalle mescidi var ama...
- Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?
- Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den,
en azından Fatih Camii’nden...
- Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkânı çoktur.
- Tanınmak istemem. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin.
- Hadi yüklenelim...
- Ve gelirler camiye.
- Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur.
- Padişah bakır kazanları vurur ocağa...
- Usulü erkânınca bir güzel yıkarlar ki;
- naaş, ayan beyan güzelleşir sanki.
- Bir nurdur, aydınlanır alnında.
- Yüzü sâkilere benzemez.
- Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında.
- Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin de keza...
- Meçhul nalıncıyı kefenler,
- tabutlar, musalla taşına yatırırlar.
- Ama namaz vaktine bir hayli vardır daha...
- Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır.
- Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba...
- Nasıl yani?...
- Heyecana kapıldık,
- sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi.
- Kim bilir belki hanımı vardır, belki yetimleri?
- Doğru! Öyle ya, neyse...
- Sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.
- Vezir, cüzüne, tespihine döner,
- padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar.
- Nitekim sorar soruşturur.
- Nalıncının evini bulur.
- Kapıyı yaşlı bir kadın açar.
- Hadiseyi metanetle dinler.
- Sanki bu vefatı bekler gibidir.
- Hakkını helal et evladım, der.
- Belli ki çok yorulmuşsun.
- Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar...
- Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri kısılır, hatıralara dalar belki.
- Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından...
- Biliyor musun oğlum? diye dertli dertli söylenir...
- Bizim efendi bir âlemdi, vesselam...
- Akşamlara kadar nalın yapar...
- Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin;
- elindekini avucundakini verir satın alırdı.
- Sonra getirip dökerdi helaya!...
- Niye?
- Ümmeti Muhammed içmesin diye...
- Hayret!?.
- Sonra, malum kadınların ücretlerini öder eve getirirdi.
- Ben sizin zamanınızı satın aldım mı ?
- Aldım! derdi.
- Öyleyse şimdi dinlemeniz gerek...
- O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara.
- islamı anlatırdım ilmihal okurdum...
- Bak sen! Millet ne sanıyor hâlbuki...
- Milletin ne sandığı umurunda değildi.
- Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi.
- Öyle bir imamın arkasında durmalı ki derdi.
- Tekbir alırken Kâbeyi görmeli...
- Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?
- İşte bu yüzden Nişancıya, Sofular’a uzanırdı ya...
- Hatta bir gün; Bakasın efendi, dedim.
- Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek.
- İnan cenazen kalacak ortada...
- Doğru, öyle ya ?...
- Kimseye zahmetim olmasın deyip,
- mezarını kendi kazdı bahçeye.
- Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim.
- Seni kim yıkasın, kim kaldırsın ?
- Peki, o ne dedi ?
- Önce uzun uzun güldü, sonra;
- Allah büyüktür hatun dedi.
- Hem padişahın işi ne ?

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Padişahın işi ne Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Padişahın işi ne yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PADİŞAHIN İŞİ NE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
perisultan
perisultan, @perisultan
26.1.2021 13:38:46
kaleminize sağlık anlamlı güzel bir yazı ama öyle padişah nerdeeeeeeeee
muhlis sünbülcü
muhlis sünbülcü, @muhlissunbulcu
26.1.2021 10:24:41
Mükemmel ve ibretlik bir yazı, Rabbim anlamayı, anlayıp uygulamayın ve imanla son nefesimizi vermeyi nasip etsin inşallah.
-IspartaGülü-
-IspartaGülü-, @-ispartagulu-
26.1.2021 00:44:10
10 puan verdi
evet .patişahın işi ne.güzel yazınızı kutlarız hocam.ben bugün bunun flimini izlemiştim birde sizin yazınızdan okudum..teşekkürler..gül diyarından selamlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL