AVŞA ADASI İZLENİMLERİ

Bostancı’dan deniz otobüsü ile yola çıktık, Yenikapı’ya uğradık. Bostancı’da binen yolcunun yaklaşık iki katı yolcu bindi. Hafif dalgalı, masmavi Marmara Denizi’nin büyüleyici sularında yol almaya başladık. Deniz otobüsünde sosyal mesafe kuralları tam olarak uygulanıyor, temizlik kurallarına eksiksiz uyuluyordu. Bir süre denizin güzelliğini seyrettim, sonra yarım kalan kitabımın ayracını araladım ve okumaya başladım.
Deniz otobüsü yaklaşık üç saat sonra Marmara Adası’nın iskelesine yanaştı. İnen yolcuları görevliler ve polisler karşıladı. Her yolcunun ateşi ölçüldü. Bisikletli, kaykaylı, valizli yolcular sırayla limanı sırayla terk ettiler. Biz Avşa’ya gitmek üzere hareket ettik. Avşa’ya varmamız yaklaşık elli dakika sürdü. Bizi de limanda görevliler ve jandarma karşıladı. Sırayla ateşlerimiz ölçülerek limandan ayrılarak adanın içlerine doğru ilerledik.
Adayla ilgili belki de tek olumsuz gördüğüm şeye rastladım. İndiğimiz deniz otobüsünün tam karşısında; merkezdeki sokağın girişindeki dondurmacının hepsi beyaz gömlekli; yedi-sekiz kişilik personelinin oldukça sulu ve seviyesiz seslenişlerini duymaya başladım. Her yolcuya ’Hoş geldiniz, nasılsınız? Buyurun buyurun. Dondurmamız hakiki Maraş.’ diye her yolcuya adeta karşılama merasimi yapmaları itici geldi. Her gelen insanı para olarak gören insanları oldu bitti hiç sevmem. Ve kaldığım sürece oradan dondurma almadım. Dondurma dükkanının adını buraya yazmayı uygun bulmadım. Zaten Ada’ya ayak basar basmaz onların bağırıp çağırmalarını ister istemez duyacaksınız.
Konaklayacağım yere ilk gidişim olacağı için eli boş gitmemek adına, Migrostan büyük bir kavanoz çiçek balı aldım. Eee Türk’ün töresi de bunu gerektirir. Beş yüz metre yürüdükten sonra konaklayacağım mekana gittim, bahçe kapısından içeri girdim. Resepsiyonda deri koltukta uyuyan bir adam gördüm, camı tıklattım. Hemen uyandı ve doğruldu. adamın yaşam tarzı bu. Hiç zorlanmıyor, gün boyu belki de defalarca uyuyup uyanıyor aynı şekilde. Kendimi tanıttım, hediyeyi masanın üzerine koydum. Nasıl mutlu oldu anlatamam. Birazda şaşkın olduğunu hissettim. Hiç tanımadığı bir müşterisinden belki de ilk kez hediye alıyordu. Giriş işleminden sonra, ben hiçbir talepte bulunmadan, ’Size yüzde on indirim yapacağım, yüzde on da benden olsun, yüzde yirmi indirim yapacağım,’ dedi. Ödemem gereken miktarı söyledi. Bu çok mutlu olmam için yetti. ’sizin için en güzel odayı hazırladı,’ dedi ve önümden yürüdü, ben de onu takip ettim ve merdivenlerden birinci kata çıktık. Odaya girdiğimde her taraf parfüm kokuyordu. Temiz mi temiz bir oda, isabetli karar verdiğim için bana onay oldu. Balkona çıktığımda kayısı ağacının salkımlarının uzanma mesafesinde olduğunu gördüm. ’Hocam dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Bahçede de kirazlar, vişneler, üzümler var, onlardan da yiyebilirsiniz,’ dedi ve odadan çıktı. Bu ilgi kendimi evimde hissetmeme yetti. Duş ve dinlenmenin ardından çarşıya çıktım. Tam bir sahil kasabası. Bir tatil cenneti olan Avşa, güzelliğiyle büyüledi beni. Her sokağı denize açılıyor, her sokağı huzur kokuyor. Dağlarından reyhan, kekik kokusu geliyor, denizinden iyot ve yosun kokusu.
Bir balık lokantası ve bir mantıcının dışında tüm mekanlar oldukça hesaplı. Merkezdeki yüzyıllık çınarın serinliğinde çay keyfi unutulmaz. Avşa Adası’nın her tarafı tertemiz kumsal. Denizi duru mu duru; masmavi. Kediler ve insanlar çok mutlu Avşa Adası’nda. Yine uygun fiyata motor kiralayıp, adanın her tarafını gezme şansınız mevcut. ki ben bunu yaptım ve çok mutlu oldum. Tek kelimeyle insanın gidesi gelmiyor bu güzel adadan. ’Keşke sürekli burada yaşama şansım olsa,’ diyeceğiniz nadir yerlerden.
Tavsiye ediyorum.
İsmail MALATYA- 04/07/2020-CUMARTESİ-AVŞA-BALIKESİR