Önce Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktım “Hiçin”anlamını sordum.
“Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz” diyor. Örnek veriyor;
“- Soru cümlelerinde belirsiz bir zamanı anlatan bir söz
- Bir soruya açık bir cevap verilmek istenmediğinde cevap cümlesinin başına getirilen bir söz
- Boş, değersiz, önemsiz olan şey veya kimse”
Hiç kelimesi cümle içerisinde kullanımı dedim Türkçe sözlükte bunları ve daha fazlasını buldum ama ben bu kadarını aldım.
“- Hapishane yarı tımarhanedir, hiç şaşmayın.
- Hiç ava gittiniz mi?
- Ne gördün? -Hiç.
- Bir hiç için darıldı. O benim gözümde hiçtir.”
Mevlana ya sordum bana şöyle dedi “Nice insan gördüm üzerinde elbise yok, Nice elbise gördüm içinde insan yok” dedi.
Baktım da “Sıfırla-Hiç” arasında bir fark yok. Sıfır da sayıların solunda olduğu zaman hiçbir anlamı yok. Onu görünce küçümseyerek solda sıfır işte kocaman bir hiç ne olacak derler. Ama sıfır bir de sayıların sonuna gelirse çok değerlidir. Sıfır çoğaldıkça değer üstüne değer katar, kıymetlenir. Ya sayıları kaldırırsan o zamanda sıfırlar gene kocaman bir hiç olur.
Tasavvuf yönünü düşünürsen orada da “Hiç=Nirvana” dır yani bu sefer kıymetlenmiştir. Bir adam tanırım adam sıfırdan başladı taa buralara geldi işte bu sefer sıfır da değerlendi. Bu makalemde olumsuz yönüyle devam edeceğim başka zaman sayılardan sonra “sıfırı ve hiçin” nirvanasını işlerim.
Yıllardır çalışıyorum ama elimde kocaman bir hiç ve ya çalış çalış elde var sıfır denir.
Adamın boyuna posuna bakınca lafı kimseye bırakmadan yüksek perdeden bilmiş bilmiş el kol hareketleriyle konuşurken bir şey sanmıştım meğerse adam kocaman bir hiç miş, sıfırmış bu cümleyi ya kullanmışsınızdır ya da kullananı duymuşsunuzdur.
Adam sıfırdan başladı şimdi çok zengin oldu, adam kocaman bir hiçti, şimdi bakarmısınız malının mülkünün hesabını bilmez derler. Sıfır iken, hiç ken nasıl çok zengin olunur bunu anlayamadım. Sen sıfırdan hiç ten kuvvet alarak yükseleceksin, onlar zaten hiç veya sıfır kuvvet yokki nasıl olacak. Birde sıfırı tüketmek var sıfır zaten tükenmiş değeri bir hiç
Bir arkadaşımla gittiğimiz bir mekânda bir adama rastladık. Adam ne kadar çok zengin olduğunu anlatıyor bize “Biz dört kardeşiz beraber çalışıyoruz iş yerimiz var” diyor. “Evimize haram girmez. Hepimizin evi var arabası var, her sene tatile gitmek için karavanımız var, yazın sırayla birer ay tatil yapıyoruz.” Diyor “Hersene bir kardeşimizi Hacıya gönderiyoruz, bu arada da kazancımızın zekâtını veriyoruz, devlete vergimizi de veriyoruz, her yıl mutlaka hayır yapıyoruz” diyor. Ben kişiyi hayranlıkla dinliyorum. Ara sıra lafını bölüp ne iyi insanlarsınız sizinle tanıştığıma çok memnun oldum diyorum. Adamın yanından ayrıldıktan sonra arkadaşım bana döndü. “O adama iltifatta samimi miydin?” Diye sordu bende evet dedim. “Sana soruyorum kazancının 40 da birini zekât olarak vereceksin, %35 ini vergi olarak vereceksin KDV sini ÖTV sini vereceksin, hacca gideceksin, tatile gideceksin lüks yaşayacaksın, hayır yapacaksın bu nasıl olacak bana anlatırmısın” dedi. O anda gözümde büyüttüğüm o insanlar bir “Hiç” oldu sıfıra düştü gözümde.
Hasan Ali Yücel’e mal edilen bir söz okumuştum. Atatürk kendisinden sıfırın tarifini ister o sırada Millî Eğitim Bakanıdır. “Sizin yanınızda ben” der. O anda zekice bir cevap olmuş ama doğru tarif değil. Sıfırı tarif etmek kolay mı? Bunu için saatler gerekir.
Araştırdıkça “Hiç ile Sıfır” kardeş mi yoksa demeye başladım.