Bir şıh yaşarmış bir zamanlar Anadolunun bir köşesinde . Köylüler gelirmiş hediyeler getirirlermiş . Bu şıh gelen hediyeleri hiç görmezmiş . Gelen tavuk , koyun , keçi her ne ise ; şıh ın yardımcısı hediyeyi getiren kişiyle birlikte bıraktıktan sonra , şıh ın huzuruna birlikte çıkarlarmlş . Odada sırayla minderler dizili olup ( işin sırrı burada ) yardımcı gelen misafiri bir mindere oturtup hiç bir şey söylemeden çıkarmış . Şıh hemen , işte gelen hediye ne ise ’’bize bir koyun getirdiniz ... ’’ diyerek konuşmaya başlarmış . Köylüler bu adam keramet sahibi , öyle olmasa görmeden , bizim ne hediye verdiğimizi nereden bilecek der . Biraz da çekinirlermiş .

İşin aslı ne peki , hiç bir insan göremediği bir şeyi nereden bilebilir . Gelen misafirlere oturtulan minderlerin ayrı ayrı , hediyelere göre sınıflandırılması var efendim . İş bundan ibaret . Ama insanları kandırmak ne kadar kolay deyil mi ?