-Haydi bakayım..geldi
derken bir bebek sesi..Gün kızıllığa dönüyordu..Üzerinde farklı zıbın olan bir bebek getirdiler..Saçları sarı,gözleri yumuk,yanaklar kızarmış bir bebek..Nefes alıp veriyordu..
Gözünüz aydın diyerek bana uzattılar.Kollarıma aldım,gözlerimi ondan ayıramıyordum."Hoşgeldin can oğul,hoşgeldin can İsmail,hoşgeldin baba İsmail "diyerek onu izliyordum..Heyecan ve endişelerim bitmiş,yerine huzur gelmişti.Bebek sağlıklıydı,annede iyi idi.Heyecan azalınca senin eşyalarını vermeyi unuttuğumu gördüm.Hemen senin,zıbınını,patiğini,kundağını getirdim .Geç kalmıştım. Senin üzerinde başka birinin giysileri vardı.Hatta annen onlarla seni görünce "çocuklar karışmasın,bu bebek benimmi?"diye ebe hemşireye sordu.Birde sarı görünce"eminmisiniz"diye ilave etti..Hatice ebe nezaketle,güleryüzle"karışmadı rahat olun,bu sizin bebeğiniz"diyerek anneyi rahatlattı.Anne sana,sen anneye yumuldun.Sen yeni bir dünyaya adım atarken,bizde atmıştık..İyice rahatlamıştık..Anne ve baba olmuştuk ve sen dünyamıza sapsarı bir güneş olarak doğmuştun.İki gün hastanede kaldıktan sonra iki kişi geldiğimiz eve üç kişi dönmüştük..Ev farklı bir havaya bürünmüştü varlığınla..
Adını İsmail Zeki koyacaktık ama Zeki dede yaşadığı için adının verilmesini uygun görmedi.Gözlerini ilk açtığında gözlerin masmaviydi..Gökyüzü gibi pırıl pırıldı..İnsana huzur veriyordu..Onun için İkinci adını Göktuğ koyduk..Gök gibi parlak,engin,İsmail gibi cesur olasın dedik...

Kimler maviyi seyretmeye
Gözlerini gökyüzüne dikmezki,
Bakar kalırım bense
Gözlerindeki gökyüzü alemine..

Nurları ile ruhumu aydınlatmakta
Bir açılmakta bir kapanmakta onlar,
Ben bilirim ki hayatta
"Alemlere alemlerin açıldığı pencere"dir bakışlar...

Kimler gönlünü serinletmeye
Engin denizlere girmezki,
Dalıp kalırım bense
Gözlerindeki masmavi deniz alemine...

Günler günleri kovaladıkça sen hızla gelişiyordun.Zamanla tanımaya ,gülücükler atmaya başladın.Agular yapıyordun..
Senin dışında bir dünyamız kalmamıştı.Akşam eve koşturarak geliyordum.Geliyordum ki annenin yorgunluktan canı çıkmış.Hemen seni alıyordum;anne soluklansın,biraz dinlensin diye..Seninle göz temasıyla oyunlar oynuyorduk..Habire gülücükler atıyordun..Mutlu bir bebektin ve mutluluk veriyordun..

Ninni seç ilahilerden,onlarla büyüt
Dualarla başla, oğlumu onlarla yürüt..

Tatmasın kederi ,Allah’ım tattırmasın
Ömür boyu Kuran ışığında yaşasın..

Gayelerini öğret,ne için varolduğunu bilsin
Anlat iyilikleri,kötülükleri öğrenmesin..

Tat almayı anlat,sonsuza kadar tat alsın
Helalde bulsun o tadı harama kanmasın..

Ninni seç ilahilerden,onlarla büyüt
Dualarla başla oğlumu onlarla yürüt....

İyice serpildin,tatlı bir bebek oldun.Kanlı,canlıydın..Akşamları anne yorgunluktan uyuyakalınca ikimiz oyun odası olarak kullandığımız salona geçiyorduk.Oyunlar oynuyorduk.En son ballı sütünü içip uykuya geçiyordun...Bir gece yine sütünü verdim,cup cup içmeye başladın..Sabah bir uyandımki bütün beşik,üstün ve başın bal içinde..Meğerse cup cup sesleri ninni olmuş ,ikimizi de uyutmuş..

Beşikte sarı bir çocuk
Gözler mavi,
Çakmak çakmak,
Gülüşler candan
Heryeri kıpır kıpır,
Bakışlar canlı
Bizide canlandırdı...

Sonra dişler patladı
Önde iki diş
Her gülüşte düşecek gibi..
Saçlar kıvır kıvır
Dalgalı
Gözlerini saklayacak gibi....

Sallanır ellerimizde
Gündüzde,gecede
Sarı bir çocuk
Sallanır beşikte..

Derken aylar ayları kovaladı.Sen büyüdün..Büyüdükçe daha güzel bir çocuk oldun..Saçlar kıvır kıvırdı,uzundu..Çok hareketliydin.şirindin.Yolda giderken insanlar durup seni severdi.Sevdikçe gülücükler atardın,attıkça daha çok severlerdi...
Salon tam bir oyun alanı olmuştu artık.Saatlerce oyunlar oynardık.Yorulmak nedir bilmezdin..Bazı sabahlar gözümü açardım ki ikimizde halının üzerinde uyuyakalmışız..