DOLU GELDİ!
Başlık “Dolu Geldi”. Dolu geldi deyince, benim hatırıma da Pir Sultan’ın bir deyişi geldi. Önce o deyişi yazayım:
.
“Güzel şahtan bize bir dolu geldi
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver
Balım Sultan Kızıl Deli’den geldi
Bir sen için sevdiğim, bir de bana ver
.
Payım gelir erenlerin payından
Muhammet neslinden Ali soyundan
Selman’ın içtiği engür (1)suyundan
Bir sen için sevdiğim, bir de bana ver
.
Beline kuşanmış nurdan bir kemer
Aşkın dolusunu içenler kanar
Herkes sevdiğine bir dolu sunar
Bir sen için sevdiğim, bir de bana ver
.
Pir Sultan’ım hamı, hası seçerim
Hak okurum, aşk kitabın açarım
Yar elinden ağu gelse içerim
Bir sen için sevdiğim, bir de bana ver”
.
Aşkın dolusu Pir Sultan’ın içmek istediği. “Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver.” deyişi bundan. Ah, o doluyu kim istemez? Aşktır âlemi var eden. Ademi adam eden de aşktır. Aşk olsun dostlar!
Bize de bir dolu geldi. Gelmez olasıca… Demeyecektim, dedim işte! Gelmez olasıca...
Dün akşamüzeri Oğulcuk tufanı gördü. Önce bir kasırga, ardından yağmur… Yer gök kapandı. Yağmur doluya çevirdi. Nohut, fındık iriliğinde. Öyle bir yağdı ki pencerenin önüne bir yığın oluştu. Bereket versin çok uzun sürmedi. Hirsi geçince dindi.
Öyle kasırga olur, dolu yağar da elektrik kesilmez mi? Kesildi. Ortalık sifiri karanlık. Dışarı çıkamadık. Oğulcuk sessizliğe büründü. Elektrik kesintisi sabahın erken saatlerine kadar sürdü.
Ah, garip köyüm! Sadece Oğulcuk değil, Devecipınar, Belören, Yazıçepni de karanlığa büründü.
Elektrik geldi de biraz rahatladık. Rahatladık mı? Ne gezer! Bahçeye indik. Saz gibi soğanı biçmiş dolu. Gilaburu fidanının dalını ayırmış. Üzümleri perli perişan etmiş.
Bu dolu bize iyi gelmedi dostlar. Bununla geçmiş olsun! Ekin saçın ne âlemde, bilemem.
-----------------
(1)Engür: Üzüm