Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
asude_vuslat
asude_vuslat

SADECE SEN OKU! Bu masal senin için...BÖLÜM 1...

Yorum

SADECE SEN OKU! Bu masal senin için...BÖLÜM 1...

5

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

674

Okunma

SADECE SEN OKU! Bu masal senin için...BÖLÜM 1...

SADECE SEN OKU! Bu masal senin için...BÖLÜM 1...







Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken,denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu Kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını fark eder.

“Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsun? diye sorar.

Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi, “Yaşamaları İçin” cevabını verince, adama şaşkınlıkla.

“İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var.Hepsini atmanıza imkan Yok.
Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki? der.

Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi,

"Bak O’nun İçin çok şey değişti!
...alıntıdır...

Bir kadın vardı...Yüreğinde ki umutsuzluğu kalemine, kaleminden de kağıda akıttı.

"Kaldırıp başınızı gökyüzüne baktığınızda kaç denizin gözbebeklerine temas ettiğinizi düşündünüz mü hiç ? Peki sahile vuran her dalgada gökyüzünün hangi yüzüne baktığınız aklınıza geldi mi hiç ? Onca gökyüzü ve deniz yaşanamamış hayatların kara delikleridir. Uçuşan umutsuzluk renksiz ve kokusuz bir zehir. Hayatlarımıza dahil ettiğimiz her hayalin çıkarımlarından ürettik uçuşup göğe karışan umutsuzluklarımızı biz.

"Hey dostum sana kötü bir haberim var. Polyanna öldü ve bir Deniz’e gömüldü..."
den(iz)

...

Polyanna; gömüldüğü denizde minik bir balıkla tanışmış. Bu küçük balık çok mutsuzmuş. Ailesi yokmuş. Bir evi yokmuş. Annesi yokmuş. Babası yokmuş. bir arkadaşı yokmuş. En önemlisi umudu yokmuş.

Polyanna denize atıldığında, küçük balık tek başına dalgaların arasında hayattan ümidi kesmiş bir halde, bir aşağı bir yukarı yüzüp duruyormuş.

Polyanna’ nın boğulmak üzere olduğunu görünce, tüm gücünü toplayıp, polyanna’ yı eteğinin ucundan kavrayıp, kıyıya doğru sürüklemeye başlamış...

Küçük balık o kadar güzel bir yüreğe sahipmiş ki, hiç kimsenin üzülmesini istemezmiş. Gerçi kimsesi de yokmuş...

İyilikle dolu kalbi sayesinde, devasa bir güce kavuşmuş.

Polyanna’ yı kıyıya kadar götürmeyi başaran küçük balık, öyle çok yorulmuş ki!

Suya bırakmış kendini. Sırt üstü uzanmış. Gökyüzünü seyretmeye başlamış. Güneş pırıl pırıl parlıyormuş. Mutluluktan şarkı söylemeye başlamış. Bir insanın hayatını kurtarmak, minicik kalbine ilaç gibi gelmiş.

Artık mutsuz değilmiş. İyilik yapmak, katılaşan yüreğini yumuşacık yapmış. Mavinin tonlarına boyanmış; daralan ruhu...

Kurtardığı insanın, gülümseyen yüzünü görmek için kıyıya bakmış. Deniz kenarında bir inci gibi parlayan, güzel kızın kumların üzerine oturmuş ağladığını görmüş. Hemen yanına gitmiş. Küçük kızın neden ağladığını öğrenmek istiyormuş.

"Neden ağlıyorsun?

"Mutlu değil misin?

Küçük kıza, üzgün üzgün bakmış. Adını sormuş. Adını öğrenince hem çok şaşırmış hem de çok mutlu olmuş.

"Biliyor musun? Ben senin masalını okumuştum.. Sen o iyimser kız değil misin? Ben senin sayende; mutlu olmanın sırrına ermiştim.

Ama zamanla unuttum; mutluluğu...

"Bugün iyi ki seninle karşılaştım. Artık çok mutlu ve umutluyum.

Polyanna, bir an için olanları unutmuş...

Sevgi dolu yüreğine, sanki güneş doğmuş. Elleri sıcacık olmuş. Küçük balığın yüzgecini okşamış. Onun mutlu olmasına çok sevinmiş.

"Evet ben çok iyimser bir çocuktum. Ama şimdi çok mutsuzum...

Yine gözlerinden yağmur gibi yaşlar dökülmeye başlamış.

Kurtulduğuna bile sevinememiş. Polyanna ağlıyormuş.

Çünkü; kendisini ölüme terk eden kadının yüzünde gördüğü nefret, hiç gözünün önünden gitmiyormuş.

Başından geçenleri anlatmaya başlamış.

Bir kadın varmış. Masallardan pek hoşlanmazmış. Sadece; rapunzel masalını severmiş.

Polyanna; umut dolu kalbiyle, tüm kötülüklerin bir gün yok olacağına inanıyormuş.

Masalları sevmeyen kadın, bir gün polyanna masalının içine balıklama dalmış.

"Senden nefret ediyorum!

"Bu kadar mutlu olman ve sürekli iyimser olman beni deli ediyor.

"Sen kimi kandırıyorsun? Dünya kötülüklerle dolu. Sen mutluluk oyunu oynadığında, tüm kötülükler yok mu oluyor saniyorsun?

"Sen ancak aptal insanları kandırabilirsin.

"Ben aptal değilim! Seni yok ediyim de gör! Demiş.

Bu kadın aslında çok iyi bir insanmış. Kötülükleri yok edemediği içinmiş tüm öfkesi. Tüm iyimserlere, savaş açması bundanmış.

Kötülüklere, kötü insanlara meydan okuyormuş. Ama gücü yetmiyormuş. Bir zaman sonra kalbi katılaşmaya başlamış.

Kalbine; umut adına ne varsa, hepsini yasaklamış. Kaybetmekten korktuğu için; umutlarına doğma ve büyüme şansı vermiyormuş.

"Ya hep, Ya hiç! demiş...

Demiş ama;

İçinde bir yerler de hâla yanan umut ışığı, korkudan pusmuş. Kadının kalbinin; en derin kuytu bir yerine gizlenmeyi başarmış.

Masal kitaplarına da küsmüş. Masal sevenlere bile, düşman kesilmiş. Bu kadın, gözlerinde nefret, yüreğinde mutsuzluğu büyütmüş, büyütmüş....

Ve en sonunda polyanna masalının içine girip, saçlarından tutup yerlerde sürümüş.

Almış atmış denize...

" Oh be! Demiş.

"Kurtuldum işte senden!

Ama, içinde bir yerlerde fırtınalar kopmuş. Ağladığının farkında bile değilmiş.

Zaten çok iyi bir kalbi olduğunun da farkında değilmiş ki...

Sahilde oturmuş, kara kara düşünürken, ağlayan bir çocuk görmüş. Gidip yanına oturmuş. Çocuğun elinde bir masal kitabı varmış.

"Neden ağlıyorsun?

"İyi misin? Diye sormuş ve saçlarını okşamış...

"Masal kitabıma bir seyler oldu. İçindeki resimler ve yazılar yok oldu! Polyanna en sevdiğim masaldı.

"Çok mutsuzum!

"Neden böyle oldu? Demiş ve tekrar koyulmuş ağlamaya. Hıçkırıklarla küçücük omuzları sarsılıyormuş.

Kadın ne diyeceğini ne yapacağını bilememiş. Masal kitabını eline alıp, sayfaları çevirmiş. Bomboş sayfalara bakakalmış.

İçinde bir şeyler kırılmış. Bir yerler sızlamış, bir yerler acımış. Kalbinde bir şeyler eksilmiş.

Denize çevirmiş bakışlarını. Deniz sanki kan kırmızı; gökyüzünden medet umarcasına maviye sevdalı...Elleri buz kesmiş.

Bakışları; kıyıya vuran dalgalara kilitlenmiş.

Sanki den(iz) onu çağırıyormuş...

Minik bir el; dalgaların arasında bir görünüyor, bir yok oluyormuş. İşte o zaman anlamış, yüreğinde ki umutları öldürdüğünü...

Çocuğun sesini duymamış bile...

"Sen neden ağlıyorsun teyze?


Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sadece sen oku! bu masal senin için...bölüm 1... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sadece sen oku! bu masal senin için...bölüm 1... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SADECE SEN OKU! Bu masal senin için...BÖLÜM 1... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
7TEPE
7TEPE, @7tepe
1.6.2020 21:01:54
😅 Bence de Poli aptalın teki
Dil-ruba Emine Genç
Dil-ruba Emine Genç, @dil-rubaeminegenc
1.6.2020 16:19:07
Güzeldi yahu :)) amacına vakıf olması daha bi güzel..hoşuma gitti.
Etkili Yorum
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
1.6.2020 15:37:18
10 puan verdi
''Umut'' kelimesini bir nedenden beri sevmediğim halde öykü içinde çokça geçtiği için mecburen kelime hakkında konuşacağız.

Oradan öyle mi görünüyormuş ağlayan teyze ? Hımm bak buna üzüldüm işte. Oysa ''umut'' hayallerle var olmaz demek istiyordur belki de. Küçük kız büyüdükçe gerçek olanın sanal gerçeklikle avutulmayacak kadar kıymetli olduğunu söylüyordur belki de. Denizdeki küçük balık kurtardığını sandığı hayatın kendisinin olduğunun farkında değildir belki, ha ne dersin?

Ataerkil düzenin politikadan sosyal yaşama iyice bir yedirilmesi için masalların bile kullanılıp küçük dimağlara işleniyor olmasıdır belki de umutsuzluk. Gerçek olanın ''insan'' odaklı görmek, birinin diğerinden üstün, birinin diğerine muhtaç olmadığı yeni masallar yazsak fena mı olur demek istiyor olamaz mı? Ağlamak değil de gücünün farkında olmak veya daha doğrusu yaşanan onca şeyden sonra o gücün farkına varmak değil midir uyanış?

Bir Rapunzel neden tutsaklığından kurtulmak için bir prense ihtiyaç duysun? Bunu bir kız çocuğuna hem de bir masalla empoze etmek haksızlık değil mi?

'Umut'' çokça pelesenk edilmiş dillerimize, gereksiz bir gelecek algısı yaratıyor ve farkında değiliz. Sanki herkese büyük ikramiye çıkacakmış gibi hayallere sahibiz. Oysa realitedir mutluluk. Elinde olanı görmeli insan, sürekli vaha içinde ruhlarımız ve serapla besliyoruz onları. İnsana lazım olan şey elindeki bir yudumsa bir yudum suyu görmek.

Bence böyle.

Bana özel masalın için teşekkür ederim.Ancak bana olan bakış açını değiştirmeni öneririm.Çok başka anlamışsın veya ben ifade etmek için kendimi daha çok çaba göstermeliyim. Her iki durumun farkına vardırdığın için teşekkür ederim.

Not: O ilk başta anlattığın deniz yıldızı öyküsü de alıntıdır. Yaz bakalım onu da oraya

:)))

Sevgilerimle..
yeğinadnan
yeğinadnan, @yeginadnan
1.6.2020 15:34:32
Çok muazzam tesbitlerle dolu şahane bir yazı.Dilerim giriş ve gelişme bölümü okuru finale taşır. Zira final muhteşem.
Tedricen kıvamını artan yazı yormasın istenmiş olmalı okuru. Çok okunması dileğiyle.
Ellerinize sağlık.
VeraBinti
VeraBinti, @verabinti
1.6.2020 15:13:44
Çok güzel bağlanmış olay örgüsü, vermek istediğiniz mesaj ancak Bu kadar masum ifade edilebilirdi . Tebrikler kaleminiz daim olsun
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL