Burada hazır yeri gelmişken Mustafa Kemal’in bu günler için söylemiş olduğu şu ulus’a öğüdünü hatırlatmadan edemeyeceğim. “bağrında yetiştirerek başının üstüne değin çıkaracağın adamların kanında ki, vicdanında ki öz mayayı çok iyi incelemeye ilgi göstermekten bir an geri kalmamalısın” ne kadar büyük bir görüş olduğu,anlam ifadesinde algılanmayacak bir durum olmaması aşikar, net ve de açıktır.
Zaman içerisinde söylenmesine belirtilmesine gerek kalmaksızın isteyen her fert dünyaya kendi gözlerinin görebildiğince bakabilecek; algılayarak ve sezgileriyle bazı yaşanmışlıklarıyla kendisi bizzat test yaparsa varabilir. Sezgilerimiz değil midir bizlere şekil veren, törpüleyen sivri olan dilimizi, korkularımızı bize ilk bildiren gene odur ileriye doğru gidişi dürtükleyen, bilime olan hizmet ihtiyacı sezgimizdir.

Türk milleti Müslümanlığın mutaassıplığının yanında, zaman itibarı ile etkin kişilerin bağnaz ve bencil tutumu nedeni karşısında, şiire ve edebiyata çok yüzeysel kalmakla beraber resme: tasvirlere bile uzak tutulmanın ötesinde, felsefeden mahrum bırakılmışlığın acısını şimdi bizler yaşamaktayız, yoksa uzun yıllar önce bu ortaçağ karanlığı yıkılmış olacaktı Rönesans’ı bize Mustafa Kemal getirdi ne yazık ki biz yaşatamıyoruz yaşayamıyoruz. Hurafeler yüzünden, cinler yüzünden, periler yüzünden saçmalık HEPSİ……..
….bu nedenler yüzünden daha birçok şeye karşı sonucunu bilmediği, neden yasaklandığı sebepleriyle açıklanmadığından, kısaca bu konuda gelişime, sanata, karşı hep uzak tutulduğundan bugün gerçek dışı o kadar safsataya söylemlere inanarak, Müslümanlığını bazı zatların varlığıyla yaşayabileceğinin yanılgısına düşürülmüştür.

Maalesef bu zatı ve zatları şu cümlemin dışında tutarak söylüyorum ki: cumhuriyetin ne büyük bir fazilet olduğunu yazık ki henüz anlamamış ve anlamayı da bu zat ve zatlara inanarak karşı tutumlarıyla istemediğini gösteren her insanımıza, düşüncesine saygılı bir tutumla kafalarımızın aydınlanması için yaşadığımız coğrafyanın önemini, varılacak hedefin hepimiz için aynı nokta olduğunu kavramasını sağlamak, bahtımızın karalığından tutun da: kaderimize çocuğumuzun varlığının vücuda gelmesine kadar tıpkı özgürlüğümüz gibi bağımsız bir millet oluşumuz kendi aklımızla, öğrenimimizle kazanmış olduğumuz zaferlerle bizim beynimizle çok yakın ilişkili olduğunu bilmek, belirtmek vazifemizdir,gerekmektedir…

Artık, 29 ekim sonrasında ki adam Ankara’ya vardı.

Yüce Türk milletine ve kamuoyuna en samimi sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Renkli olmak kadar güzeldir bazı fikirler.

Kanber İhsan Öcel