İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
Seyit Hamoğlu
Seyit Hamoğlu

"Çocuklar hıçkırır anneler ağlar"

Yorum

"Çocuklar hıçkırır anneler ağlar"

4

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

928

Okunma

"Çocuklar hıçkırır anneler ağlar"

“Çocuklar Hıçkırır Anneler Ağlar”

Sekiz çocuklu bir aile olunca meyvenin de dilimle pay edildiği zamanlardı bizimkisi. Tarlaya götürecek azığınız yoksa jokerimiz toz şeker bir büyük tas suda eritilip ekmek peynir eşliğinde altı yedi kişi kaşık sallayarak doyurup karnımızı çapaya devam ettiğimiz yıllar yani.

Sahurda her ailenin zulasında gevretilmiş yufka eğmeği ufalanıp şekerli su ile karıştırılıp bu sefer gevretilmemiş yufkayla avuçlanırcasına lokma haline getirdiğimiz orucu “ufak”la tuttuğumuz günler.
Ekmeği ekmeğe katıktı bizimkisi.

Orta ve lise döneminde iki üç öğrenci ev tutup kaldığımız senelerdi. Ana ve tek mönü küp peynir beş günlük çörek ya da kömbe yanında çay o haftanın da üç öğününe el koyardı eksiksiz.
Hafta sonları köye geldiğimizde rahmetli annemin artırdığı bir köşeye sakladığı elma ya da portakalı yalnıza denk getirip hadi çabuk ye şunu aceleciliği yok mu. Kendi sehmini bize ayırması bizi ne kadar daha yüklenecek bu kadın iç çekmelerime de eşlik ederdi gizliden gizliye.

Cuma okul çıkışı ilçeden köye gelir, pazar ikindi üzeri tekrar yola revan olurduk. Sırtımızda beyaz tehliz torbada beş günlük ekmek küp peyniriyle birlikte. Her defasında yola çıkacağımızda annem ısrar eder sofra hazırlamaya koyulur ben de aynı inatla 2,5 kilometrelik asfalta varasıya acıkacağımı bile bile yemeği yemeden ayrılırdım. Hele de asfalta inince vasıta bulamaz da 12 km yolu da yürüyünce pişmanlığım katlanır da katlanırdı.
O pazar da yine alelacele tatar ocağını yakmış dışı isten kapkara olmuş küpeli tencerede kaynayan yemek bize yetişmek için çırpınıyordu. Ayrılma vakti gelmiş benim sinirimde tepemde olduğu halde annem danışmadan sofrayı bile kurmuş emri vakisini yalvarırcasına yapıpta ben çaresiz sofraya da oturmak zorunda kalmış yalandan bir iki kaşıkla dağ yoluna koyulacak iken. İlk lokmayla beraber o lezzeti, bırakın damaklarımda tüm hücrelerimde hissedercesine koca tabaktaki yemeği siler süpürürcesine tek oturuşta bitirdiğimi bir ben bilirim. Tandırda kaynarken lokurtusundan, ocakbaşını bırakın bütün eve yayılan rayihası beni büyülemişken ilk lokmayla gelen lokum gibi kıvamındaki kuru fasülyenin tadını onca namlı mekanlarda dahi tadamayışımı nasıl unutabilirim ki.
Bizimkisi on iki kilometrelik bir mesafeydi. Çaresiz kalınsa kış bile olsa yürüyerek gidip gelinme lüksümüz vardı. Ya ilde okuyan abimin haleti ruhuyesini empatize edemiyordum o yıllar.

Bu pazar onu yolcu edecektik önce. Otobüs parasını ne yaptıysak bir araya getirememiş hepimiz cep harçlıklarımızı annemde toplamış ucu ucuna gidiş parasını denkleştirebilmiştik. Düşünüyorum da o gittiği yere hadi vardı ne yiyip ne içecek bir iki ay. Okul masrafını nasıl halledecek. Tekrar dönüşte nasıl neyle gelecek 17-18 yaşında birisine bu yük nasıl taşıtılır aklım almıyor şimdi. Ya bu çaresizliği an be an yaşayan annemin iç alemi!

Hacdan gelmiş karşılamaya gitmiştik şehirötesine. Çok sevinmişti. Ayrıldık bir ay sonra bir sabah telefon geldi onu kaybettik diye. Bu kadar sıradanmıydı bu cümle. Yola çıktık beş saat sürecek. Cenazeye bari yetişmek için.
Dönüşte tarihe baktım. Aylardan mayıs ve günlerden pazardı. Hem de ikinci pazar. Sahi şimdilerde bizimkiler hep anneler günü kutlar oldu bu tarihte. Biz mi? Onu o gün kaybetmişiz meğer. Yetmiş yıl kutlamayışımıza inat.
Mekanın cennet biliyorum.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
"çocuklar hıçkırır anneler ağlar" Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz "çocuklar hıçkırır anneler ağlar" yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"Çocuklar hıçkırır anneler ağlar" yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Meyzem
Meyzem, @meyzem
9.5.2020 23:22:42
Eminim gerçek bir hikaye
Olmasada bu tarz hayat cok yurdumuzda
İçim nasıl acıdı
O annenin çaresizliği
Yokluktan var etme çabası
Tam rahat edecekken bu gamlı dünyadan göçmesi..
Nasıl güzel bir yazı okudum
Cok teşekkür ederimm
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
9.5.2020 22:59:38
Mekanı cennet olsun
O yokluk günleri ve annelerin çocuklarına sakladığı
kendi yemeyip yedirdiği
O portakalı görür gibi oldum
sağolun var olun
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
9.5.2020 22:26:42
Fedakarlık annelerin genlerinde var mutlaka... Ne çok değerler kattılar bize, unutulmayacaklar mutlaka... Bir de yokluk yılları ki o geçen seneler, o yokluğu hissettirmemeye çalışan annelerdi... Kutlarım ...
Ser-ŞAdi
Ser-ŞAdi, @ser-sadi
9.5.2020 05:59:27
İnternet ten bir demet gül bu zamanda.. Yokluk varken duygularımız var. Varlık ile hislerimiz terketti bizi
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL