Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş

Ara

Yorum

Ara

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

457

Okunma

Ara

Ara

Evrende ileri veya geri mutlak bir hareketin olmadığını, olanların, "An" işleyişine göreceli oluştuğu bilinir! Gelişim, değişime izafi görünüyor! Geriye gidiş olmaz, ileriye ise çok yavaş olduğunda, asırlar alabilir! İleriden kastım, "Entropi" yani düzenden düzensizliğe akış. Eskime gibi. Saatin akrebi ilk bakışta hareket etmiyor gibi görünür; bu duruyor zannı verir. Yelkovanın hareketi ise gözlenebilir! Çok yavaş olan gelişim için "Gelişemeyecek" tabiri doğru olmasa da anlamlıdır! Bu bir şeyin yutulması ile gargarası gibidir. Bazı bilgiler, sıkça gargara edilince, yutmak gereksiz olarak düşünülebilir. Gargaradan ne bulaştıysa onunla devam edilir.

Saniyeleri sayan kadranın hareketi, ilk bakışta görünür! Dakikaları sayan yelkovanın hareketi ise en az bir dakikada fark edilir. Akrebinki daha uzun sürer! Saate, günleri- ayları- yılları- asırları- bin yılları- milyon yılları gösteren kadranları ekleyelim. Teorik olarak eklenecek bu kadranlar sonsuzdur! Değişimi izleme aralığı her bir üst kadranda artıyor. Tüm kadranların döndüğü söylenebilir. Hareketi, gözlem aralığında olmayanlar için "Hareket etmiyor" tabiri doğru olmasa da anlamlı, olabilir!

"Ne kadarını gözledin?", gözlem, insan için bir ömür (100 yıl gibi) öncesine ve sonrasına bizzat şahit değil. Bilgi edinmiş olabilir ama "Şahit" değildir. Saatin kadranları, turlarını milyarlarca tamamlamıştır. Bir gün, bir Dünya turu; bir yıl, Güneş etrafındaki tur. Bilinen galaksiler etraffındaki tur, bilinmeyen kaç galaktik tur var? Galaksilerin de gruplar halinde bağlı olduğu bir kadran var mıdır? Bütünü gözleyemeyen parçayı gözlemeye çalışır. Aslında parça da gözlenmedi. En küçük, bilinmiyor!

Son tahlilde; gelişim, değişimi gözlemekle bilinir! Gözlenemediğinde, doğru olmasa da anlamlı olan, "Değişim yani hareket, yok!" denilebilir! Gözlem, gözlem süresine göreceli. Yaşlılardan duymuşsunuzdur; "Bu göz, neler gördü!" Oysa o göz, en fazla 100 yıllık bir aralığı gördü! Hareket gözlenemediğinde, gelişim- değişim yok gibidir! Yazılı tarihin, Sümerler ile başladığı söylenir. Öncesi kalıntılardan çıkar. Bilimsel araştırmalarla da bir yere kadar gider. Gerisi mitolojik anlatımlar! Mitolojik anlatımlar için yazılı veya bilimsel bir sınır yok. Bazılarını, salla gitsin! Zeus’lar, Gılgameş’ler daha neler neler...

Saygılarımla,

Ahmet Bektaş


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ara Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ara yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ara yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL