GENÇ ADAM’A MEKTUPLAR ( SEN , BANA HOŞGELDİN…

Dışarı da yağmur yağıyor. gece yarısı.
Uzandım , seni düşünüyorum… Birden aklıma kor gibi düştü sana bir şeyler yazmak arzusu
Kor yığınları oluştu sanki beynimde yanıyor , yakıyor düşünceler daha fazla dayanamadım
Kalktım, kağıdı kalemi aldım elime meğer ne meraklıymış kalem kağıt ile bu gece sevişmeye…
Hadi anlat seni, hadi anlat kor gibi yakan düşünceleri hisleri
Ne yazıcam nasıl yazıcam ki !!!
Yetiyor mu gerçekten bazı cümleler sadece bazı adamları anlatmaya
Sahi yeter mi kelimelerim, cümlelerim seni anlatamaya…
Düşündüm, kalemin kağıda ilk dokunuşu ‘ Güzel’ oldu. Evet , güzel. hep derim sana :
sen çok güzelsin diye. İlginç gelir bir kadının bir erkeği güzel bulması sana.
Halbuki bilsen gözlerimin gördüğü, kokladığım tüm kokular ya da hissettiğim ‘Güzel’e dair ne varsa karşılığı sensin diye.
Yok olmadı böyle anlatmak olur mu seni ?
Peki ne istiyorum, ne isterim ki ?
Sarılmak…
Belki de sadece sarılmak .
Bir kadının bir erkeğe sarılmak istemesi erdem sayılmalı bu topraklarda…
Dikenli tellerinden bir an önce sıyrılıp Gökyüzüne ( sana ) kavuşmayı umud eden bir uçurtmanın ağrılı, sancılı bir bekleyişi var içimde ..
Yok olacak gibi değil , biraz dolaştım odamda.
Kafamda bincelerce düşüncenin dağınık bekleyişi , içimde bincelerce cilt dolduracak duyguların amansız coşkusu.
Başaramadım genç adam , anlatmak istediklerimi satır aralarına bile sığdıramadım .
Yakışır mısın ki, yakışır mı ki bana seni kalbimdeki satırlar dışında başka yerlere sığdırmaya çalışmak…