Yürüyorum.
Gece karanlık ve ıssız, ileride bir sokak lambası yanıyor ve ben tüm heyecanımla oraya koşuyorum.
Sokağın girişine asılmış bir levhada "Şiirler Sokağı" yazıyor.

Tüm heyecanımla atıyorum adımlarımı sokağa ama bu sokak bir cadde gibi oldukça uzun.

Yürüyorum, sokağın havasını çekiyorum içime yarı hüzünlü yarı sevinçli bir sokak. Biraz da umutlu.

ilginç.
çok ilginç geliyor bana bu sokakta yürümek. Her adım atışımda duygularım şekilden şekle giriyor.

ve bir adamın sesi duyuluyor olanca ihtişamıyla
bu ses bana adımlarımı eğri büğrü attırıyor. Düz yolda sarhoş gibi yürüyorum.

Birden bire

"Yazmayı yeni öğrenen bir çocuk gibi
Kırk sayfaya ismini yazdırdı kader
Ne zormuş ters elle yazması meğer !
Harflerin hiçbiri
Bildiğim şeklinde değil
Ne soldan dolandırabiliyorum
Ne de sağda dönüyor
Mürekkepteki meyil..."

böyle bir şiir okunuyor. Evet adımlarım eğri büğrü, anlıyorum ki o şiirdenmiş.



Sonra ses kesiliyor ve birden düzeliyor adımlarım. Kendime geliyorum.

Tekrar başlıyorum yürümeye.Tam kendime geldim derken bu kez de bir kadın sesi duyuyorum ve duygularımı okşayan bir şiir okumaya başlıyor ve ben bir kedi gibi yumuşuyorum.

"bir akşamüstü
hasretin türküsünü çalıyor Suavi baba
bense içimdeki her bir şeyin bilinmezliğini hafifletmeye çalışıyorum
avuçlarımda bir yolculuk giderek gülümsüyor
gözlerimde inci gibi doğurgan bir mesele
ellerim ilk defa doğru bir şehri gösteriyor
hüzünlü bir perşembe günü
omuzlarım düşük
suratımda bir kedinin sokakta kalmışlık duygusu"

Ve kadın şiirini bitirdikten sonra
(eskiden. yine) diyor şiiri için.

Bu kez arkamdaki kaldırıma bağdaş kurup oturmayı deniyorum. Duygularımın sesini dinlemek için.

Oturuyorum. Gece karanlık. Aniden bir müzik duyuluyor beş adım ötemden.
Bu kez kalkıp ilerliyorum.
İki kişi görüyorum bir erkek ve bir kadın. Ne içli ah! çekiyor adam öyle, sanki tüm dünyanın dertleri bu adamın omuzunda birden başlıyor adam "Ah!!! Piraye Ah!!!" diyor kadına

ve ben gizliden dinlemeye başlıyorum biraz kulak kabartarak.

"Soluklaşıyor; Piraye gözlerimdeki hayalin
feri sönmüş; sarhoş masalarına meze olan yıldızlar misali
ruhuma, kurumuş yaprakların kokusunu
sıvayıp geçiyor kahpe ayrılık sabahı
sendeliyor içimde esen rüzgarın senden kalan dokusu
başı dönmüş geceden kalma günahkâr şehir
vay üşüyen tenim vay
sen sabır ateşinde kavurduğum al duvaklı gelinim
nikahsız bir ayrılık sokuyorsun yatağıma"

böyle sesleniyor adam. Bu kez bana da bir üşüme geliyor ve kapaklanıyorum dizlerimin üstüne.
Derken bir adam dokunuyor sırtıma ve irkiliyorum.

O nasıl bir sestir. O nasıl bir ses tonudur. Adam konuşuyor konuştukça susma hakkımı kullanıyorum.
Müthiş bir hayranlıkla dinliyorum adamı ve elinde bir kağıtla sana bir şiir okuyayım genç diyor

Elbette diyorum abi elbette.

"fikrimin uzandığı sisli haritada
gözlerime dokunan tarihle
dingin bir nehre akıyor içli sözleri
ve
taş döşemeli dar sokaklardan geçiyor gölgeler
unutamadığım

çocukluk yüzümle b/akıyorum aynalara
ince sazlarla çalınan Balkan türküleriyle siliniyor kulağımın pası
geçmişi kucaklayıp oturuyorum Tuna kıyılarına
ki- öyle böyle bir hasret değil bu
içimde kocaman bir ben yaşatıyor bana"

ve kağıttan okuduğu şiir bittikten sonra bu şiir bir kadın şaire aittir diyor. Eyvallah diyorum abi eyvallah ve okuduğu bu şiirden sonra İsmail’e sesleniyorum

bİr yudum su istiyorum İsmail’den

"bir yudum su diyorum İsmail
bir yudum su
boğazımın kuruyan mecrasına
bir yudum su

ahtım olsun ki
bütün vadilerin çatlağını göz yaşımla doldurmaya
göğe yol olsun ki kuruyan ne varsa kapına gelmemesine
çamura bulamadan özümü
kuruyan yanımın sözüne and olsun ki izin vermem İsmail korkma
ama sana denizleri vaat etmiyorum İsmail
karıştırma
su yollarını gölleri nehirleri
bir yol açılsın diye biat ediyorum

bir yudum su diyorum İsmail
bir yudum su
boğazımın kuruyan mecrasına
ki susamışlara yol olayım
kana kana değil belki
ıslansa yeter
yeşerir mevsimlerim"

ama İsmail beni duymuyor ki.
Hemen yalın ayak çıkıyorum sokaktan bir çeşme başına varmak için...

Şairlerimizin ve Şiirlerinin İsimleri ve LİNKLER:

1. Erkut DURMUŞ ( EĞRİ BÜĞRÜ BİR ŞİİR )
www.edebiyatdefteri.com/siir/1287283/egri-bugru-bir-siir.html

2. meleksukan ( eskiden. yine )
www.edebiyatdefteri.com/siir/1296029/eskiden--yine.html

3. lemide ( Ah!!! Piraye Ah!!! )
www.edebiyatdefteri.com/siir/1293845/ah!!!-piraye-ah!!!.html

4. /yüRekTen ( Gözlerim Göç Sürgünü- Yüreğim Nehir )
www.edebiyatdefteri.com/siir/711825/gozlerim-goc-surgunu--yuregim-nehir.html

5. şimo ( bir yudum su ismail )
www.edebiyatdefteri.com/siir/1184675/bir-yudum-su-ismail.html



anlatımla alakalı eleştirilerinizi bekliyorum.